3 Eylül 2017 Pazar


Zekâ Tanımlarını Biliyor musunuz?,
IQ - EQ - SQ


nazanss.blogspot.com





Bazı aileler çocuklarının zekâsının tam gelişmediğinden yakınır, üzülür ne yapacaklarını bilmezler.

Çocuklarını nereye götüreceklerdir,
onları kimler eğitecektir,
toplum içine nasıl çıkacaklardır?

Bu sorunun aynısı başka aileler de ve başka sorun olarak yaşanmaktadır.
Onlarında çocukları ileri zekâlıdır.
Üstün zekâ.
Ne kadar imrenilecek bir şey…

Çocuğunuzun akıl seviyesi farklı.
İnanamıyorsunuz.
Yaptıklarının bazıları sizin yapabileceğiniz haller değil.
Belli sizin çocuğun üstün zekâlı bir çocuk.
Dünyanın birçok yerinde inanılmaz çocuklar var.
Bunlardan bazılarını okuyalım.


Yürümeye altı aylık başladı, bir yaşında konuştu, üç yaşında gördüklerini üç boyutlu çizmeye başladı, yaşıtları ilkokula başladığında o lise son kimya sorularına cevaplar veriyordu.
Şimdi yedi yaşında; O şimdi bir üniversite öğrencisi… O Singapurlu bir anne ile İrlandalı bir babanın oğlu. Onun ismi Ainan Celeste ve o dünyanın en küçük üniversite öğrencisi…

Bir başkasından da söz etmek istiyorum.

Dört yaşında roman okumaya başladı. İki kitabına üçüncüyü ekledi. Fantastik konular işledi.
‘Her çocuk kitap yazabilir diyor ve ilave ediyor;
Sorun ellerimizin beynimize göre yavaş kalması…
İnsanlar saniyede kırk kelime duyabilir,
120 kelime düşünebilir ama sadece iki kelime yazabilir.
İngiltere’de 11 yaşındaki dahi çocuk Michael Dowling, üç dil öğrendi… 
İngilizceyi çok etkin kullanıyor.
Dowling 170 puanlık IQ’su sayesinde Yunanca, Latince ve İbranice biliyor. 
Çince öğreniyor…
Boş zamanlarında fizik çalışıyor.

Bunun gibi inanın o kadar çok örnek var ki.
Şaşkınlık içindesiniz.
Nasıl olur diyorsunuz ama birde bunun gerçeklerini öğrenmek istiyorsunuz.
Biraz daha açalım.
Öyle ya; Zekâ nedir, nasıldır?
Aktaracaklarımı lütfen oldukça dikkatli okuyun.

Zekâ tanımları,
IQ tanımları,
EQ tanımları,
SQ tanımlarının detaylı anlatımları…

Q; kişisel zekâmızdır.
Beyinsel zekâmızdır. Doğuştan gelen bir özelliktir. Bunu zamanla yükseltme oranımız diğer zekâlara göre daha az konumdadır.

IQ beynimizin sol lob undan!
Burada ‘beyin-lob’ bunlardan söz edileceğiz. . Beynimiz, dikey olarak 2 ana bölümden oluşur ve kalıcı öğrenme bu ikisinin kullanılmasıyla gerçekleşir. Beyninin her iki yarısını da etkili bir şekilde kullanabilen ve gerektiğinde birinden diğerine kolaylıkla geçebilen insan’ başarılı biridir.
Beyin hücreleri arasındaki bağlantıları gelişmemiş insanlar, beyinlerine ne kadar bilgi yığmış olurlarsa olsunlar; ‘düşünce, muhakeme ve akıl yürütme becerileri gelişmemekte, bu yüzden de eğitilmiş olarak kabul görmemektedirler.

Beynimizin sol lob’u; daha çok matematik, dil, sayılar, konuşma, analiz ağırlıklıdır.
Mantıkla hareket eder. Statiktir ve detaycıdır.

Sağ lob ise;
Hayal gücü, renkler, sanat, ritim, boyut, sentez ağırlıklıdır. Sağ lob, sol lob’a göre daha çabuk ve etkili öğrenir. Mucitlerin ve sanatçıların ağırlıklı olarak beyinlerinin sağ lob’larını kullanırlar.

EQ; Kişilerin duygusal zekâları…
Sözel konularda daha başarılı olurlar ve beynin sağ lob. Kullanırlar. Kişilerin çevre ile iletişimini sağlaması EQ’ un genel özelliklerinden olmaktadır. Kişilerle olan ilişkimizi düzenlemekte bunu kullanabiliriz.
Duygusal zekâ IQ ya göre daha fazla arttırabilmek imkânımız vardır. Bunu çocuklukta etrafa konuşmayan bir kişinin ilerde çevresi ile daha iyi ilişkiler kurduğunu fark etmişizdir.
Buna örnek olarak kendimizi de gösterebiliriz. Gün geçtikçe çevremizle daha iyi diyaloglar kurabiliyoruz. Buda EQ’ un daha rahat geliştiğini gösteriyor. Çevremiz ile diyaloglara özen gösterip sorunları çözebiliriz.

SQ; Kişilerin ruhsal zekâsıdır.
Kişiler bunu kendi içlerindeki ruhsal denge, ruhsal zekâ olarak tanımlayabiliriz. SQ, bizim IQ ve EQ değerlerinin toplamı olarak da değerlendirebiliriz. Ruhsal dengemizi sağlamak için IQ ve EQ’ un düzenli olması gerekir.
Yine aynı şekilde eşitliğin diğer tarafı yani SQ artığı takdirde IQ ve EQ düzeyinde de artma meydana gelecektir. Bunu ise EQ ya göre daha çok yükseltebiliriz.

Kısaca özetlemeye kalkarsak;
Sağ beyin (lob); Duygusallığı, yaratıcılığı, seslere ve renkle, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken,

Sol beyin (lob); mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme – değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olar çalışmaktadır.

Bununda bir örneğini verelim; Zeki ama başarısız insan görmek çok zor değildir. Bunun sebebi EQ dur.

Çünkü çevresi ile iyi bir iletişim kuramadığından dolayı ders çalışması gerektiği konularda başarısız kalır.

Zeki olmayan fakat başarılı kişilerin temel kaynağı da buna dayanmaktadır.

Çevre ile ilişkileri iyi olan EQ yüksek olan kişilerde de başarılı olamadıkları olun bunun sebebi!

SQ dur. Ruhsal dengesini sağlayamadığından dolayıdır.
IQ sorunlarda tepkisiz kalır.
Tepki vermez.
EQ şaşırır ama ne yapacağı konusunu tam olarak çözemez.
SQ bu iki zekânın kavramı olduğundan dolayı sorunu çözer.

Zekâ çeşitleri bununla sınırlı değildir.
Daha birçok zekâ çeşitleri bulunmaktadır.
En çok karşımıza çıkan ve bize gerekli olan bu üç zekâ çeşididir.
Burada en önemli söz şu olmalıdır.

‘Kullanılan özellikler artar, kullanılmayan özellikler azalar hatta yok olur.’

Zekâ; Kişinin zihinsel becerileri ve bilgi dağarcığını öğrenmek, problem çözmek ya da toplumda değer gören sonuçlara ulaşmak için kullanabilmesi olarak tanımlanıyor.

Zekâ testi nedir?
Kişilerin zihinsel becerilerini ölçebilmek ve onları zihinsel beceri konusunda diğer insanlarla karşılaştırabilmek amacıyla geliştirilen ölçümlerdir.

Mevlana’ya göre Tanrı Âdem’i yaratıp ona kutsal ruhu üfleyince Cebrail’e

“Benim kudret denizimden akıl, iman, utanma gibi üç büyük cevheri al, bunları nurdan yapılmış birer tabak üzerine koyarak Âdem’in önüne koy. Âdem bunlardan birisini seçsin”,

Buyurdu. Cebrail, emredileni yaptı.
Âdem bunlardan aklı seçti.
Cebrail, iman ile utanmanın içinde bulundukları tabakları alıp tekrar kudret denizine götürmek istedi.
Fakat Cebrail, bütün kudretine rağmen bu iki tabağı yerinden kaldıramadı.
İman ve utanma cevherleri ona

“Biz Tanrı’nın sevgilisi olan aklın sohbetinden ayrılamayız. Çünkü biz üçümüz, ezelden beri Tanrı’nın şeref madeni ve kudret denizinin cevherleriyiz, birbirimizden ayrılamayız.”

Dediler.
Bunun üzerine akıl Âdem’in beyninde, iman cevheri onun idrak edici kalbinde, utanma ise mübarek yüzünde yer aldı.
(Eflaki I, 420–421).

Akıllı olmanın sorumluluğu da ağır, verilecek hesabı da çok.
Bunun yanı sıra akıllı olmanın kişiye faydaları bir hayli fazla.
Akıllı insan ne yapacağını bilir ona göre hareket eder. Akıllı insan vicdanla bir bütün içinde ise faydalı biridir çünkü vicdanlıdır zarar vermez.
Akıllı insan iman sahibidir.
Allah’ını bilir, sever, ona göre hareket eder.
Akıl doğruları yapmamızı istiyorsa, akıl doğrunun ne olduğunu biliyorsa ki biliyor onun için ismi akıl.

Şimdi soruyorum bütün bu yazılanlara rağmen neden bu kadar akıllı akılsızlar ortalarda bir sürü olmayacakların peşinde.
Neden bu kadar zalimler vicdansızlar anlayabilmiş değilim.

Bilgisayarlara akıl veren insanlar neden kendi akıllarını iyi şeyler için kullanmaktan kaçınırlar.

Bunu ise hiç anlayabilmiş değilim.
Oysa ne kadar çok akla ihtiyacımız var.
Ülke olarak, dünya olarak…
Küresel ısınma diyoruz!
Akılı olduğumuzdan çok büyük işler yaptık. 
İnsanoğlu aklın büyüklüğünü ispatladı.
Teknolojiyi hızla yükseklere fırlattı ama dünyaya, insana daha doğrusu evrene çok zarar verdi.
Üstelik bunu yapanlar üstün zekâlı insanlardı.
Bunu yapanlar yaptıklarının getirilerini bilenlerdi.
Peki, şimdi çok akıllı mı olmak iyi, yoksa orta hatta biraz akıl yeter mi?
Vicdanımızı hangisinde bulacağımızı da bilmek gerek.
Her şeyin bir bedeli var.
Aklında…

Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder