Ashab-ı Yemin - Ashab-ı Yesar
Yedi Uyuyanlar
nazanss.blogspot.com
Hepimizin bildiği Yedi Uyurlar yâda Yedi
Uyuyanlar veya Eshab-ı Kehf Dağı tekrar yazmak ve hatırlamak istedim.
Kuran’da Ashab-ı Kehf, Eshâb-ı Kehf
Hem İslam’da hem de Hıristiyanlıkta var olan hikâye…
Dünyanın
pek çok yerinde Yedi Uyurlar’a ait olduğuna inanılan mağaralar varmış.
Bunlardan
üçü Efes, Tarsus ve Afşin'deymiş.
En çok
bilinen ve ziyaret edilen mağara ise Tarsus'taymış.
Anlatırken
asırlarca uyumuşlar deriz…
Sonra
asırlar sonra uyanmışlar aklımızda kaldığı hikâyede, şehre gitmişler her yer
değişik hatta bir şeyler almak için verdikleri paradan sonra oradakilerin
dikkatlerini çekmişler.
Yedi
uyurlar daha yeni uyuduklarını sanıyorlarmış, asırların geçtiğini
bilmiyorlarmış.
Biraz daha
detaylı anlatmam gerekiyor.
Roma
imparatorlarından Putperes, Dimityanus veya Dokyanus döneminde;
Efsus şehrinde
yaşayan gençleri anlatacağım sizlere.
Bu
gençlerden altısı hükümdara yakınlarmış.
Hükümdarın
müşavere heyetindeymişler. Hükümdarın sağında ve solunda dururlarmış.
Sağındakiler;
Yemliha, Mekselina ve Mislina
Bunlara “Ashab-ı yemin” deniyormuş.
Solundakiler;
Mernuş, Debernuş ve Şazenuş’muş.
Bunlara da “Ashab-ı yesar” deniyormuş.
İmparator
zalim biriymiş.
Putperest
olmayanları asla kabul etmiyormuş, onları yakalatıp en ağır şekilde
öldürtüyormuş.
Sonra
bir gün yanındaki ve çok önem verdiği bu gençlerin de durumlarını öğrenmiş.
Onları huzuruna çağırtmış.
Derhal
putperest olmalarını söylemiş ama gençler kabul etmemişler ve inançlarından
ayrılmayacaklarını söylemişler.
Hükümdar
onlara bir süre vermiş, düşünmeleri ve onun istediği gibi gelmeleri için.
Gençler
inançlarından dönmeyecekleri için şehri terk etmek zorunda kalmışlar. Dağa
doğru yürümeye başlamışlar. Yolda bir Kefeştetayyuş isminde bir çoban da ya
onların inancındaymış, yâda onların
inancını benimsemiş onlara katılmış. Çobanın birde köpeği varmış. Kıtmir’miş
ismi ve oda onlarla gitmeye başlamış.
Uzun
bir süre gittikten sonra çobanın gösterdiği bir mağaraya girmişler.
Burada
dua etmişler merhamet dilenmişler.
İmparator
onların gelmediğini görünce soruşturmuş ve onların dağdaki bir mağarada
olduklarını öğrenince mağaranın kapı gibi olan içeri girilen kısmını ördürtmüş.
Kur’an-ı Kerim’de
ki ayetlerde:
Kuran'da 110 ayetten oluşan Kehf Suresi ismini
aldığı Eshâb-ı Kehf kıssasını dokuz ve 27. ayetler arasında ayrıntılarıyla
anlatıyor.
Özellikle
17. ayet mağaraya güneşin ne şekilde doğduğu ve battığıyla ilgili:
"(Onlara
baktığında) görürsün ki güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir,
battığında onları sol yandan makaslayarak geçerdi ve onlar da mağaranın geniş boşluğundaydılar. Bu Allah'ın
ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi
saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın."
Sonra uyanmışlar:
Uyandıklarında
içlerinden birinin şehre gidip yiyecek almasını istemişler. Yemliha’nın
gitmesini uygun bulmuşlar. Kimseye görünmeden gidip gelmesine karar vermişler.
Yemliha şehre
gittiğinde çok şaşırmış.
Şehir tamamen değişmiş.
Yemliha, bunu kabul edip şehre
geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulmuş.
O şaşırmış, şehirdekiler de böyle birini
ve anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemişler ve onu hükümdara götürmüşler.
Hükümdar gençlerin dinindenmiş.
Olanları anlatmış ve diğerlerine de
haber verilmiş.
Herşeyi anlamışlar ve anlatmışlar.
Sonra tekrar uykuya dalmışlar.
Bunlar ne büyük güzellikler.
Hamdolsun…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder