Bir Zamanlar İyi Fala Bakardım.
nazanss.blogspot.com
İnanın olmuştu.
Bir
gün iyi fala baktığı söylenen bir arkadaşımı iyice izlemiştim. Nasıl bakıyor,
neler söylüyor?
İncelemelerimi
bununla bırakmamış; kahve falı nasıl bakılır derdine düştüğümden fal kitapları
almıştım. Telveler benzeyen şekillere göre yorumlanıyor. Bunu anlamıştım.
Hoşuma da gitmeye başlamıştı. Arkadaşlarla gır – gır yapma adına fala
bakıyordum güya! Bir gün bir arkadaşım telefon etti.
“Ne
dedin isen çıktı.”
Hadi
canım sende! Hiç öyle bir şey olabilir miydi? Hani atarsınız ya eğlenmek için,
nasıl olurda çıkmış olabilir ki. Bu benim faciam oldu diyebilirim. Falcı
kesildim. Herkes kahve içiyor hop bana geliyor. “Falıma bakar mısın?” İlk
başlarda hoşuma gidiyordu. Açıkçası neyi neye benzettiğimi hatırlamıyorum. Bir
çeşit atıyorum. Sonra farklı bir taktik uygulamaya başladım. Nasıl mı
yapıyordum. İnsanlara umutvari bir şey vermeye çalışıyordum. Eee niye daha fazlası
olmasın! Başladım güzel şeyler söylemeye. Zaten tanıdığım insanlar çoğunun
meselelerini biliyorum. Ne dersem mutlu ya da mutsuz olacaklarını da en azından
kestirebiliyorum. Başladım mı ben umut tacirliği yapmaya. Sonra tuhaf şeyler
olmaya başladı. Kendimle savaş. Nasıl derseniz. Bende bir fala bakma isteği ki
anlatamam. Hani kimse olmadığında nerede ise kahve içeceğim kendi falıma
bakacağım o hale geldim. Düşünün o durumlardayım. Arkadaşlar arasında da
şöhretim yayılmaya başladı. Keyfim çok yerinde! Bu arada; bazı söylediklerim
beni de şaşırmaya başladı. Hiç tanımadığım birine, bir arkadaş toplantısında:
“Siz politikaya atılacaksınız” gibi ahkâm
kestiğimde:
“Evet,
milletvekili olmak için çalışmalara başladık” Bir diğerine;
“Yakında
büyük para gelecek bir ev bir araba görülüyor.” gibi ukalaca bir cümle
kurduğumda, arkadaşım:
“Bırak
Allah aşkına kredi kartlarının borçlarını ödeyebilsem” dedikten sonra toplu
miras aldıklarında sanıyorum arkadaşım benim kadar şaşırmamış, dili
tutulmamıştır.
Hayda
ne diyorsam çıkıyor misali oldu mu?
Yalnız
şunu atlamamak lazım…
Ben
yirmi şey söylüyorum.
Nasıl
olsa yaşamda bunlardan biri olacak.
Ben
bunun hesaplarını yapıyorum.
İnsan
psikolojisini biliyorum.
En
büyük istekler para değil midir, ne yazık ki sağlığımızı merak etmeyiz de daha
ziyade gelecek parayı düşünürüz. Aynı hesap.
Benim
kahve falına baktıklarım benim söylediğim yirmi şeyi unutuyorlar bir tane oldu
mu tamam Nazan bildi.
Yok,
yahu ne bilmesi biri tuttu o kadar.
Bunlar
benim iyi fala bakma şöhretimi artırdıkça bende anlatacak malzeme sayısı da
arttı.
Artık
on hedef nokta saptamıştım.
Biri
mutlaka tutuyordu.
Bende
bundan çok keyif alıyordum. Bazı topluluklarda beş ya da altı fincan
kapatılmış, hepsi merakla yüzüme baktıklarında işte o zaman çok zor oluyordu…
Ben
bu kadar değişik şeyleri nereden bulacaktım. Bu artık eğlenceden çıkmıştı.
Biraz moral vereyim’i de çoktan aşmıştı. Bir gün dedim ki.
“Arkadaşlar
artık fala bakmıyorum.” Nasıl yani’leri siz tahmin edersiniz.
“Bakmıyorum
– Bitti…” Sanki çok şey yapıyormuşum gibi arkadaşlarım bir üzüldü bir üzüldü
anlatamam. Bir çeşit moral yükleyicileri gitmişti.
Oysa:Her
sağ salim uyandığınız gün için Allah’a hamd ederseniz zaten moraliniz düzgün
olur.
Çoluğunuz,
çocuğunuz yakınlarınız ve siz sağlıklı iseniz, şükür içinde olursanız
moralinizin yüksek olması gereklidir zaten.
Aç
değil açıkta değilseniz, işiniz gücünüzde varsa! O zaman siz şanslısınız mutlu
olmalısınız bunlardan güzel mutlu olabilmek için sebepler var mı? Var… Sevgi…
Birde
sevilen biriyseniz, sevdikleriniz çoksa, sizde sevgi doluysanız mesele
hallolmuştur. Sizin fala değil. Bizi bütün bu güzellikleri veren Mevla’ya hamd
etmemizden başka bir şey kalmıyor ki. Fala ihtiyacımız yok.
Yol
ışığımız Mevlana Hazretleri derki:
‘‘Sen
düşünceden ibaretsin… Geriye et ve kemiksin… Gül düşünür gülistan olursun…
Diken düşünür dikenlik olursun.''
İnanın
pozitif enerjimiz bize geri döneceğinden mutlu olacağızdır.
Mutluluklarla
kalın…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder