25 Kasım 2017 Cumartesi




Köprülü Mehmet Paşa ve HOŞGÖRÜ


nazanss.blogspot.com





Bazen yaptığınız hata o an için küçük görülebilir, yapılması gereklidir denile bilinir, hatta zaman kaybetmeden icraata geçile bilinir. Bunların geri dönüşleri altından kalkılamayacak maliyetlere yüklü olabilir ve çok can sıkar.

Büyüklerimiz şöyle derler:
“Bir şeyi söylemeden önce yutkunun hatta yedi kere aralıklarla yutkunun. Boğazımız yedi buğumdur. Buğumlar arasındaki mesafelerde aklınız boş kalmaz, çalışır. Sizlere doğruyu ve yanlışı bildirir.”

Biranda ağzınızdan çıkan, hiddetinize esir düşen diliniz, sonrasında başınıza çok işler açar. Karar vermeden öncede düşünün, birine bir şeyler söylemeden öncede! Sakin kafayla karar verirseniz daha az zarar görürsünüz. Yâda hiç zarar görmezsiniz.

Bazı yerler, bazı mevkiler size çok cazip gelir. Ona sahip olmak istersiniz. Bir anda karar verirseniz hata yaparsınız. Bazı olayları tam olarak düşünmeden, getirisini yâda götürüsünü tam hesaplamadan yaptığımız acil olayların zararlarını görürüz.

Bu tarih boyunca da böyle olmuştur, ileride de böyle olacaktır.

Pişmanlık kötü bir duygudur. Geri dönüşü yoktur. Yapılan ani kararlar hatalara dönüştüğünde ödenecek bedel ağırdır.

Her Zaman Köprülü Mehmet Paşa gibi birinin hoşgörüsü ile karşılanılamaz.
İyi düşünmek ve karar vermek gereklidir.

Osmanlı padişahları içinde en küçük yaşta tahta çıkan, IV. Mehmet’tir.

7 yaşında padişah olmuştu.
Fakat reşit oluncaya kadar devletin idaresine annesi Valide Turhan Sultan vekâlet edecekti.

Hayırseverliği ve cömertliği, şefkati, zarafeti ve akıllığı ile sarayda ve devlet erkânı arasında sevgi ve hürmet gören bir hanım olan Valide Turhan Sultan, sadarete tecrübeli, dirayetli ve namuslu bir devlet adamını getirip, devletin idaresini ona bırakmak istiyordu…

Kendisine Köprülü Mehmed Paşa’yı tavsiye ettiler.
İcraatına hiç müdahale edilmemesi ve kendisi çekilinceye kadar vazifeden azledilmemesi şartıyla sadrazamlık vazifesini kabul etti.

İlk iş olarak, Anadolu’da isyanlar  çıkaran zorbaları yakalatarak idam ettirdi. İstanbul’ da huzur ve sükûnu sağladı.

Bazı alıntıları aktaracağım.

1657 senesinde, Erdel’de  (Romanya) çıkan isyanı bastırmak için sefere çıktı.

Yerine vekâleten bakmak üzere Ankebut Ahmed Paşa’yı bıraktı. İsyanı bastıran Köprülü, istanbul’a dönmeden önce Osmanlı Devleti için stratejik önemi olan Sebeş, Logoş ve Yanova kalelerini de zapt etti.

Bu harekât bir sene kadar devam etti.

Bu sırada Anadolu‘da Abaza Hasan Paşa isyanı çıktı.
Köprülü bu sefer onun üzerine yürümek için Rumeli’den İstanbul’a dönmek üzere yola çıktı. Bu isyanı fırsat bilen Ankebut Ahmed Paşa, Valide Turhan Sultan’ın huzuruna çıkarak:

“Sultanım, âsi paşalar Köprülü’yü istemiyorlar, bu yüzden isyanlar çıkıyor. Onu azledip yerine bendenizi tayin ederseniz, hepsi isyandan vazgeçeceklerdir” dedi.

Akıllı bir hanım olan Valide Sultan:
“Bu teklifiniz için bir tezkere (dilekçe) yazıp veriniz” dedi.
Köprülü Mehmed Paşa İstanbul’a dönünce Valide Turhan Sultan’ın huzuruna çıkıp ona sefer hakkında malumat verdi.

Konuşması bitince Valide Sultan:
“Vekil olarak bıraktığınız Ahmed Paşa’nın bıraktığı şu tezkereyi okuyunuz. Şartlarınızdan biri olan, işlerinize müdahale edilmemesi olmasaydı, onu hemen cezalandırırdım. Tezkereyi okuyan Köprülü:

“İsabet olmuş Sultanım. Ben zorbalarla, asilerle mücadele ediyorum, onları yakalayıp, aldığım fetvalar ile idam ettiriyorum. Ahmed Paşa ise namuslu bir vezirdir. Bu devlete hizmet edecek adamdır. Yaptığı işte ise mazurdur. Çünkü Sadrazamlık makamı, herkesin hırsını tahrik eden bir makamdır…”

Ankebut Ahmed Paşa bunu haber alınca çok mahcup oldu ve gidip Köprülünün elini öperek özür diledi.


Olayları yerinde ve zamanında değerlendirmek gerektiğine inananlardanım.




Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder