7 Eylül 2017 Perşembe

Ashab-ı Yemin - Ashab-ı Yesar

Yedi Uyuyanlar


nazanss.blogspot.com





Hepimizin bildiği Yedi Uyurlar yâda Yedi Uyuyanlar veya Eshab-ı Kehf Dağı tekrar yazmak ve hatırlamak istedim.

Kuran’da Ashab-ı Kehf, Eshâb-ı Kehf
Hem İslam’da hem de Hıristiyanlıkta var olan hikâye…

Dünyanın pek çok yerinde Yedi Uyurlar’a ait olduğuna inanılan mağaralar varmış.
Bunlardan üçü Efes, Tarsus ve Afşin'deymiş.
En çok bilinen ve ziyaret edilen mağara ise Tarsus'taymış.

Anlatırken asırlarca uyumuşlar deriz…
Sonra asırlar sonra uyanmışlar aklımızda kaldığı hikâyede, şehre gitmişler her yer değişik hatta bir şeyler almak için verdikleri paradan sonra oradakilerin dikkatlerini çekmişler.
Yedi uyurlar daha yeni uyuduklarını sanıyorlarmış, asırların geçtiğini bilmiyorlarmış.

Biraz daha detaylı anlatmam gerekiyor.

Roma imparatorlarından Putperes, Dimityanus veya Dokyanus döneminde;
Efsus şehrinde yaşayan gençleri anlatacağım sizlere.
  
Bu gençlerden altısı hükümdara yakınlarmış.
Hükümdarın müşavere heyetindeymişler. Hükümdarın sağında ve solunda dururlarmış.

Sağındakiler;
Yemliha, Mekselina ve Mislina
Bunlara “Ashab-ı yemin” deniyormuş.  

Solundakiler;
Mernuş, Debernuş ve Şazenuş’muş.

Bunlara da “Ashab-ı yesar” deniyormuş.

İmparator zalim biriymiş.
Putperest olmayanları asla kabul etmiyormuş, onları yakalatıp en ağır şekilde öldürtüyormuş.

Sonra bir gün yanındaki ve çok önem verdiği bu gençlerin de durumlarını öğrenmiş. Onları huzuruna çağırtmış.
Derhal putperest olmalarını söylemiş ama gençler kabul etmemişler ve inançlarından ayrılmayacaklarını söylemişler.
Hükümdar onlara bir süre vermiş, düşünmeleri ve onun istediği gibi gelmeleri için.

Gençler inançlarından dönmeyecekleri için şehri terk etmek zorunda kalmışlar. Dağa doğru yürümeye başlamışlar. Yolda bir Kefeştetayyuş isminde bir çoban da ya onların inancındaymış,  yâda onların inancını benimsemiş onlara katılmış. Çobanın birde köpeği varmış. Kıtmir’miş ismi ve oda onlarla gitmeye başlamış.

Uzun bir süre gittikten sonra çobanın gösterdiği bir mağaraya girmişler.
Burada dua etmişler merhamet dilenmişler.

İmparator onların gelmediğini görünce soruşturmuş ve onların dağdaki bir mağarada olduklarını öğrenince mağaranın kapı gibi olan içeri girilen kısmını ördürtmüş.

Kur’an-ı Kerim’de ki ayetlerde:

Kuran'da 110 ayetten oluşan Kehf Suresi ismini aldığı Eshâb-ı Kehf kıssasını dokuz ve 27. ayetler arasında ayrıntılarıyla anlatıyor.

Özellikle 17. ayet mağaraya güneşin ne şekilde doğduğu ve battığıyla ilgili:

"(Onlara baktığında) görürsün ki güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan makaslayarak geçerdi ve onlar da mağaranın geniş boşluğundaydılar. Bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın."

Sonra uyanmışlar:
Uyandıklarında içlerinden birinin şehre gidip yiyecek almasını istemişler. Yemliha’nın gitmesini uygun bulmuşlar. Kimseye görünmeden gidip gelmesine karar vermişler.

Yemliha şehre gittiğinde çok şaşırmış.

Şehir tamamen değişmiş.
Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulmuş.
O şaşırmış, şehirdekiler de böyle birini ve anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemişler ve onu hükümdara götürmüşler.
Hükümdar gençlerin dinindenmiş.
Olanları anlatmış ve diğerlerine de haber verilmiş.
Herşeyi anlamışlar ve anlatmışlar.
Sonra tekrar uykuya dalmışlar.

Bunlar ne büyük güzellikler.
Hamdolsun…



Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder