İSTANBUL
– İSTANBUL
Direklerarası
nazanss.blogspot.com
Direklerarası’nı
‘İstanbul – İstanbul’ adlı kitabımı
yazarken incelemiştim.
Hani
denilir ya derya –deniz işte öyle. Tam anlamı ile derya deniz. Yazmakla
bitmeyecek kadar çok anlatılacaklar var. Orada inanılmaz yaşanmışlıklar var,
hikâyeler, aşklar, kaçaklar, eğlenceler var. Cesur yürekli kadınlar var,
İstanbul’un bıçkın delikanlıları var.
Direklerarası,
Şehzadebaşı caddesinin, vezneciler ile İbrahim Paşa mescidi arasındaki bölüme
verilen ad.
Burası
çok – çok eskilerde de önemli bir yer.
Bizans
döneminde Philadelphion olarak biliniyormuş ve ünlü caddelerinde kavşak
noktasıymış.
Khalkun
Tetrapylon ve Synthetos Kion anıtları da buradaymış.
Buranın
Direklerarası adını alması Osmanlı dönemine rastlıyormuş.
Vezneciler
yönünden gelişte sağdaki dükkânların önündeki mermer sütunlu revaklar varmış,
ondan dolayı buraya Direklerarası denilmiş.
1880’lerde
kahvelerde meddah, karagöz oynatılmaya başlanmış.
Ardından
saz toplulukları da ilave olmuş bu güzel eğlencelere.
Düşünsenize;
o zamanı getirin lütfen gözlerinizin önüne, orada yürüyorsunuz, uzaklardan saz
sesleri geliyor, güzel insanlar, karagöz ve Hacivat’a gülüyorlar. Meddah’ın
sesi geliyor ki izleyenler tam anlamı ile kahkaha selindeler.
Şimdilerin
stand-up’cuları. O günleri hayal edin ve karşınızda meddah Cem yılmaz. Of ne
kadar güzel olur. Ya da Ata Demirel. O zamanların ünlüleri de:
Mınakyan,
Abdürrezzak, Kel Hasan, Kavuklu Hamdi, Küçük ismail…
Bunlar
o zamanlar çok ünlüleri hele Ramazan’da onları izlemeye gelenler o kadar çok
olurmuş ki, çok erken saatlerde gelmek gerekirmiş yer bulabilmek için…
Burada
bir notu aktarmalıyım, bence önemli:
1887′de,
Benliyan kumpanyasının, II. Meşrutiyet’ ten sonra aralarında ibnürrefik Ahmet
Nuri Sekizinci, Musahip zade Celal, Naşit Öz-can gibi yazar ve oyuncuların
kurduğu Sahne-i heves’in burada çalıştıkları bilinmekteymiş.
Bir
olay daha var ki bence çok önemli, şehir tiyatroları çekirdeği olan
Darülbedayi-i Osmanîde burada, 1950′lerde, yol genişletilmesi sırasında yıktırılan
Letafet apartmanının bir katında kurulmuş.
Düşünün
lütfen o zamanki heyecanlarını, o zamanki görüşlerde yapmak istediklerinin
zorluklarını…
Bunlara
yürekli insanlar,
Çünkü
onlar sanatçılar…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder