6 Eylül 2017 Çarşamba












Bu Vatan’da Nene Hatun’lar Var.
Geçilmez

nazanss.blogspot.com



Nene Hatun’u onun hayatını, yaptıklarını yazmalıyım dedim. Nurlar içinde yatsın muhteşem bir kadın.
Erzurum’a gittim.
Aziziye Tabyalarına gittim.
Nene Hutun’un mezarında dua okudum.
Allah rahmet eylesin.
Orada olmak, orada yaşananları hatırlamak inanın kolay bir şey değil.
Sadece bildiklerimi hatırlamak beni bu hale getirdiyse diye düşündüm ya oradakiler.
Ya oradaki kahraman kadınlar, erkekler…

Bu vatanın her taşında, her toprağında bir şehidin kanı var.
Bu vatan kolay alınmadı.

Ve Erzurum’da Nene Hatun var.

Bu vatan ne kadar önemli ki bir anne düşünün üç aylık yavrusunu beşiğinde bıraksın ve çarpışmaya gitsin.
Üstelik bu anne daha yirmi yaşında...
Tabancası, tüfeğimi var? Yok. Kasatura ile düşmana saldırmış.
Yüreğinin büyüklüğüne, cesaretine bakın lütfen.
Bu yürekli kadın Erzurum’da yaşıyormuş.

Ermeni çeteleri gelmiş yaklaşmış.
Düşman Aziziye Tabyası’na girmiş.
Türk askerlerini öldürmüşler.
Rus askerleri ellerini kollarını sallaya – sallaya geliyorlar. Onlara karşılık verecek kimse olmadığı için Tabyayı ele geçirmişler…

Düşman yaklaşıyor.
Allah vermesin.
Yazarken bile ürperiyorum.

Erzurumlulara haber gelmiş.
Düşman yaklaşıyor. 
Bir yaralı askerin getirdiği haberi, minarelerden halka duyurmak için sabah ezanından sonra hocalar duyuru yapmışlar.

“Moskof askeri Aziziye Tabyası’nı ele geçirdi.”

Düşünsenize duyduklarınızı.
Erzurum halkına hayran olmamak ne mümkün…
Vatan savunulmalı, düşmana karşı gelinmeli, gerekirse canlar seve – seve verilmeli…

Halk bir anda tek vücut olmuş.
Tek nefes haline gelmiş.
Silahı olanlar silahlarını almışlar.
Silahı olmayanlar ellerine ne geçirdilerse balta, kazma, kürek, taş sopa ne buldularsa koşmaya başlamışlar.

Cesarete bakın.
Vatan sevgisine bakın.
Topla tüfekle gelen düşmana karşı durmaya gidiyor bu insanlar.
Kadınlar, erkekler, yaşlılar gençler… 
Nerede ise tüm Erzurum halkı…

Ben Ne Hatun’un hayatını yazayım diyorum da boşuna demiyorum.
Örnek alınmalı,
Böyle Türk Kadınlarının olduğundan ziyadesiyle haberdar olunmalı…
Biraz daha anlatmalıyım onu size
Ve demeliyim ki düşünün lütfen:

Biri varmış bu koşanların arasında bir tazecik gelin.
Acılı bir gelin.
Düşmana kinle dolmuş bir kadın.
Yarınından emin olmayan bir kadın.
Kocası cephede ya gelecek ya şehit düşecek.
Yaralı olarak gelen ağabeyi kollarında can vermiş.

Düşünün siz o tazecik gelinin yüreğindeki acıyı…
Küçük bebeği var bu gelinin.
Onu Allah’a emanet etmiş bırakmış çıkmış.
Ağabeyinin kasaturasını almış eline düşmüş yollara…
Bu yürekli insanlar ölüme gittiklerini bilmiyorlar mıymış? Biliyorlarmış. 
Düşmanı topraklarına sokmamaya yemin etmişler.
Rus askeri gelenleri görünce hemen ateş etmeye başlamış.
Ön sıradakiler o anda şehitlik mertebesine erişmiş.

Rusları şaşırtan bir şey olmuş.
Ön sıradakiler yaylım ateşinde öldüklerinde arkasındakiler kaçarlarmış.
Bunlar kaçmıyorlarmış.
Hızlarını kesmeden aynı şekilde koşarak devam ediyorlarmış.
Demir kapıları kırmışlar.
Başarmışlar… 
Rusların ellerinde mükemmel silahlar, Türklerde olanlar; balta, keser, taş…

Rusların bilmediği çok önemli bir şey varmış.
Türklerin iman güçleri, inançları…
İnanmışlar, başaracaklar…
Bundan emin ölümüne gidiyorlarmış.
Ruslar neye döndüklerini anlayamamışlar.

2300 Rus askeri öldürülmüş yarım saat içinde…
Tabya geri alınmış.
Bu kazancın acı bedeli 1000 Türk askerinin şehit olmasıymış.

Zafer gelmiş.
Ölenlerin çokluğu kadar yaralılarda çokmuş.
Yaralılardan biri o genç güzel gelinmiş.
O yarasını çoktan unutmuş, daha ağır yaralı olanların yardımına koşuyormuş.

İşte o kadın; tarihe adını altın harflerle yazdıracak olan kadın:
Nene Hatun muş.

Aslanlar gibi savaşmış.
Ağabeyinin intikamını alır gibi, topraklarına giren Rus askerlerine hadlerini bildirir gibi savaşmış.

O gencecik genç kadın üç yıl önce evlenmiş.
Köylerini Ruslar işgal edince kaçmışlar.
Canlarını kurtarmışlar.
Erzurum’a gitmişler.

O zamanlar Nene Hatun gibi orada yaşayanların anlamadıkları yıllardır birlikte yaşayan Ermenilerin nasıl olup ta şimdi düşman olduklarıymış.

Nene Hatunun eşi gibi birçok akrabası, yakını, köylüsü cephedeymiş.
Son zamanlarda onlardan da ses seda kesilmiş.

Bir ara yere düşen bayrağı öpmüş başına koymuş yerine asmış. 
Yaralandığını bile fark etmemiş.
Omzundan kanlar akıyormuş.
Onun fark ettiği düşmanın mağlup olduğuymuş.
Onun fark ettiği birlik olduklarında kimsenin onları ezemeyeceğiymiş.
Türk kuvvetliydi.
Kadını da kuvvetli erkeği de kuvvetliydi.
Çarpışma sırasında mermi taşımıştı.
Askerlere su dağıtmıştı.
Siper kazmıştı.
Şimdi de yaralılara bakıyordu.
O kahraman bir Türk kadınıydı.

O gün Aziziye Tabyaları’nda, Müslüman-Türk tarihinde Nene Hatun’la sembolleşen altın bir sayfa daha açıldı.
Allah için can siperâne mücadele veren Safiye ve Nesibe Hatunların,
Ûmm-û Hiramlarin, cepheye cephane taşırken donarak şehit olan Şerife Anaların,
Cephane arabasının boyunduruğunun bir tarafına elde kalan tek hayvanini, diğer tarafına da kendisini koşarak cepheye mermi taşıyan
Ayşe Anaların oluşturduğu altın halkaya bir kahraman kadın daha eklenmiş.

Onun hakkında son olarak bir yerde yazılanları nakledeceğim.

Nene Hatun bu özverisiyle tanınıp, saygı ile sevilmiştir.
Nene Hatun'un vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.
Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hatun’un ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların da payı vardı.

Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden

NATO'da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna:

"Ben o zaman gereken şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım"

cevabını vermişti.

1955 yılında yılın annesi seçilmiştir.
98 sene yaşadığı Erzurum'da 22 Mayıs 1955'de zatürree hastalığından dolayı 98 yaşında vefat etmiştir.
Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Tabyası'na defnedilmiştir.

Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden bir kaç ay önce yılın annesi seçilmiştir.

Kurtuluş savaşında Nene Hatun gibi kahraman kadınlar var.
Ben mümkün olduğunca onlardan söz etmeye çalışacağım.
Onlar yürekli kadınlar, büyük kadınlar ve unutulmaması gereken kadınlar…



Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder