14 Mart 2018 Çarşamba



HARPUT
Taşınmış Şehir

nazanss.blogspot.com






Altın Çağ yaşamış bir şehir Harput.
Eğer bir yere Altın Çağ yaşanmış deniliyorsa oranın diğer yerlerden birçok anlamda daha üstün olması gerekiyor ki böyle bir adla sıfatlandırılsın.

Harput tarihine kısa göz attığımızda, MÖ 2000’li yıllara tarihlenen Asur yazılı belgelerinde Karpata,
MÖ 1300’lü yıllara tarihlenen Hitit yazılı belgelerinde Harputtaş olarak anılan yerleşim yeri…

Altın çağını, Artuklular döneminde yaşamış.
Bu dönem yüz yıl sürmüş.

Elbette altın çağı yaşayan bir yerleşim yerinde;
Kültür, sanat ve ticaret merkezinin hakkı sayılır bir yere gelmiş olması da doğal.
Sonrasında; Anadolu Selçukluların, İlhanlıların, Dulkadiroğullarının ve Akkoyunluların hâkimiyetine geçmiş.
1516 yılında da Osmanlı topraklarına katılmış.

Burada çok güzellikler yaşanmış.
19.yy’da da ipekçilik son derece gelişmiş…
Harput Ovasının köylerinde ipekböceği yetiştiriliyormuş.  Ermenilerce modern tekniklerle üretim yapan ipek fabrikaları kurulmuş…

O kadar çok adından söz edilmeye başlanmış ki bu güzel yerde; Amerikan, Alman ve Fransız kolejleri kurulmuş.

Sonrasında ismi değişmiş. Bu nasıl olmuş?

1834 yılından sonra Harput’taki yerleşim 5 km. Güneydeki o zamanlar küçük bir köy olan Mezre’ye kaymış.
Sultan Abdülaziz’e atfen Mamuret-ül Aziz olarak adlandırılan yeni yerleşim Cumhuriyetten sonra Elâzığ olarak isimlendirilmiş.

Burası Doğu Anadolu’nun önde gelen tarihi bir kenti.
Neler yok ki burada ve neleri ünlü ve çok güzel değil ki?

Kalesi, okulları, camileri, kiliseleri, türbeleri, hamamları konaklarıyla ve zengin kültürüyle hakkı yenilmeyecek güzellikte bir yer.MİŞ.

Harput taşınmasına taşınmış ta sonra ne olmuş.
Harput’taki yapıların taşlarını sökmüşler.
Satmışlar.
Tabi kent yok olmuş.
Elde kalanlarla bir açık hava müzesi…

İşte beni kahreden olay.
Bir tek taşın korunması için çaba sarf eden yabancıları gördüğümüzde bizim eşsiz kıymetlerimizin heba olmasına insanın içi dayanmıyor.
Bir tek taş kıymetli,
Bir tek anıt çok kıymetli.
Hem eskisine faydalı hem şimdiki zamana yararlı.
Eskileri bilmedikçe yenileri öğrenemeyiz.
Ve açık hava müzeleri bizlerden sonraki nesillerinden tarihten dem vuracakları yerler.
Bize düşen korumak ve kollamak.

Müze olarak sergilenen her yer için ziyaretçilerin bıraktıkları da azımsanmayacak bir gelir.


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com


 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder