14 Mart 2018 Çarşamba







Piri Reis’in Akıl Almaz Haritası



nazanss.blogspot.com




Piri Reis ile ilgili bir kitap yazmak hep isteğim olmuştur.
En büyük nedeni Piri Reis’i tanıma isteği.
Bir kitabı yazarken hele de tarihten birini yazıyorsanız araştırmak zorundasınızdır.
Üstelik bu üstün körü olmaz.
Bir gerçeği yazacaksanız hakikat ne ise onu kaleme almak durumundasınız.
O zaman ne yapıyorsunuz araştırmalarınızı derinleştiriyorsunuz.
O kadarki;
Nerede doğdu, ailesi kimdi, ne yaptı, nasıl yetişti, kimlerle görüştü, hayatı nasıl geçti ve yaptıklarını nasıl yaptı gibi bir sürü bilinmeyeni bulabildiğin, okuyabildiğin, araştırabildiğin kadarını tamamladıktan sonra ancak ondan sonra bilgisayarın tuşlarıyla Bismillahirrahmanirrahim diyerek ilk tuşlara basmaya başlıyorsunuz.
Tabi, roman tadında olması için ya fantastik adı altında bizzat yaşamış gibi edinimlerinden yola çıkarak yazacaksın ya da tarihe biraz kurgu ilave ederek tarihten esinlenilerek yazılmıştır diyeceksin.
Buraya kadarı tamam.
Benim kazancım yaptıklarına akıl erdiremediğim, nasıllar ve nedenler ve şaşkın kelimelerinin verdiği bilinmezleri birazda olsa kendimce aydınlatmış olmam, bütün olay burada bitiyor.
Kişiyi öğrenmiş oluyorsunuz.

Öğrenmesine öğrendiniz de hadi verebiliyorsanız verin soruların cevaplarını.

Piri Reis’in 1513’te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu’nu gösteren harika, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırmış.
Niye diye sorduğumuzda, aldığımız cevaba dikkat edin lütfen.
Güney Kutbu’nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, 1818’de gerçekleşmiş.

Durun bitmedi devam ediyorum.
Piri Reis’in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyormuş.

Nasıl yani diyoruz tabi bunu okuduğumuzda.
Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

Harita 1513’te Avrupalıların sahip olduğundan çok daha fazla detay içeriyor.

Öyle ki Pizarro henüz Peru’yu keşfetmemiş olmasına rağmen Piri Reis Ant Dağları’nı nasıl biliyormuş.

Koordinat çizgilerinden, topografik detaylara kadar birçok sıra dışı bilgiye sahipmiş.

Günümüzde koordinatları belirlemek için kullandığımız enlem ve boylam çizgileri paralel ve meridyenler olarak ta biliniyormuş.
Meridyenler iki kutupta birleşiyormuş.
Oysa Piri Reis’in haritalarında enlem ve boylam çizgileri yerine, istikamet açılarıyla kilit noktalarda birleşen farklı çizgiler kullanılmış.
Bu çizgiler “Enerji Izgaraları” olarak adlandırmış.
Çizgilerin birleştiği kilit noktalar, dünyanın belirli enerji merkezlerini simgeliyormuş.

Dünyayı uzaydan görünüyormuş gibi çizilmiş.

Grönland’in buzul altı topografik haritasını da gösteriyormuş.

Harita, Antartika’nın buzul altı topografik haritasını da gösteriyormuş.

Aklı karıştıran bir detayda bu kadar olağan üstü olayları içinde barındıran haritanın bazı yerlerinin çok ilkel olarak çizilmiş olmasıymış.

Bu harita; koordinat çizgilerinden, topografik detaylara kadar birçok sıra dışı bilgiye sahipmiş.

Şimdi ne oldu?
Bilmediklerimizi öğrendik mi?
Öğrenemedik.
Evet Piri Reis’i sadece tanıdık.
Yaptıklarına, çizdiği haritaya aklımız erdi mi? Ermedi.
Olsun, bu sayede bilgi kitaplığımıza yeni bilgileri depoladık.im bilir belki bir gün daha detaylı olarak nasıl olmuş olduğunu öğreniriz.
Bütün mesele merak.

Merak bizi bilgiye götüren bir araç mı olmalı yoksa bir süreç mi?
Felsefe tarihinin en önemli kavramlarından biri Merak.
Bende de ziyadesiyle mevcut.


Nazan Şara Şatana


nazanss.blogspot.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder