8 Eylül 2017 Cuma

Yeniçeri
Anca Sultan Muhammet Aşkı


nazanss.blogspot.com





Son zamanlarda izlediğimiz tarihi film ve dizilerde Yeniçerilerin kim olduklarını öğrendik.
Ne kadar doğru o tartışılır.
Diziler, renkli camlarda bir çeşit şov amaçlı çekildiklerinden ve tarihten ilham alınarak, kurgulanarak değerlendiriliyorlar.

Yeniçeri nasıl olunur?
Sorusuyla yeni bir kitabım ve TV’de dizi olması niyetiyle on üç bölüm hazırladığım dizim bitmiş oldu.
Bir heyecanla başladım bir heyecanla bitirdim.

Yeniçeri – Anca Sultan Muhammet Aşkı

Devşirilen gayrimüslimlerin çocuklarından, büyük bir titizlikle yetiştirildikten sonra oluşturulan bir askeri teşkilat…
Bu teşkilata Yeniçeri Teşkilatı denilmiş.

Çeri asker anlamında olduğuna göre Yeni Asker denilmiş.

1326’da Orhan Gazi zamanında şekillenmeye başlayan askeri teşkilat, Orhan beyin baş veziri Alaadin Paşa tarafından kurulduğu biliniyormuş.

Yani Osmanlı Devleti’nde Padişaha bağlı Kapıkulu Ocakları’nda Piyade kısmı ve askeri bir sınıf.

Yeniçeriler;

Her beş yılda bir görevli memurlar Rumeli Eyaletinde genellikle;
Makedonya,
Bosna,
Kuzey Yunanistan (batı ve Doğu Makedonya ve Trakya)
Hıristiyan köylerine gider ve köylerde kurdukları genç sağlıklı bu Hıristiyanları toplarlarmış.

Bu gençler Bursa ve İstanbul çevresindeki Müslüman ailelere bir süreliğine verilirmiş.

Gençler burada İslam dinini ve Türk geleneklerini öğrenirlermiş.

Ben kitabımda uzun uzadıya anlattım.

Osmanlı’yı anlattım, muhteşem Topkapı sarayını elbette çevrilen entrikaları, gözyaşlarını, haremdeki güzeller güzeli cariyeleri…

İçlerinden biri olan Anca Sultan’ı, Padişahı, Valide Sultanı, Dünyada bir eşi daha olmayan İstanbul’u, Yeniçeri Teşkilatını…

Yeniçeri olması için alilerinden koparılarak alınan küçük çocukları…

Ailelerinin;
“Çocuğumuz iyi şartlarda yaşasın devlette iyi bir yere gelsin” diye verdikleri ama çocukların alilerinden ayrılmak istemeyişlerini…

Yeniçeri olmak için çekilen eziyetleri, bambaşka bir dünyaya ayak uydurmak, dinini değiştirmek, ailesinden uzakta kalan geceleri gözyaşları ile uykuya dalan, gündüzleri en ağır idmanları yapan çocukları…

Aynı şekilde alınmış genç kızları ve onların yaşamlarını anlattım.

Tabi bununla kalmadı;
Sultanların yaşamlarını, onların sıkıntılarını ve savaşlarını da yazdım.

Birde olmaması gerekeni yazdım
Öyle bir olmazlık ki siz kitabı okuduğunuzda;
‘Hadi Canım Sende’ diyebileceğiniz bir olmaz!

Sevgili Okurlarım kitabım yayınlandığında yâda dizi olduğunda buluşmak üzere Allah’a Emanet Olun.



Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder