Bir Sevaptır Süleymaniye
nazanss.blogspot.com
Bir
Sevaptır Süleymaniye ismini gerçekten Süleymaniye’de olmanın bir sevap
olacağını hissettiğimden kitabıma koydum.
Geçmişten, günümüze gelen bir
inanılmazdan söz edeceğim.
Allah Rahmet eylesin, nur içinde
yatsın babam her zaman derdi ki:
“İleri görüşlü olun.”
“Sizden sonrakilerin neler yapacağını, nasıl düşüneceğini, nerede
daralacağını ya da sizlerden bir bilgi aktarılmış mı diye araştırılacağını
düşünün.”
“Ne
demek ister babam?” derdim.
“Üstelik
biz ne bırakacağız ki!”
Babam büyük hesapları değil tabi - bizden sonraki çocuklarımız ve olacak olan
torunlarımıza bırakacaklarımızı hesaplıyormuş!
Bu gün anlatacağım olayları da ön
görüsü ile düşünmüş olabilir miydi bilmiyorum.
Eski adamların ufukları çok açıktı
bunu biliyorum.
Babamın söylediği o kadar çok şeyin
şimdilerde olduğunu görüyorum ki, şaşırıyorum…
Sizlere anlatacağım olayda sanıyorum
sizlerin de belki şaşıracağınız belki de:
“Eee
Koca Sinan’a da bu yakışır”
diyeceğiniz bir anlatı olabilir.
“Bir Sevaptır Süleymaniye”
Bitmiş hazır olan kitaplarımdan.
Süleymaniye’yi yazdığım için Elbette
Mimar Sinan’ı da yazmam gerekiyordu ve araştırmam.
Kayseri’de onun köyüne, doğduğu eve
gittim.
O farklı muhteşem biri.
Allah Rahmet Eylesin, Nur içinde
yatsın.
Süleymaniye Cami, birkaç yıl önce yıkılma tehlikesi atlatmış.
Acilen çözüm bulunması gerekiyormuş.
Caminin bütün taşıyıcı yükü kemerlerindeymiş.
Bu kemerlerin ortalarında bulunan kilit taşları aşınmış. Cami
her an yıkılacak durumdaymış.
Büyük bir panik haliyle…
Hemen yetkili kişiler çağrılmış.
Mimarlar, mühendisler…
Bir sürü bu işin ehli insanlar.
Araştırmışlar, incelmişler, kafa patlatmaya başlamışlar.
Ellerinde yazılı bir proje olmadığından ne yapacaklarını bilmiyorlarmış.
Bunun yanı sıra bir sürüde fikirler atılmış ortaya.
Şöyle olmalı, böyle olmalı.
Hep olmalı! Deniliyormuş. Kesinlikle fikir yürütülüyormuş…
Tam bir netice alınamıyormuş. Tartışmalar oluyormuş. Bu işte yetkili
kuruluşlar:
“Ben
daha iyisini bilirim.”
yarışmasına girmiş gibilermiş.
Kargaşa gittikçe büyüyormuş.
İşte tam o sırada önemli bir şey olmuş.
Bu bilim adamlarından biri tamamen tesadüfen gizli bir bölme
bulmuş.
Bölmede bir kâğıt ve eski yazılar.
Hemen uzmanlara götürülmüş, okutulmuş.
Burası muhteşem!
Kâğıt orijinal.
Yazan: Mimar Sinan…
“Bu notu
bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini
bilmiyorsunuz.”
İnanın yine tüylerim diken – diken
oldu.
Bu nasıl bir şeydir Yarabbi…
Bu büyük adam olmakla ilgili,
Bu ileriyi görmekle ilgili…
Koca Sinan, kilit taşlarının nasıl
değiştirileceğini de anlatıyormuş.
Onun dediği gibi yapılmış. Kilit
taşları değiştirilmiş.
Cami yıkılmaktan kurtulmuş.
Bu muazzam mektup, Topkapı Sarayı’ndaymış şimdi…
Her zaman diyorum.
Boşuna büyük adam olunmuyor.
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder