Balyanlar
İstanbul’un siluetine katkıda
bulunanlar
nazanss.blogspot.com
İstanbul;
dünyanın en güzel şehri…
Bunu
hiç düşünmeden söyleyebiliyorum…
Lütfen
birlikte düşünelim. İstanbul’u görenler bilirler, görmeyenlerde bilirler. Şöyle
ki; filmlerde dizilerde hep İstanbul görüntülenir ve İstanbul’un güzel boğazı…
Boğazda
olduğunuzu düşünün, bir gemidesiniz, bu boğaz turu yapan bir gemi de olabilir,
Beşiktaş – Kadıköy vapur hattı da olabilir. Özet olarak siz boğazdasınız, mavi
suların üstünde etrafı izliyorsunuz.
Vay
maşallah
Bu
mutlaka söyleniyor. Nasıl söylenmesin öyle bir siluet var ki, aklı baştan
alıyor. Gördüklerinizin içinde hayaller saklanıyor.
Camileri
görüyorsunuz, minareler ufka doğru yükselmiş…
Uzun
yıllar önce bir Alman ressam arkadaşım bana şöyle demişti.
“İstanbul’un
resmini yapmaya bayılıyorum. Hiçbir yerde böyle bir panorama yok. Böyle camiler
inci gibi sıralı değil.”
Doğru
söylemişti. Eli fırça tutan her ressam İstanbul’un özellikle boğazın resmini
yapar yâda yapmak ister… Çünkü çok güzeldir, etkileyicidir, sihirlidir. Hayal
ile rüya arasında gider gelirsiniz. Sizi düşünmeye yönlendirir. Sarayları
gördüğünüzde hayalleriniz daha da genişler, kocaman olur.
Bir
tarafta kışlalar vardır. Gece o kadar güzel ışıklandırılıyor ki, kışlalar mabet
gibi uzaktan size bakıyor… Kuleler nasıl anlatılır, buraların tanımı şiirlerle
daha güzel olur ama ben böyle devam edeceğim.
Elbette
İstanbul’un mimarisinde birçok üstadın adı geçer.
Emek
vermiş, mimarlar varır, mühendisler vardır.
Hiç
kuşkusuz Mimar Sinan Vardır.
Mimar
Mehmet Efendi vardır.
Birçok
mimarın ismi geçer…
Birde
ve özellikle Balyanlar vardır.
Balyanlar
Birçok
güzel eserin mimari onlar…
Ben
saydıkça bilmeyenleriniz şaşıracak, inanın… Bildiğimiz başkasına ait dediğimiz eserlerin
birçoğunda Balyan ailesinin isimlerinin geçtiğini göreceksiniz.
Osmanlının
mimari faaliyetlerini yapan Hassa
Mimarlar Ocağı sadece İstanbul'u değil 3 kıtanın büyük
bir bölümünü camiler, külliyeler, çeşmeler, hanlar ve hamamlarla donatmıştı.
Hassa Mimarlar Ocağı, Mimar
Sinan zamanında altın çağını yaşamıştı. Osmanlının gerilemesine
paralel olarak ta zamanla geriledi. Öyle ki 1800'lü yıllara gelindiğinde Ocak,
Osmanlı sarayının istediği mimariyi yapamaz oldu ve 1831'de lağvedildi ve
onun yerine Ebniye-i
Hassa Müdüriyeti kuruldu. Bu müdüriyet de bilgili mimar
eksikliği yüzünden projeleri uygulamada sıkıntı yaşayınca devreye bir mimar
ailesi olan Ermeni kökenli Balyanlar
girdi.(alıntı)
Kayseri’liler
inşatçıdırlar. Bu bilinir. Mimar Sinan’da Kayseri’lidir.
Balyanlar’ın
memleketleri de Kayseri…
Kayseri’den
büyük şehirlere ekseriyetle köylerde yaşayan erkekler çalışmaya giderler.
Birçoğu önce düz işçi iken, sonrasında usta olurlar ve ilerlerler.
Benim
tanıdığım böyle birçok müteahhit vardır. Muhteşem eserler yapmışlardır. Tabiki
yanlarında mimarlar ve mühendislerde vardır ama bazen onların toplantılarına
katılmışımdır, tüm samimiyetimle söylüyorum ki, bu konuda uzman olmuş kişilerle
baş ederler hatta akıl verirler.
İnşaaçılık
sanki Kayseri’lilerin kanında vardır.
Bali Kalfa
da Kayseri’den İstanbul’a inşaatlarda çalışmak üzere gelenlerden.
İlk
İstanbul’a tabiri yerindeyse o dokunmuş, sonra yapılan güzelliklere oğulları ilave
olmuş.
Mimar
bir aile ve yaptıkları birbirinden güzel eserler.
İstanbul
denilince gözlerimizin önüne gelen birkaç silutte Balyanlar’ın imzalarını
görürsünüz.
Ben bir yerden
sizlere onların yaptıklarını isimleri ile birlikte aktaracağım.
BALİ
KALFA:
Bali Kalfa bir mimar değil bir inşaat onarımcısı. Bali Kalfa'nın, Krikor, Senekerim ve Bedros adlı 3 oğlu oluyor. Bunlardan Krikor ve Senekerim İstanbul mimarisi açısından özellikle önemli. İkisi Hassa mimarlarıdır.
Bali Kalfa bir mimar değil bir inşaat onarımcısı. Bali Kalfa'nın, Krikor, Senekerim ve Bedros adlı 3 oğlu oluyor. Bunlardan Krikor ve Senekerim İstanbul mimarisi açısından özellikle önemli. İkisi Hassa mimarlarıdır.
KRİKOR BALYAN (1764 – 1831)
Padişah 3. Selim zamanında Hassa Mimarlığı görevine
atandı.
Rami Kışlası, Davut Paşa
Kışlası, Tophane Arabacılar Kışlası,
Taksim Topçular Kışlası'nı,
Selimiye Kışlası'nı
da o yaptı. Nusretiye
Camisi'ni de Krikor Balyan yapmıştır.
SENEKERİM BALYAN (1768 – 1833)
Beyazıt Kulesi'ni Krikor Balyanı'n kardeşi Senekerim Balyan yapar.
85
metre yüksekliğindeki bu kule, yangın
kulesi olarak yapılır.
GARABET BALYAN (1800 – 1866)
Kuleli Kışlası'nı ise Krikor Balyan'ın oğlu olan Garabet Balyan yapar.
Dolmabahçe Sarayı, onun en önemli eseridir.
NİGOĞOS BALYAN (1826 – 1858)
Dolmabahçe
Sarayı'nın önünü süsleyen 27 metre yüksekliği olan ve 4 katlı Dolmabahçe Saat Kulesi Dolmabahçe Camii'nin
mimarı o'dur.
Ortaköy Camisi'nin de mimarı olarak bilinir.
SARKİS BALYAN (1835 – 1899)
Sarkis
Balyan bu ailenin en meşhur mimarıdır. 1873'te Şirket-i Nafia-i Osmanî adlı bir şirket kurar.
Yaptığı birbirinden önemli eserlerden yaklaşık elli tanesi günümüzde hala kullanılır. Çırağan Sarayı Sarkis Balyan'a
aittir.
AGOP BAYLAN (1838 – 1875)
Padişah
Abdülaziz'in isteği üzerine Sarkis ve Agop Balyan
tarafından yapılmış olan Beylerbeyi
Sarayı… Sarayın yapımı 5 yıl sürer ve 5000 işçi çalışır. (alıntı)
İstanbul
boşuna dünyanın en güzel şehri değil ki…
Emek
verilmiş İstanbul’a,
Nakış
gibi her taşı toprağı işlenmiş.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder