6 His
Önceden Ne Olacağını Tahmin
Ediyorsanız
Altıncı Hissiniz Kuvvetlidir.
nazanss.blogspot.com
Bazen
kendimize şaştığımız olur. Biliriz.
Hiç
olmadık zamanlarda bazı olayları daha önceden hissedebiliriz, ya da olmadık
zamanlarda hatırlar ona göre hareket ederiz.
Buna
altıncı his deniliyormuş.
O
zaman her insanın altıncı hissi olduğunu düşünebiliriz.
Bazıları
bu yeteneklerinin üstüne gitmiş olabilir daha ziyade kullanmak için düşünmüş,
uygulamış ya da bir çeşit uğraşmış çok emek vermiş olabilirler.
Altıncı his
nedir?
Resmi
şöyle tanımlanıyor:
Altıncı
his, bir kişinin önceden ne olacağını tahmin etme hissidir.
tatma,
koklama,
duyma ve görme
hisleri her sağlıklı insanda mevcut iken altıncı hissin varlığı bilimciler
tarafından kabul edilmemektedir.
Benim
yakınlarım altıncı hissin çok kuvvetli derler.
Belki
bir iki şeyi isabet edercesine bilmişimdir ama bence hepsi bu kadar.
İnsanoğlu
meraklıdır.
Meraklıyızdır.
Her şeyi her zaman merak ederiz.
Merak!
İçinde ne kadar çok anlam saklıdır değil mi? Merak etmek!
İleriyi
ise elbette çok merak ederiz.
Hepimiz
nerede ise bir kahve falına baktırmışızdır. Söylenenlerin olacağını hayal etmek
isteriz.
Bize
güzel şeyler söylensin isteriz.
Umut
etmek isteriz.
Yarınlarımızı
merak ederiz.
Medyumlara
karşı bütün insanların ilgisi vardır. Medyumlar hepimiz için özel insanlardır.
Onların
duyular dışı sezgileri olduğunu biliriz.
Geleceğini
de gördüğünü ya da hissettiğini de bildiğimizden merak ederiz.
Ya yarınlar
deriz.
Biliriz
bu tür insanların sezgileri çok kuvvetlidir.
Onlar
geleceği göreceklerinden ya da bir şekilde bileceklerinden onlardan duymak
isteriz.
Merak
ederiz çünkü…
Tarih
boyunca krallar, imparatorlar kâhinlere göre hareket etmişler.
Kehanetin
Türkçe karşılığı ‘önbili’ olarak geçiyormuş.
Aslı
Arapçaymış.
Kâhin için söylenen ise gaipten haber
veren kişi.
Krallar
meraklarından kâhinleri yanlarında tutarlarmış. Ne olacağını öğrenmek için.
Bir
zamanlar kahve falına bakmışlığım vardır.
Yakınlarım
‘ne dersen
çıkıyor’ derlerdi.
Bu
belki de altıncı hissim kuvvetliymiş ya ondandır yâda tesadüftür.
Bazıları
tesadüf der bazıları tesadüf diye bir şey yoktur der.
Kahve Osmanlı’ya kahveyi 1517 yılında Yemen Valisi
Özdemir Paşa getirmiş.
Osmanlı’da kahve sevilmiş ve tabiki tiryakilik
yapan keyfi olan kahve için yeni görevliler tutulmuş.
Kahve pişirmekle görevlendirilen kahvecibaşılar olmuş.
Bu bayağı önemli bir mevkiiymiş çünkü devlet
ekranın kahvelerini yaparlarmış.
Bu görevin ne kadar önemli olduğunu şöylede
düşünebilirsiniz;
Kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenler olmuş.
Söylemeden geçmemek lazım.
Sarayda da kahve falına bakılırmış.
Hele bilenlerin peşi hiç bırakılmazmış.
Merak
her zaman telaş değildir.
Bazen
rahatsız edici olabilirse de bazen de merak etmek iyidir.
Birini
merak etmek ona önem vermektir, onu düşünmektir.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder