4 Kasım 2017 Cumartesi




İSTANBUL – İSTANBUL
Direklerarası

nazanss.blogspot.com



Direklerarası’nı ‘İstanbul – İstanbul’ adlı kitabımı yazarken incelemiştim.
Hani denilir ya derya –deniz işte öyle. Tam anlamı ile derya deniz. Yazmakla bitmeyecek kadar çok anlatılacaklar var. Orada inanılmaz yaşanmışlıklar var, hikâyeler, aşklar, kaçaklar, eğlenceler var. Cesur yürekli kadınlar var, İstanbul’un bıçkın delikanlıları var.

Direklerarası, Şehzadebaşı caddesinin, vezneciler ile İbrahim Paşa mescidi arasındaki bölüme verilen ad.
Burası çok – çok eskilerde de önemli bir yer.
Bizans döneminde Philadelphion olarak biliniyormuş ve ünlü caddelerinde kavşak noktasıymış.
Khalkun Tetrapylon ve Synthetos Kion anıtları da buradaymış.
Buranın Direklerarası adını alması Osmanlı dönemine rastlıyormuş.
Vezneciler yönünden gelişte sağdaki dükkânların önündeki mermer sütunlu revaklar varmış, ondan dolayı buraya Direklerarası denilmiş.

1880’lerde kahvelerde meddah, karagöz oynatılmaya başlanmış.
Ardından saz toplulukları da ilave olmuş bu güzel eğlencelere.
Düşünsenize; o zamanı getirin lütfen gözlerinizin önüne, orada yürüyorsunuz, uzaklardan saz sesleri geliyor, güzel insanlar, karagöz ve Hacivat’a gülüyorlar. Meddah’ın sesi geliyor ki izleyenler tam anlamı ile kahkaha selindeler.
Şimdilerin stand-up’cuları. O günleri hayal edin ve karşınızda meddah Cem yılmaz. Of ne kadar güzel olur. Ya da Ata Demirel. O zamanların ünlüleri de:
Mınakyan, Abdürrezzak, Kel Hasan, Kavuklu Hamdi, Küçük ismail…
Bunlar o zamanlar çok ünlüleri hele Ramazan’da onları izlemeye gelenler o kadar çok olurmuş ki, çok erken saatlerde gelmek gerekirmiş yer bulabilmek için…
Burada bir notu aktarmalıyım, bence önemli:

1887′de, Benliyan kumpanyasının, II. Meşrutiyet’ ten sonra aralarında ibnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci, Musahip zade Celal, Naşit Öz-can gibi yazar ve oyuncuların kurduğu Sahne-i heves’in burada çalıştıkları bilinmekteymiş.

Bir olay daha var ki bence çok önemli, şehir tiyatroları çekirdeği olan Darülbedayi-i Osmanîde burada, 1950′lerde, yol genişletilmesi sırasında yıktırılan Letafet apartmanının bir katında kurulmuş.

Düşünün lütfen o zamanki heyecanlarını, o zamanki görüşlerde yapmak istediklerinin zorluklarını…
Bunlara yürekli insanlar,
Çünkü onlar sanatçılar…


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder