Zekâ
Tanımlarını Biliyor musunuz?,
IQ
- EQ - SQ
nazanss.blogspot.com
Bazı
aileler çocuklarının zekâsının tam gelişmediğinden yakınır, üzülür ne
yapacaklarını bilmezler.
Çocuklarını nereye götüreceklerdir,
onları kimler eğitecektir,
toplum içine nasıl çıkacaklardır?
Bu
sorunun aynısı başka aileler de ve başka sorun olarak yaşanmaktadır.
Onlarında
çocukları ileri zekâlıdır.
Üstün
zekâ.
Ne
kadar imrenilecek bir şey…
Çocuğunuzun
akıl seviyesi farklı.
İnanamıyorsunuz.
Yaptıklarının
bazıları sizin yapabileceğiniz haller değil.
Belli
sizin çocuğun üstün zekâlı bir çocuk.
Dünyanın
birçok yerinde inanılmaz çocuklar var.
Bunlardan
bazılarını okuyalım.
Yürümeye
altı aylık başladı, bir yaşında konuştu, üç yaşında gördüklerini üç boyutlu
çizmeye başladı, yaşıtları ilkokula başladığında o lise son kimya sorularına
cevaplar veriyordu.
Şimdi
yedi yaşında; O şimdi bir üniversite öğrencisi… O Singapurlu bir anne ile
İrlandalı bir babanın oğlu. Onun ismi Ainan Celeste ve o dünyanın en küçük
üniversite öğrencisi…
Bir
başkasından da söz etmek istiyorum.
Dört yaşında
roman okumaya başladı. İki kitabına üçüncüyü ekledi. Fantastik konular işledi.
‘Her çocuk kitap yazabilir diyor ve
ilave ediyor;
Sorun ellerimizin beynimize göre yavaş
kalması…
İnsanlar saniyede kırk kelime duyabilir,
120 kelime düşünebilir ama sadece iki
kelime yazabilir.
İngiltere’de
11 yaşındaki dahi çocuk Michael Dowling, üç dil öğrendi…
İngilizceyi
çok etkin kullanıyor.
Dowling 170
puanlık IQ’su sayesinde Yunanca, Latince ve İbranice biliyor.
Çince
öğreniyor…
Boş
zamanlarında fizik çalışıyor.
Bunun
gibi inanın o kadar çok örnek var ki.
Şaşkınlık
içindesiniz.
Nasıl
olur diyorsunuz ama birde bunun gerçeklerini öğrenmek istiyorsunuz.
Biraz
daha açalım.
Öyle
ya; Zekâ nedir, nasıldır?
Aktaracaklarımı
lütfen oldukça dikkatli okuyun.
Zekâ
tanımları,
IQ tanımları,
EQ tanımları,
SQ tanımlarının detaylı anlatımları…
Q;
kişisel zekâmızdır.
Beyinsel
zekâmızdır. Doğuştan gelen bir özelliktir. Bunu zamanla yükseltme oranımız
diğer zekâlara göre daha az konumdadır.
IQ
beynimizin sol lob undan!
Burada
‘beyin-lob’ bunlardan söz edileceğiz. . Beynimiz, dikey olarak 2 ana bölümden
oluşur ve kalıcı öğrenme bu ikisinin kullanılmasıyla gerçekleşir. Beyninin her
iki yarısını da etkili bir şekilde kullanabilen ve gerektiğinde birinden
diğerine kolaylıkla geçebilen insan’ başarılı biridir.
Beyin
hücreleri arasındaki bağlantıları gelişmemiş insanlar, beyinlerine ne kadar
bilgi yığmış olurlarsa olsunlar; ‘düşünce, muhakeme ve akıl yürütme becerileri gelişmemekte, bu yüzden de eğitilmiş olarak
kabul görmemektedirler.
Beynimizin
sol lob’u; daha çok matematik, dil, sayılar, konuşma, analiz ağırlıklıdır.
Mantıkla
hareket eder. Statiktir ve detaycıdır.
Sağ
lob ise;
Hayal
gücü, renkler, sanat, ritim, boyut, sentez ağırlıklıdır. Sağ lob, sol lob’a
göre daha çabuk ve etkili öğrenir. Mucitlerin ve sanatçıların ağırlıklı olarak
beyinlerinin sağ lob’larını kullanırlar.
EQ;
Kişilerin duygusal zekâları…
Sözel
konularda daha başarılı olurlar ve beynin sağ lob. Kullanırlar. Kişilerin çevre
ile iletişimini sağlaması EQ’ un genel özelliklerinden olmaktadır. Kişilerle
olan ilişkimizi düzenlemekte bunu kullanabiliriz.
Duygusal
zekâ IQ ya göre daha fazla arttırabilmek imkânımız vardır. Bunu çocuklukta
etrafa konuşmayan bir kişinin ilerde çevresi ile daha iyi ilişkiler kurduğunu
fark etmişizdir.
Buna
örnek olarak kendimizi de gösterebiliriz. Gün geçtikçe çevremizle daha iyi
diyaloglar kurabiliyoruz. Buda EQ’ un daha rahat geliştiğini gösteriyor.
Çevremiz ile diyaloglara özen gösterip sorunları çözebiliriz.
SQ;
Kişilerin ruhsal zekâsıdır.
Kişiler
bunu kendi içlerindeki ruhsal denge, ruhsal zekâ olarak tanımlayabiliriz. SQ,
bizim IQ ve EQ değerlerinin toplamı olarak da değerlendirebiliriz. Ruhsal
dengemizi sağlamak için IQ ve EQ’ un düzenli olması gerekir.
Yine
aynı şekilde eşitliğin diğer tarafı yani SQ artığı takdirde IQ ve EQ düzeyinde
de artma meydana gelecektir. Bunu ise EQ ya göre daha çok yükseltebiliriz.
Kısaca
özetlemeye kalkarsak;
Sağ
beyin (lob); Duygusallığı, yaratıcılığı, seslere ve renkle, hayal gücüne,
sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken,
Sol
beyin (lob); mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara,
ölçme – değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olar çalışmaktadır.
Bununda
bir örneğini verelim; Zeki ama başarısız insan görmek çok zor değildir. Bunun
sebebi EQ dur.
Çünkü
çevresi ile iyi bir iletişim kuramadığından dolayı ders çalışması gerektiği
konularda başarısız kalır.
Zeki
olmayan fakat başarılı kişilerin temel kaynağı da buna dayanmaktadır.
Çevre
ile ilişkileri iyi olan EQ yüksek olan kişilerde de başarılı olamadıkları olun
bunun sebebi!
SQ
dur. Ruhsal dengesini sağlayamadığından dolayıdır.
IQ
sorunlarda tepkisiz kalır.
Tepki
vermez.
EQ
şaşırır ama ne yapacağı konusunu tam olarak çözemez.
SQ
bu iki zekânın kavramı olduğundan dolayı sorunu çözer.
Zekâ
çeşitleri bununla sınırlı değildir.
Daha
birçok zekâ çeşitleri bulunmaktadır.
En
çok karşımıza çıkan ve bize gerekli olan bu üç zekâ çeşididir.
Burada
en önemli söz şu olmalıdır.
‘Kullanılan
özellikler artar, kullanılmayan özellikler azalar hatta yok olur.’
Zekâ; Kişinin zihinsel becerileri ve bilgi dağarcığını öğrenmek, problem
çözmek ya da toplumda değer gören sonuçlara ulaşmak için kullanabilmesi olarak
tanımlanıyor.
Zekâ
testi nedir?
Kişilerin
zihinsel becerilerini ölçebilmek ve onları zihinsel beceri konusunda diğer
insanlarla karşılaştırabilmek amacıyla geliştirilen ölçümlerdir.
Mevlana’ya göre Tanrı Âdem’i yaratıp ona kutsal ruhu üfleyince Cebrail’e
“Benim kudret
denizimden akıl, iman, utanma gibi üç büyük cevheri al, bunları nurdan yapılmış
birer tabak üzerine koyarak Âdem’in önüne koy. Âdem bunlardan birisini seçsin”,
Buyurdu. Cebrail, emredileni yaptı.
Âdem bunlardan aklı seçti.
Cebrail, iman ile utanmanın içinde bulundukları tabakları alıp tekrar
kudret denizine götürmek istedi.
Fakat Cebrail, bütün kudretine rağmen bu iki tabağı yerinden
kaldıramadı.
İman ve utanma cevherleri ona
“Biz
Tanrı’nın sevgilisi olan aklın sohbetinden ayrılamayız. Çünkü biz üçümüz,
ezelden beri Tanrı’nın şeref madeni ve kudret denizinin cevherleriyiz,
birbirimizden ayrılamayız.”
Dediler.
Bunun üzerine akıl Âdem’in beyninde, iman cevheri onun idrak
edici kalbinde, utanma ise mübarek yüzünde yer aldı.
(Eflaki I, 420–421).
Akıllı olmanın sorumluluğu da ağır,
verilecek hesabı da çok.
Bunun yanı sıra akıllı olmanın kişiye
faydaları bir hayli fazla.
Akıllı insan ne yapacağını bilir ona
göre hareket eder. Akıllı insan vicdanla bir bütün içinde ise faydalı biridir
çünkü vicdanlıdır zarar vermez.
Akıllı insan iman sahibidir.
Allah’ını bilir, sever, ona göre
hareket eder.
Akıl doğruları yapmamızı istiyorsa,
akıl doğrunun ne olduğunu biliyorsa ki biliyor onun için ismi akıl.
Şimdi soruyorum bütün bu yazılanlara
rağmen neden bu kadar akıllı akılsızlar ortalarda bir sürü olmayacakların
peşinde.
Neden bu kadar zalimler vicdansızlar
anlayabilmiş değilim.
Bilgisayarlara akıl veren insanlar
neden kendi akıllarını iyi şeyler için kullanmaktan kaçınırlar.
Bunu ise hiç anlayabilmiş değilim.
Oysa ne kadar çok akla ihtiyacımız var.
Ülke olarak, dünya olarak…
Küresel ısınma diyoruz!
Akılı olduğumuzdan çok büyük işler
yaptık.
İnsanoğlu aklın büyüklüğünü ispatladı.
Teknolojiyi hızla yükseklere fırlattı ama
dünyaya, insana daha doğrusu evrene çok zarar verdi.
Üstelik bunu yapanlar üstün zekâlı
insanlardı.
Bunu yapanlar yaptıklarının
getirilerini bilenlerdi.
Peki, şimdi çok akıllı mı olmak iyi,
yoksa orta hatta biraz akıl yeter mi?
Vicdanımızı hangisinde bulacağımızı da
bilmek gerek.
Her
şeyin bir bedeli var.
Aklında…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder