Köprülü Mehmet Paşa ve HOŞGÖRÜ
nazanss.blogspot.com
Bazen
yaptığınız hata o an için küçük görülebilir, yapılması gereklidir denile
bilinir, hatta zaman kaybetmeden icraata geçile bilinir. Bunların geri
dönüşleri altından kalkılamayacak maliyetlere yüklü olabilir ve çok can sıkar.
Büyüklerimiz
şöyle derler:
“Bir şeyi söylemeden önce yutkunun hatta yedi kere
aralıklarla yutkunun. Boğazımız yedi buğumdur. Buğumlar arasındaki mesafelerde
aklınız boş kalmaz, çalışır. Sizlere doğruyu ve yanlışı bildirir.”
Biranda
ağzınızdan çıkan, hiddetinize esir düşen diliniz, sonrasında başınıza çok işler
açar. Karar vermeden öncede düşünün, birine bir şeyler söylemeden öncede! Sakin
kafayla karar verirseniz daha az zarar görürsünüz. Yâda hiç zarar görmezsiniz.
Bazı
yerler, bazı mevkiler size çok cazip gelir. Ona sahip olmak istersiniz. Bir
anda karar verirseniz hata yaparsınız. Bazı olayları tam olarak düşünmeden,
getirisini yâda götürüsünü tam hesaplamadan yaptığımız acil olayların
zararlarını görürüz.
Bu
tarih boyunca da böyle olmuştur, ileride de böyle olacaktır.
Pişmanlık
kötü bir duygudur. Geri dönüşü yoktur. Yapılan ani kararlar hatalara
dönüştüğünde ödenecek bedel ağırdır.
Her
Zaman Köprülü Mehmet Paşa gibi birinin hoşgörüsü ile karşılanılamaz.
İyi
düşünmek ve karar vermek gereklidir.
Osmanlı padişahları
içinde en küçük yaşta tahta çıkan, IV. Mehmet’tir.
7
yaşında padişah olmuştu.
Fakat
reşit oluncaya kadar devletin idaresine annesi Valide Turhan Sultan vekâlet
edecekti.
Hayırseverliği
ve cömertliği, şefkati, zarafeti ve akıllığı ile sarayda ve devlet erkânı
arasında sevgi ve hürmet gören bir hanım olan Valide Turhan Sultan, sadarete
tecrübeli, dirayetli ve namuslu bir devlet adamını getirip, devletin idaresini
ona bırakmak istiyordu…
Kendisine
Köprülü Mehmed Paşa’yı tavsiye ettiler.
İcraatına
hiç müdahale edilmemesi ve kendisi çekilinceye kadar vazifeden azledilmemesi
şartıyla sadrazamlık vazifesini kabul etti.
İlk
iş olarak, Anadolu’da isyanlar çıkaran zorbaları yakalatarak idam
ettirdi. İstanbul’ da huzur ve sükûnu sağladı.
Bazı
alıntıları aktaracağım.
1657
senesinde, Erdel’de (Romanya) çıkan isyanı bastırmak için sefere çıktı.
Yerine
vekâleten bakmak üzere Ankebut Ahmed Paşa’yı bıraktı. İsyanı bastıran Köprülü,
istanbul’a dönmeden önce Osmanlı Devleti için stratejik önemi olan Sebeş, Logoş
ve Yanova kalelerini de zapt etti.
Bu
harekât bir sene kadar devam etti.
Bu
sırada Anadolu‘da Abaza Hasan Paşa isyanı çıktı.
Köprülü
bu sefer onun üzerine yürümek için Rumeli’den İstanbul’a dönmek üzere yola
çıktı. Bu isyanı fırsat bilen Ankebut Ahmed Paşa, Valide Turhan Sultan’ın
huzuruna çıkarak:
“Sultanım,
âsi paşalar Köprülü’yü istemiyorlar, bu yüzden isyanlar çıkıyor. Onu azledip
yerine bendenizi tayin ederseniz, hepsi isyandan vazgeçeceklerdir” dedi.
Akıllı
bir hanım olan Valide Sultan:
“Bu
teklifiniz için bir tezkere (dilekçe) yazıp veriniz” dedi.
Köprülü
Mehmed Paşa İstanbul’a dönünce Valide Turhan Sultan’ın huzuruna çıkıp ona sefer
hakkında malumat verdi.
Konuşması
bitince Valide Sultan:
“Vekil
olarak bıraktığınız Ahmed Paşa’nın bıraktığı şu tezkereyi okuyunuz.
Şartlarınızdan biri olan, işlerinize müdahale edilmemesi olmasaydı, onu hemen
cezalandırırdım. Tezkereyi okuyan Köprülü:
“İsabet
olmuş Sultanım. Ben zorbalarla, asilerle mücadele ediyorum, onları yakalayıp,
aldığım fetvalar ile idam ettiriyorum. Ahmed Paşa ise namuslu bir vezirdir. Bu
devlete hizmet edecek adamdır. Yaptığı işte ise mazurdur. Çünkü Sadrazamlık
makamı, herkesin hırsını tahrik eden bir makamdır…”
Ankebut
Ahmed Paşa bunu haber alınca çok mahcup oldu ve gidip Köprülünün elini öperek
özür diledi.
Olayları
yerinde ve zamanında değerlendirmek gerektiğine inananlardanım.
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder