Savaş
Kazananın Sevinci
Kaybedenin
Acısı
Renklerle
Bağlantısı!
nazanss.blogspot.com
Beşikte
yatarken velilerden haberler alınmış,
‘O
İstanbul’u alacak’ Alırken savaş olacak.
Savaş
nedir? Hep kazananın sevinci ve kahkahası değildir. Savaş kaybedeninde acısıdır
gözyaşıdır. Korkusudur. Paniğidir. Kaçışıdır. Evinden barkından olmasıdır. O
öyle bir sultandır ki. ‘Gitmeyeceksiniz, özgürsünüz, buralar yine sizindir’
Şimdi bu hünkârda hangi renkler vardı.
Birlikte
bakalım mı? Kırmızılar vardı, siyahlar, zaten hep oradaydı. Ardından mavi
gelmedi mi? Sonu beyazla bitmedi mi? Aynı kişi bir buket çiçek için bir kese
altın vermedi mi? Aynı kişi çağı değiştirmedi mi? Renkler nerelerdesiniz?
Gördüğünüz gibi bir bütünsünüz. Bir armonidesiniz.
Yenisinde
de varsınız, eskisinde de! Sultanlar eskiden varlardı da şimdi yoklar mı? Yok
mu oldular, uçtular mı? Işınlanıp kayıp mı oldular.
Bu
yazdıklarım sultanlar için…
Kendini
sultan gibi hissedenler için! Kadın, erkek ayırt etmeden sultan olanlar için!
Ruhunda
adalet olanlar için. Doğarken şanslı olan biz Türkler için. Atatürk’ün
evlatları olduğumuz için. Fatih Sultan Mehmet’in soyundan geldiğimiz için.
Bu
yazdıklarım doğarken şanslı olup;
‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ Diyen bir liderin
Atatürk’ün Türkiye’sinde doğduğumuz için.
Bu
yazdıklarım;
‘Gül düşün gülistan ol’ Diyen Mevlana’nın
yakınları olduğumuz için.
İslâm’ın temeli güzel ahlâk; ahlâkın özü
bilgi; bilginin özü akıldır. Diyen Hacı Bektaş’ı Veli’yi bildiğimiz için.
Benlik davasını bırak-Muhabbetten olma
ırak-Sevgi ile dolsun yürek-
Hoşgörülü olmaya bak diyen;
Yunus Emre için…
Ey oğul (Osman Gazi), beysin; Bundan sonra öfke bize,
uysallık sana; Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak
sana; Acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar,
anlaşmazlıklar bize, adalet sana; Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize,
bağışlama sana. Diyen;
Şeyh Edebalı
Kötü bir işin en güçlü (gizli) şahidi, vicdanımızdır. Diyen;
Hz. Ömer
Ey oğul; Bundan sonra bölmek bize bütünlemek sana;
Üşengeçlik bize, uyarmak gayretlendirmek, şekillendirmek sana. Ey oğul;
Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma; İnsanı yaşat ki,
devlet yaşasın. Ey oğul; Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah
yardımcın olsun. Diyen;
Şeyh Edebalı için…
Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse
yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse, doğruya ulaşılamaz. Diyen
Fârabî
Akıl sadece anahtar. Anahtara takılmayasın. Asl olan anahtarın
açacağı kapılardır. Kapıların ardında hazineler, kapıların ardında sırlar
vardır. Sırlar ki, ebedî muştuları koynunda barındırır; sonsuza kavuşturur.
Aklını kullanıp dünyadayken cennetin kapılarını aralayasın oğul. Diyen;
Şeyh Edebalı
Gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz, edep
tacını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir. Haklı
olduğunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileği ile değil, ilmiyle ve
yüreğiyle yapmasını da bilir. Diyen yine;
Şeyh Edebalı için
Bizler nefreti eritmek için, muhabbetin asaletini dünyaya
yeniden hâkim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur.
Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul. Diyen
Şeyh Edebali için…
Çok şanslı olduğumuz için, böyle ecdatlara sahip olduğumuz için, onlarla
gururlandığımız için, örnek alacak şanlı, şerefli tarihimiz olduğu için…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder