Saf Temiz Azla Mutlu Olma Yoluydu. Ve Bizler
Neşeli Çocuklardık.
nazanss.blogspot.com
Karagöz’le
Hacivat’ın komik sözleri çok hoşumuza giderdi… Ne saf, ne duru, ne temiz
duygularmış, bir o kadarda temiz bir eğlence çeşidiymiş.
Taklitlerde
komik olurdu.
Birde
tef sesi aralarda gerçekten çok güzeldi.
Biz
ilkokul çağlarında ‘o dönemdeki birçok çocuğun denediği gibi’ bizlerde Karagöz’ün
ve Hacivat’ın suretlerini kalın kartonlara çizer keser ve boyardık.
Sonra
kendimizce hazırladığımız perde ve mumlar!
Odada
perdeleri kapatıp, karanlık yapardık. Perdenin arkasında iki kişi olurduk.
Elimizde kartonların orta yerine yapıştırılmış çubuklarla onları oynatmaya
çalışırdık.
Mahalledeki
çocukları çağırırdık. Onlara izletirdik. Üstelik hiç parada almazdık.
Onlar
kimdir, nerede yaşamışlardır, gerçekten var olmuşlar mıdır hiç bilmez, açıkçası
merakta etmezdik.
Şimdilerde
eskisi kadar ilgi görmüyor. Bence çok
yazık!
Çocuklarımızın
bu güzelliğe ihtiyacı yok mudur? Bence vardır…
Karagöz
ve Hacivat:
Taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki
boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunu…
Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz deniliyormuş.
Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen,
sandıkkar'mış.
Bu
iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı
kesin olarak bilinmiyormuş.
Bunlara
karşın onlarla ilgili rivayetler varmış.
Ben
bazılarını aktarmak istiyorum.
Halkbilimciler
Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf
etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans
imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürüyorlarmış.
Bir diğer rivayet
ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan Samakol köyünden
demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da
yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir.
Kendileri
çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler.
Orhan Gazi'nin,
"cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin
vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikâyet eder.
Bunun üzerine bu
ikili başları kesilerek idam edilir.
Karagöz ve
Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri,
ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar.
Bu sayede Hacivat
ve Karagöz tanınır.
Hacivat'ın
asıl adının Hacı İvaz olduğu söylenir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder.
Oyunun
oynandığı alana "Küşteri Meydanı" adı verilir.
"Şu
ana kadar en komik gölge oyunu seçilmiştir" ve gölge oyunlarında akıllı
kişi rolünü oynar.
Bizim
çocukluğumuz belki şimdikiler kadar zengin ve gösterişli değildi, belki pahalı
oyuncaklarımız yâda vakit geçirecek araçlarımız yoktu. Olan saf temiz azla
mutlu olma yoluydu. Ve bizler neşeli çocuklardık.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder