Hükümdar
Kocaya Masal Anlattı Öldürülmekten Kurtuldu.
Şehrazat – Şehriyar
nazanss.blogspot.com
Masallarda
iyiler vardır; prensesler, iyi kalpli liderler ya da sultanlar, anneler,
dadılar…
Kötüler;
şeytanlar, cadılar, kötü kalpli üvey analar. Bunlar şöyle devam eder gider.
İyiler
hiçbir zaman kötülük yapamazlar.
Safı
hane şekilde iyidirler.
Kötülerin
içinde az da olsa vicdan yoktur.
Onlar
hep kötüdürler.
Masal
sonları mutlaka güzel biter.
Kötüler
cezalandırılır iyiler mükâfatlandırılır.
Aslında
şimdi düşünüyorum ne kadar doğruymuş masalları okumak.
Okuyan
çocukların hayal dünyalarını zenginleştiriyor,
iyi
olmanın getirileri ile kötü olmanın götürülerini anlatıyor.
Evrensel
konular işlendiği için çocuk dünyasının penceresi büyük yerlere açılıyor.
Tabi
masallarda inanılmazlar var.
Doğaüstü
yaratıklar, devler, canavarlar.
Peri
padişahının oğlunu, filanca kralı, prensesleri, sultanları, hayvanlar âlemini
devleri sihirli sarmaşıkları, pamuk prensesleri, yedi cüceleri ve bin bir gece
masallarını!
Alâeddin’in
sihirli lambasını ilk o zaman okumuştum.
Ne
çok hayallere dalmıştım.
Benimde
bir sihirli lambam olsa,
içinden
cin çıksa ben neler isterim.
Planlar
yapardım.
Hayaller
kurardım…
Anlatılanlar
benim yaşantımdan farklıydı.
Hikâyeler
Arap ülkelerinde geçiyordu.
Hindistan’ı
merak edişim de o kitaplardan sonra olmuştu.
Aradan
yıllar geçince anlıyorsunuz ki Bin bir gece masalları doğuyu batıya
tanıtmıştır.
Onlar
tüm okuyanların hayal dünyalarını zenginleştirmiştir.
Ben
Hindistan’daki renklerin kutsallığını da bu masallardan öğrenmiştim.
Taç
Mahal.
Şimdi
düşünüyorum.
İyi
ki çocukken çok masallar okumuşum dünyamı zenginleştirmişim.
Bende
bilinmeyenler üzerinde meraklar oluşmuş.
Bende
geçmiş ve gelecek hakkında ilgi uyanmış.
Masallar
yayınlanırken çocuklar için kitapçılarda yerini alırken her ülkeden masallar
olduğundan çocukların bilgileri daha birçok şeyi tanımadan bilmeden genel
kültür anlamında adımlarını atmış olurlar.
Masallardaki
Ülkeleri merak ederler.
Hele
şimdi internet var ki.
Nereyi
merak ediyorsan tuşluyorsun o kadar.
Şimdiki
çocuklar bu anlamda da şanslılar üstelik.
Bin
bir gece masalları benim çocukluğumun anılarındadır.
Neydi
bin bir gece masalları?
Bin bir Gece Masalları
Orta Çağ'da kaleme alınmış Orta Doğu kökenli edebi eserdir.
Şehrazat’ın hükümdar
kocasına anlattığı hikâyelerden oluşur.
“Size
masal anlatacağım.”
Kardeşlerime,
iyi dinlesinler, devamlı istesinler diye ballandıra – ballandıra masal
anlatırdım.
Tabi
o zamanlar çocuktuk.
Masal
kitabı alırdım ve anlatırdım. Defalarca anlatırdım ve ezberletirdim.
Ezberlediklerinde
harçlıklarımdan yeni bir masal kitabı alırdım.
Anlatma
hatta yazma alışkanlığı bende masallarla başlamıştı.
Gün
gelmişti uyku öncesi alışkanlık haline getirdiğim masallar bitmişti.
Yenilerini
de bir sebepten alamamıştım.
Sonra
masal nedir diye kendi kendime sorduğumda o zamanlar şunları öğrenmiştim:
Masal halk dilinde oluşan
sözlü edebiyat ürünüdür.
O
zamanlar ne sözlü anlatımı biliyordum, ne de masalın bir edebiyat türü
olduğunu… Bildiklerim; masalların hayal ürünü olduklarıydı.
Bin
bir Gece Masallarındaki hikâyeler, halk hikâyeleri olarak ortaya çıkmış.
Sözle
aktarılan bu hikâyeler sonunda tek bir eserde derlenmiş.
Eserdeki
hikâyelerin çerçevesini oluşturan Şehrazat öyküsünün esere 14. yüzyıl
dolaylarında katıldığı düşünülmekteymiş.
Eser
Fransızcaya
1704'te çevrilmiş,
ilk modern Arapça
derlemesi ise 1835'te
Kahire'de
yapılmış.
Masal
anlatınca Şehrazat nasıl ölümden kurtulmuş. Bunu okumamızda yarar var.
Fars kralı Şehriyar ‘Hindistan ile Çin’ arasındaki
bir adada hüküm sürer.
Şehriyar, karısının kendisini aldattığını öğrenir
ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar.
Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine
her gece kendisine yeni bir hanım bulmasını emreder.
Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi
geçirdikten sonra tan vakti kadınları idam ettirir.
Bir süre bu böyle devam eder, daha sonra vezirin
akıllı kızı Şehrazat bu kötü gidişata son vermek için bir plan kurar ve
Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur.
Evlendikleri geceden başlayarak, kardeşi
Dünyazad'ın da yardımıyla her gece Şehriyar'a çok güzel ve heyecanlı hikâyeler
anlatır.
Tam şafak vakti geldiğinde, hikâyenin en heyecanlı
yerinde anlatmayı keser.
Hikâyenin sonunu merak eden Şehriyar, ertesi gece
devam edebilmesi için, o gecelik Şehrazat’ın idamını erteler.
Kitabın sonuna kadar, Şehrazat’ın Şehriyar'a
anlattığı hikâyeler yer alır.
Sona gelindiğinde, Şehrazat üç erkek çocuk
doğurmuştur ve evlenmelerinin üzerinden uzunca bir süre geçmiştir.
Kralın kadınlara olan öfkesi ve kötü düşünceleri
dinmiş, Şehrazat’ın sadakatine inanmıştır.
Böylece önceki emrini de kaldırır.
Bin
bir gece hikâyelerini incelediğimizde: Eserde bulunan hikâyeler çeşitlidir;
şiir, komedi, trajedi ve alaycı olanlarının yanında, aşk hikâyeleri, tarihi ve
dini olanlar da mevcuttur.
Masallarda bir kahraman çıkar,
Gökyüzünü alır yere çalar.
Sonra yeri kaldırır havalarda
dolaştırır.
Bununla da yetinmez bir yerlerden
devleri getirtir peri kızına âşık eder
Ne hikmetse peri kızı da onu sever.
Sonra yeri göğü tekrar yerine kor.
Bu masalda böylece biter…
Masal gibi sevdalar, masallardaki kadar
güzellikler, oradaki iyi karakterlerdeki gibi arkadaşlar, masal sonlarındaki
gibi mutlu yarınlarınız olsun.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder