Kadına
Şiddet
NE HAKLA
nazanss.blogspot.com
İbn-i
Fârız demişki:
“Her
güzelin güzelliği, Allah güzelliğinden aksetmiş bir parçadır,”
Kadına
şiddet benim içimdeki karanlıkların başında gelenlerdendir.
Kim
olduğu, hangi milletten, dostum düşmanım sevdiğim sevmediğim bir kadın şiddet
görmüşse içim parçalanıyor.
Kim,
niye ve en çok da NE HAKLA diyorum. Ne hakla…
Kadına
Şiddetle ilgili yurt içi ve yurt dışı gazetelere yazılar yazdığımı,
TV
programlarına konuk olduğum zamanlarda bu konularla ilgili isyanımı,
serzenişimi,
kendi
yaptığım TV programlarında,
duyarlı
kadın ve erkek konuklarımla dile getirdiğimi beni tanıyanlar bilirler.
Kitaplarımda
da bu konuyu çok defalar işlemişimdir.
Bunun
tersini asla düşünemiyorum.
Bizim
gibi ekranlarda olan, gazetelere yazı yazabilen, sosyal medyayı
kullanabilenlerin üstünde durmaları gereken hazin bir konu bu.
İslam
dini güzellikler dinidir.
İyilikler
dinidir.
Peygamberimiz
Hazreti Muhammet Efendimiz, hiçbir kadına şiddet uygulamamış sözle bile
kalplerini kırmamış.
Peygamberimizin
döneminde hiçbir kadına şiddet yapılmamış.
İslam’da
kadın önemlidir.
Cahiliye
döneminde kadını mal gibi görmüşler.
Hiçbir
hakkı yokmuş.
İnsani
haklardan yoksunmuş.
Zulmün
her türü uygulanıyormuş.
Peygamber
Efendimiz bu zulme son verdirmiş.
Kadınların
da erkekler gibi insani haklarının olduğunu söylemiş.
Kadına
şiddet yok olmuş.
Kadın
cinayetleri yok olmuş.
Kadına
fiili şiddet, sözlü şiddet yasaklanmış.
Peygamber
Efendimizin:
“Sizin en hayırlınız,
hanımları nezdinde hayırlı olanınızdır” demiş.
Gönüller
Sultanının yaptıkları, sözleri, bizim uygulamamız gerekenler değil midir?
O
kadınlara bu kadar önem vermişken,
Neden
kadınlar şiddete maruz kalıyorlar…
İslam
koruyan, gözeten, kollayan bir din olduğuna göre bu yapılanlar nedir?
Karınıza elinizi
kaldırdığınızda aklınıza anneniz gelsin, kız kardeşleriniz gelsin kızınız
gelsin…
Siz
ister misiniz kızınıza bir erkeğin şiddet uygulamasını.
Kız
kardeşlerinizin yüzü gözleri kan revan içinde kapınıza gelmesini.
Geldiğinde
sizin eşinizin de aynı durumda olduğunu gördüğünü…
Peki,
utanmaz mısınız, sevdiğinize yapılanların hesabını hangi vicdanla kime
sorarsınız.
Çocuklarınızın
yanında annelerine şiddet uyguladığınızda;
Kızınız
hangi erkeğe güvenir,
Oğlunuz
babasından gördüğünü mü yapar,
Yoksa
sizden nefret mi eder?
Peki,
bu çocuklar babalarından dayak yiyen annelerine saygı duyarlar mı?
Annelerine
çok üzüldükleri için sizden nefret etmezler mi?
Yaşam
hızlıdır,
Zaman
koşturur.
Bir
gün birilerine muhtaç olduğunuzda evlatlarınızda dâhil kimseyi yanınızda
bulamazsınız.
Çok
mu sinirlendiniz, dua okuyun.
Allah’a
sığının ama onun kuluna zarar vermeyin.
Ben
vicdanınızı yormayın diyorum.
Kendinize
dünyayı ve ahreti zehir etmeyin.
Hiçbir
yerde hesap veremezsiniz.
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Birkaç yerden alıntı
yapmak istedim.
İslâm dininin
kadınlara verdiği ehemmiyet Kur’ân-ı Kerîm’in şahadetiyle sabittir. Kur’ân-ı
Kerîm’de Müslümanlara hitaplar hemen her fırsatta mü’minûn-mü’minât,
sâlihun-sâlihât gibi erkeklere ve kadınlara aynı değeri veren söyleyişlerdir.
Kur’ân-ı Kerîm,
inanmış kadınları, inanmış erkeklerden ayrı düşünmemiş ve ayrı yâd etmemiştir.
Allah’ın kadına
verdiği değer; kadının, kendi yaratıcı kudretinden vasıflar taşıması, hayatın
devamlılığında büyük vazife görmesi gibi, ilâhî mukadderâtın aziz bir rüknü
olmasındandır.
İşaret olunduğu gibi,
“Kadına muhabbet,
onların vücutları aynasında Cenâb-ı Hakk’ı müşahede edebilmektendir.”
İbn-i Fârız da “her
güzelin güzelliği, Allah güzelliğinden aksetmiş bir parçadır,” der.
Demek ki erkeğin
kadına sevgisi bir bakıma onun vasıtasıyla ilâhî güzelliğin vuslatını dilemek
mânâsındadır.
Bunun için de kadının
erkeğe galebesi tabiîdir.
Fakat böyle bir
düşünce; ancak, belirli bir irfan seviyesine varmış ve mâneviyat
Mevlana’ya göre ancak
cahil erkekler kadınlarına galip gelebiliyor.
Öztürk, hayatı ve eserlerinde tüm öğretisini insan üzerine kuran Mevlana’nın insanın cinsiyeti, milliyeti veya dini ile ilgilenmediğini belirterek, şunları kaydetti:
Öztürk, hayatı ve eserlerinde tüm öğretisini insan üzerine kuran Mevlana’nın insanın cinsiyeti, milliyeti veya dini ile ilgilenmediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Çünkü
bütün insanlar aynı Tanrı’nın kullarıdır.
Bu nedenle Mevlana
için kadın öncelikle insandır.
O, kadını yaşamın
içerisine almaya gayret etmiş ve insanlığın ancak kadınla bir bütün
olabileceğini vurgulamıştır.
Mevlana
kadın olgusunu hem ulvi yönüyle düşünmüş ve kadını yüceltmiş, hem de onu
insana özgü zaaf, tutku, kapris ve eğilimleriyle ele almıştır.
Mevlana’ya göre
erkek, kadından güçlü görünmesine rağmen gerçekte kadın, yaradılışındaki
bazı özellikleri dolayısıyla erkeğe galip gelir.
Hz. Peygamberin
kadınlarla ilgili bir hadisini çok iyi yorumlayan Hz. Mevlana, bazı
metaforlar kullanarak kadın ve erkeği kıyaslamıştır.
Mevlana, cahil ve kaba
erkeklerin kadınlara galip gelebildiğini, kadınların ise akıllı ve zeki
erkeklere galip geldiğini Mesnevi’deki birçok sözüyle dile
getiriyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder