Türk Edebiyatı'nda Şair'i
Azam kimdir?
Makber’i
Kim Yazdı?
nazanss.blogspot.com
Abdülhak Hamit Tarhan;
Hasta olan karısına havasının yarayacağını
düşünerek bu görevi kabul etti.
3 yıl kaldığı Bombay’da doğanın güzellikleri
coşkun şiirler için ilham verdi.
Ancak Fatma Hanım’ın durumu iyileşmeyip verem
teşhisi konulunca ailesi ile İstanbul’a doğru dönüş yoluna çıktı. Fatma Hanım,
İstanbul’a varamadan Beyrut’ta vali olan Nasuhi Bey’in konağında hayatını kaybetti
(1885).
Şair,
Beyrut’ta kaldığı kırk gün boyunca her gün Fatma Hanım’ın mezarını ziyaret etti
ve ünlü şiiri “Makber’i” yazdı.
Muhteşem bir aileden gelmiş,
Muhteşem eğitimler,
Muhteşem görevler,
Muhteşem arkadaşlar,
Muhteşem eşler,
Muhteşem kitaplar,
Muhteşem şiirler,
Muhteşem oyunlar,
Muhteşem olan her şey!
“Aman Yarabbi…”
Onu sizlere nasıl anlatabilirim-i inanın çok
düşündüm. Önce okuduklarımdan aklımda kalanları sizlere aktarmak istedim.
O inanılmaz biri. O yaşamı boyunca rüzgârlara
tutunmuş, savrulmuş - savrulmuş…
Savrulurken hiç boş durmamış, olağan üstü
eserler yaratmış.
Yaşamının her döneminde neden etkilenmişse
onunla ilgili şaheserler yaratmış.
Benim çocukluğumda Allah Rahmet Eylesin
babamın taş plaklarında dinlediğim Hamiyet Yüceses’in söylediği ünlü Makber’i
yazmış. Buna bile: daha ne olsun demek gerekir.
Eserleri ile yaptığı başarılı meslek hayatı
birbirini takip etmiş.
Büyükelçi olarak birçok ülkede görev yapmış.
Cumhuriyet döneminde milletvekili yani mebus
olmuş.
O farklı biri…
O Abdülhak Hamit Tarhan…
O çok önemli bir
zatı muhterem.
Köklü bir aileden
geliyor.
Yüksek mevkilerde
bulunmuş.
Dünyayı gezmiş ve
görmüş.
Zamanın en güçlü
sanatçılarından biri olmuş.
Çağının büyük ve
güçlü bir sanatçısı sayılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde,
Cumhuriyet
Türkiye’sinin ilk yıllarında eserler vermiş,
Modern edebiyatın
doğuşunda etkin bir isimdir.
Uzun seneler
diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki
edebiyatı da tanımış.
Türk şiirine
batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken;
Batı
yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi
sokmuştur.
Böyle hayat olmaz,
Olsa – olsa filmlerde olur demeyin.
Gerçeklerde böyle muhteşem insanlar var.
Nurlar içinde yatsın.
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder