3 Kasım 2017 Cuma


Balyanlar
İstanbul’un siluetine katkıda bulunanlar


nazanss.blogspot.com





İstanbul; dünyanın en güzel şehri…
Bunu hiç düşünmeden söyleyebiliyorum…
Lütfen birlikte düşünelim. İstanbul’u görenler bilirler, görmeyenlerde bilirler. Şöyle ki; filmlerde dizilerde hep İstanbul görüntülenir ve İstanbul’un güzel boğazı…
Boğazda olduğunuzu düşünün, bir gemidesiniz, bu boğaz turu yapan bir gemi de olabilir, Beşiktaş – Kadıköy vapur hattı da olabilir. Özet olarak siz boğazdasınız, mavi suların üstünde etrafı izliyorsunuz.
Vay maşallah
Bu mutlaka söyleniyor. Nasıl söylenmesin öyle bir siluet var ki, aklı baştan alıyor. Gördüklerinizin içinde hayaller saklanıyor.
Camileri görüyorsunuz, minareler ufka doğru yükselmiş…
Uzun yıllar önce bir Alman ressam arkadaşım bana şöyle demişti.
“İstanbul’un resmini yapmaya bayılıyorum. Hiçbir yerde böyle bir panorama yok. Böyle camiler inci gibi sıralı değil.”
Doğru söylemişti. Eli fırça tutan her ressam İstanbul’un özellikle boğazın resmini yapar yâda yapmak ister… Çünkü çok güzeldir, etkileyicidir, sihirlidir. Hayal ile rüya arasında gider gelirsiniz. Sizi düşünmeye yönlendirir. Sarayları gördüğünüzde hayalleriniz daha da genişler, kocaman olur.
Bir tarafta kışlalar vardır. Gece o kadar güzel ışıklandırılıyor ki, kışlalar mabet gibi uzaktan size bakıyor… Kuleler nasıl anlatılır, buraların tanımı şiirlerle daha güzel olur ama ben böyle devam edeceğim.

Elbette İstanbul’un mimarisinde birçok üstadın adı geçer.
Emek vermiş, mimarlar varır, mühendisler vardır.
Hiç kuşkusuz Mimar Sinan Vardır.
Mimar Mehmet Efendi vardır.
Birçok mimarın ismi geçer…
Birde ve özellikle Balyanlar vardır.
Balyanlar

Birçok güzel eserin mimari onlar…
Ben saydıkça bilmeyenleriniz şaşıracak, inanın… Bildiğimiz başkasına ait dediğimiz eserlerin birçoğunda Balyan ailesinin isimlerinin geçtiğini göreceksiniz.

Osmanlının mimari faaliyetlerini yapan Hassa Mimarlar Ocağı  sadece İstanbul'u değil 3 kıtanın büyük bir bölümünü camiler, külliyeler, çeşmeler, hanlar ve hamamlarla donatmıştı. Hassa Mimarlar Ocağı, Mimar Sinan zamanında altın çağını yaşamıştı. Osmanlının gerilemesine paralel olarak ta zamanla geriledi. Öyle ki 1800'lü yıllara gelindiğinde Ocak, Osmanlı sarayının istediği  mimariyi yapamaz oldu ve 1831'de lağvedildi ve onun yerine Ebniye-i Hassa Müdüriyeti kuruldu. Bu müdüriyet de bilgili mimar eksikliği yüzünden projeleri uygulamada sıkıntı yaşayınca devreye bir mimar ailesi olan Ermeni kökenli Balyanlar girdi.(alıntı)

Kayseri’liler inşatçıdırlar. Bu bilinir. Mimar Sinan’da Kayseri’lidir.
Balyanlar’ın memleketleri de Kayseri…
Kayseri’den büyük şehirlere ekseriyetle köylerde yaşayan erkekler çalışmaya giderler. Birçoğu önce düz işçi iken, sonrasında usta olurlar ve ilerlerler.
Benim tanıdığım böyle birçok müteahhit vardır. Muhteşem eserler yapmışlardır. Tabiki yanlarında mimarlar ve mühendislerde vardır ama bazen onların toplantılarına katılmışımdır, tüm samimiyetimle söylüyorum ki, bu konuda uzman olmuş kişilerle baş ederler hatta akıl verirler.
İnşaaçılık sanki Kayseri’lilerin kanında vardır.

Bali Kalfa da Kayseri’den İstanbul’a inşaatlarda çalışmak üzere gelenlerden.
İlk İstanbul’a tabiri yerindeyse o dokunmuş, sonra yapılan güzelliklere oğulları ilave olmuş.
Mimar bir aile ve yaptıkları birbirinden güzel eserler.
İstanbul denilince gözlerimizin önüne gelen birkaç silutte Balyanlar’ın imzalarını görürsünüz.
Ben bir yerden sizlere onların yaptıklarını isimleri ile birlikte aktaracağım.

BALİ KALFA:
Bali Kalfa bir mimar değil bir inşaat onarımcısı. Bali Kalfa'nın, Krikor, Senekerim ve Bedros adlı 3 oğlu oluyor. Bunlardan Krikor ve Senekerim İstanbul mimarisi açısından özellikle önemli.  İkisi Hassa mimarlarıdır.

KRİKOR BALYAN (1764 – 1831)
Padişah 3. Selim zamanında Hassa Mimarlığı görevine atandı.
Rami Kışlası, Davut Paşa Kışlası, Tophane Arabacılar Kışlası, Taksim Topçular Kışlası'nı, Selimiye Kışlası'nı da o yaptı. Nusretiye Camisi'ni de Krikor Balyan yapmıştır.

SENEKERİM BALYAN (1768 – 1833)
Beyazıt Kulesi'ni Krikor Balyanı'n kardeşi Senekerim Balyan yapar.
85 metre yüksekliğindeki bu kule, yangın kulesi olarak yapılır.

GARABET BALYAN (1800 – 1866)
Kuleli Kışlası'nı ise Krikor Balyan'ın oğlu olan Garabet Balyan yapar.
Dolmabahçe Sarayı, onun en önemli eseridir.

NİGOĞOS BALYAN (1826 – 1858)
Dolmabahçe Sarayı'nın önünü süsleyen 27 metre yüksekliği olan ve 4 katlı  Dolmabahçe Saat Kulesi Dolmabahçe Camii'nin mimarı o'dur.
Ortaköy Camisi'nin de mimarı olarak bilinir.

SARKİS BALYAN (1835 – 1899)
Sarkis Balyan bu ailenin en meşhur mimarıdır. 1873'te Şirket-i Nafia-i Osmanî adlı bir şirket kurar. Yaptığı birbirinden önemli eserlerden yaklaşık elli tanesi günümüzde hala kullanılır. Çırağan Sarayı Sarkis Balyan'a aittir.

AGOP BAYLAN (1838 – 1875)
Padişah Abdülaziz'in isteği üzerine Sarkis ve Agop Balyan tarafından yapılmış olan Beylerbeyi Sarayı… Sarayın yapımı 5 yıl sürer ve 5000 işçi çalışır. (alıntı)


İstanbul boşuna dünyanın en güzel şehri değil ki…
Emek verilmiş İstanbul’a,
Nakış gibi her taşı toprağı işlenmiş.



Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder