Güvenme Güzelliğine Bir Sivilce Yeter, Güvenme
Zenginliğine Bir Kıvılcım Yeter...
nazanss.blogspot.com
Bir Fransız mühendisin bir olayını
okudum. Hoşuma gitti. Kibirle ilintili olan bu anlatıyı aktarıyorum.
1780 senesinde İstanbul’a gelen bir
Fransız mühendisi, yanında bir de logaritma cetveli getirmişti.
Bir aralık Bâb-ı Âlî’ye gelerek
zamanın hükûmetine verip:
“Memleketinizde
bu cetvelden anlayan ve bununla uğraşan var mıdır?”
Diye sorar. Kendisine, Gelenbevî
İsmail Efendi adında bir zatın matematikle meşgul olduğunu söylediler.
Fransız mühendis, Gelenbevî’nin
adresini alarak kendisini ziyaret eder.
Bir kulübeden farkı olmayan İsmail
Efendi’nin evinden içeri giren mühendis, karşısına çıkan bu üstü başı perişan
adamın, aradığı kimse olduğunu güçlükle anlayınca, fazla konuşmağa bile
tenezzül etmeden elindeki kitabı uzatır:
“Bir
haftaya kadar bu kitap hakkındaki cevabınızı bekliyorum.”
Deyip bu harap evden çıkmak ister.
Gelenbevî İsmail Efendi onu bekletmeden, cevap yerine kendisinin telif etmiş
olduğu logaritma cetvelini Fransız mühendise verir.
Bu cetveli gören Fransız, hayretler
içinde kalır:
“Bu adam
Avrupa’da olsaydı ağırlığınca altın ederdi…”
Diyerek hayranlığını izhar eder.
Kibirli insanları oldum olası
sevmemişimdir. Hoşuma gitmezler. Onlarla dost olmaktan kaçınırım. Onlarla bir
arada olmaktan bile hoşlanmam. Kibirli insan kendini anlatacaktır, kibirli
insan yanındakileri küçümseyecektir. Kim böyle insanlarla dost olmak ister ki.
Ben istemem, benim ailemde istemez.
Büyüklenmek,
büyüklük taslamak, ululuk iddia etmek...
Kendini
başkalarından yüksek görerek onları aşağılamak!
Kibir insanları yok edecek duruma getiren hoş olmayan bir duygudur. Tamiri yok mudur vardır. Vazgeçile bilinir mi? Elbette…
Kibir insanları yok edecek duruma getiren hoş olmayan bir duygudur. Tamiri yok mudur vardır. Vazgeçile bilinir mi? Elbette…
Kibirle ilgili Cenab-ı Allah bunu Kur’an-ı Kerim'de şöyle
anlatmaktadır:
“(Hz. Âdem’e) secde etmekten yalnızca İblis kaçındı. Kibirlendi ve kâfirlerden oldu”
“(Hz. Âdem’e) secde etmekten yalnızca İblis kaçındı. Kibirlendi ve kâfirlerden oldu”
(el-Bakara, 2/34).
İslâm bir ahlâkî kusur olan kibri yasaklamıştır. Böyle bir kibir haramdır, Allah'ın rahmetinden kovulma sebebidir.
İslâm bir ahlâkî kusur olan kibri yasaklamıştır. Böyle bir kibir haramdır, Allah'ın rahmetinden kovulma sebebidir.
Küfür ve inkârın en önemli sebebi kibirdir.
Tarih boyunca kibir felaketlere yol
açmıştır.
Şeytandan başlayan bu olayın
devamında:
Hz.
Musa'nın apaçık delilleri karşısında Firavun inkâr etmişti.
“Sonra
da Musa'yı ve Harun'u, firavun ve topluluğuna mucizelerimizle gönderdik. Fakat
onlar, kibirlendiler ve suçlu bir kavim oldular.” (Yûnus 10/75).
Hz.
Peygamber (s.a.s) döneminde inkâr eden zengin ve ileri gelen insanlar kibir
neticesinde inkâr etmişlerdir.
Bu durum
Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatılmaktadır:
“En
sonunda da sırt çevirdi. Büyüklük tasladı ve şöyle dedi:
‘Bu
eskilerden kalan bir sihirden başka bir şey değildir.’
(el-Müddesir,
74/23–24),
Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
“Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan hiç bir kimse cehenneme
girmez; kalbinde hardal tanesi kadar tekebbür bulunan hiç bir kimse de cennete
giremez.”
Kibirli olmanın altında yatan
nedenleri araştırmak gerekli diye düşünmüşümdür ve mutlaka bir eksik taraf
olduğuna inanmışımdır. Neticede kibirlenmek için eğer sebep olarak görülenler
zenginlik, güzellik ve mevki ise hepsi geçicidir.
Güvenme
güzelliğine bir sivilce yeter, güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter...
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder