27 Ocak 2018 Cumartesi








Topkapı Şifresi


Nazan Şara Şatana


nazanss.blogspot.com



Fatihcanhan, “Evet” dedi. “Biz yola çıktık. Kar çok hızlı yağıyordu. Ben karda araba kullanmaya alışık olduğum için direksiyona geçtim. Bir süre sonra bizi durdurdular. Silahlı adamlar vardı. Bir yaralıyı arka tarafa taşıdılar ve Ruzi’nin de arka tarafa geçmesini istediler. Çok kanaması vardı adamın. Ruzi’nin bezle kanayan yere bastırmasını istediler. Bir süre gittik. Sonra bir yerde helikoptere bindirdiler bizi. Biz gitmek istemedik ama zorladılar. Helikopter havalandığında arabanın yandığını gördük.”

Demet Hanım, “Evet, o gece o yol üstünde birkaç arabanın yandığından haberdarız. Sonra?” dedi heyecanla…

“Helikopterle tekrar İstanbul’a döndük. Bir özel hastaneye indik. Orada da bekliyorlardı. Doktorlar hazırdı adamı ameliyata aldılar. Bizi bir süre tuttuktan sonra konuşmamamız için uyardılar ve bıraktılar. O geceyi, ne yapacağımızı bilmeden korku ve panik içinde geçirdik. Sabah bu olayı unutmayı yeğledik. Akşam uçağı ile de geldik. İkimiz de aklımızdan silmeye gayret ettik. Ta ki bu sabah Ruzi’ye gelen bir telefona kadar!”

Demet Hanım’ın kaşları çatılmıştı.

“Gerçekten büyük bir oyunun içindesiniz. Bu normal bir şey değil. Bu adam önemli biri! Eski bir devlet adamı. Bir bilim adamı... NATO’ya bağlı bilfiil çalışmalarda bulunan önemli biri...” Bir süre düşündü.

“Bir sürü anlaşılmazlıklar var. Neden Türkiye’de, kimsenin haberi olmadan seyahat ediyor? Üstelik niye siz hedef seçildiniz? Bu tabii tamamen tesadüf olabilir. Oradan geçen ilk araba sizin olmanız ihtimali de var. Çok inandırıcı gelmiyor bana. Sizin yani Fatihcanhan’ın şahsına atılacak bir iftiradan yararlanacak kişiler de olabilir. Bunun Ruzi ile alakası olamaz. Bu son zamanlarda Ruzi’nin haberlerinde önemli bir çalışma yoktu. Kayda değer, birilerini rahatsız edecek bir haber! Seçilen sizseniz bile yine bazı şeyler bağdaşmıyor. Sizi takip ediyor olsalar bile sizi durdurmak için böyle önemli bir adamı vuracak değiller herhalde!”

Demet Hanım’ın canı bir hayli sıkkındı. Konuşurken arada bir ara veriyor, dikkatli konuşmak için düşünüyordu.

“Bize anlatsaydınız düşünme zamanımız daha çok olacaktı. Önemli bir ayrıntı daha var. Siz ikiniz hukuka aykırı hareket etmişsiniz. Anlatmadığınız için kanun önünde suçlu durumdasınız. Kaçırılmışsınız, biri vurulmuş, silahlar, yanan arabalar, gizli yapılan ameliyatlar, sizin serbest bırakılmanız! Bunlar polisin bilmesi gereken bilgiler.” Demet Hanım, Ruzi’ye baktı.

“Fatihcanhan’ın burada yabancı olduğunu düşünürsek!”

“Anne ne diyeceğini biliyorum.”

“Gazetecisin, hukukçu bir annenin, bürokrat bir babanın kızısın. Bunlardan habersiz gibi davranman bana çok mantıklı gelmedi...”

Demet Hanım bir süre sustu. “Sizin benden sakladığınız başka şeyler var mı?”

“Hayır anne, yok!”

“O gece de bana yok demiştin.”

“Yemin ederim yok. Bunun haricinde bir şey yok.”

Fatihcanhan, “Evet Demet Hanım, bütün hikâye bu kadar” dedi.

Demet Hanım bir süre ikisine baktı.
“Başımız dertte. Fatihcanhan ben sizden iyice düşünmenizi isteyeceğim. Yaşadıklarınızı gözden geçirin. Böyle bir şey için bir sebep olmalı...”

Fatihcanhan düşünüyordu.
“Ailenizle ilgili bir konu da olabilir. Sizi biliyor olabilirler.”

Nazan Şara Şatana


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder