Çocuklarımıza
Sahip Çıkalım,
Onların
Sokaklara Düşmesine Engel Olalım.
nazanss.blogspot.com
Sokaklar zalimliklerle dolu.
Zalimlikler aşılanıyor onlara da.
Kendilerine acımayan ebeveynlerinden kaçmışlar ya
da ailelileri olmadığı için sokaktalar.
Unlar hem kendileri hem de karşılarındakiler için
tehlikeliler.
Şiddete maruz kalırlar ya da kendileri başkalarına
şiddet uygularlar.
Cinsel istismarlara maruz kalırlar.
Ya da kendileri bu tür eylemlere meyil ederler.
Her iki türü de tehlikelidir.
Sokak çocuklarının biraz önce söylediğim kötü adam
bile diyemediklerim tarafından da kullanılırlar ve suça teşvik ettirilirler.
Onlar çoğu zaman tiner üflemekten kendilerini
Herkül gibi hissettiklerinden, yenilmez olarak düşündüklerinden birilerinin bir
şeyler yaptırmaları çok az bir para ile mümkündür.
Ne yazık.
Sokakta kalan, sokaklardan beslenen bu çocuklar
mutlaka bulaşıcı hastalıklara da yakalanacaklardır.
Ve salgın olmasına da sebep olacaklardır.
Bunları düşünmek çok zor değildir.
Onlar sizce ne zaman yıkanırlar.
Sizce nerelerde tuvalet ihtiyaçlarını giderirler.
Sizce nerelerde ve ne yiyerek karınlarını
doyururlar.
Onlar uyuşturucuya niye yakınlık duyuyorlar?
Niye tiner üflüyorlar.
Niye devamlı kendilerini bilmeden gezmek
istiyorlar biliyor musunuz?
Onlar şiddet görüyorlar, dayak yiyorlar,
horlanıyorlar. Onlar acıyı hissetmek istemiyorlar ondan kendilerini
uyuşturuyorlar.
Dışarılar çok soğuk, soğuğu hissetmek
istemiyorlar.
Yaptıklarından utanmak istemiyorlar.
Aldıkları akıllarını yok eden maddelerden güzel
rüyalar görmek istiyorlar.
Kendileri olmak istemiyorlar ki, onlar
hayallerindeki,
Rüyalarındaki adamlar olmak istiyorlar onun için
biraz daha fazla koklamak istiyorlar.
Tiren-Bally çokta büyük paralar gerektirmiyor.
Onun içinde onları alabiliyorlar.
Alamazlarsa çalıyorlar.
Zorla parada istiyorlar.
İnsanlar onlardan korkuyorlar.
Biliyorlar çünkü onların kaybedecek bir şeyleri
yok.
Ama onlar insan. Ama onlar hüzünlü gözler.
Onlarda ana baba evlatları.
Nerede onların anaları babaları...
&
Gecenin
geç saatinde evimize dönerken gözüme kuytularda, kıyılarda bir çift göz ilişir.
Bir
lahza bakarım oysa en onlara hâlbuki çok uzun süre gitmez gözlerindeki hüzün
gözlerimin önünden.
Hava
soğuk, gecenin çok geç saatleri ve kış.
İnsanlar
paltolarının içinde, arabaların kaloriferleri çalışıyor yine de tedirginler.
Biran
önce evlerine gitmek sıcak evlerine, odalarına ve yataklarına kavuşmak
istiyorlar.
Peki,
o hüzünlü gözler.
Onlar
dışarıdalar.
Onlar
soğuktalar.
Onlar
sokaklardalar.
Onlar
sokak çocukları.
Neden sokak çocukları olmuşlar.
Bilen var mı, ilgilenen var mı?
Var
tabi. Birileri zaman – zaman televizyonlara çıkıyorlar ve yalvarıyorlar bakın
bu çocuklara bunlar evsiz barksız hatta kimsesiz ne olur sizlerde yardım edin
diyorlar.
Onlar vicdanlı sorumluluk sahibi insanlar.
Ya bizler.
Bizler bakıyoruz.
Hüzünlü gözlere.
Sonra hüzünleniyoruz.
Hay Allah bu soğukta onlar sokakta ne yapacaklar.
Ne
yapacaklar üşüyecekler, korkacaklar, acıkacaklar. Kötü insanlar sokaklarda,
ürkecekler…
Bu
çocuklar sokaklarda yaşıyorlar öyle biri iki saat değil. Hep yaşıyorlar,
durmadan oradalar.
Onların
gidecek yerleri yok ki.
Onlar
sokaklarda bulduklarını, ya da aldıklarını yiyorlar. Birilerinden bir şeyler
istiyorlar.
Durmadan
istiyorlar.
Çaresizler
paraları yok, işleri yok.
Hatalar
yapıyorlar.
Onları
doğru yolu gösterecek büyükleri yok ki.
Hatta
onları sevenler bile yok.
Onlar
bunu biliyorlar.
Onlar
istenmediklerinin çok farkındalar.
Onun
için sokaklardalar.
Bazen
suçlara buluşuyorlar.
Bazen
isteyerek bazen istemeden ama suçlu oluyorlar çoğu zaman.
Katılaşıyorlar.
O
ortamlara ayak uydurmak için kendilerince katı olmak zorundalar zaten.
Çevre
onları şekillendiriyor. Ama kolay değil ki…
Onlar
tiner kullanmaya başlıyor nedeni gerek duyuyorlar. Unutmak istiyorlar.
Birileri
vardır mutlaka genelde parçalanmış ailelerinin çocukları onlar.
Unutmak
istiyorlar tiner ya da uçucu maddelere sığınıyorlar.
Unutamıyorlar,
üşümemeliler hatta acıkmamalılar.
Ne
yaptıklarının da çok farkında olmak istemiyorlar.
Onlar
kendilerine acımak istemedikleri için tinerci çocuklar oluyor.
Çeşitli
nedenlerle evden kaçmış oluyorlar çoğunlukla…
Aile
ve toplumla olan bağları tamamen kopuyor sonunda…
Bir
kısmı baskıdan, dayaktan sokaklara kaçtığı için özgür olmak istiyorlar.
Ah
ne zalim bir dünya da yaşıyoruz.
Gencecik,
arslan gibi çocuklar sokaklarda çaresiz uyuşturucunun kurbanı olarak ölmeyi
bekliyorlar.
Hâlbuki
onlardan bu vatana faydalı evlatlar yetişebilirdi.
Hâlbuki
onlar evlerinde, aileleri ve sevdikleri ile aklı başında ruhsal problemleri
olmadan yaşayabilirlerdi.
Onlar
hayatlarının baharında bu zalim hayatın eline düşmemiş olabilirlerdi.
Tek
yapılması gereken çocuklarımıza sevmeyi öğretmek bunun içinde onları çok
sevmek.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder