19 Ekim 2017 Perşembe







Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi
Ayşe Hafsa Sultan


nazanss.blogspot.com




Muhteşem Yüzyılı izlemek benim gibi tarihe âşık biri için olmazsa olmazlardan. Ben her Çarşamba programlarımı diziyi izleme şansımı bozmayacak şekilde kurarım. Her hafta bir önceki haftanın özetini de izlerim. Sonra çayımı yudumlarken, Fatih Atakoğlu ve ekibinin hazırladığı muhteşem müzikle başlayan jenerikle birlikte diziye konsantre olurdum.
Artık yok çünkü…

Dizi bittikten sonra ilk aklıma gelen, dizideki oyuncuların performanslarını kendimce yorumlama olur. Ardından benim bildiğim tarihle yayınlanan diziyi kıyaslarım. Ciddi bir Halit Ergenç hayranı olduğum içinde zaman – zaman onun oyundaki başarısından dolayı onu Kanuni Sultan Süleyman sanarak, dizi hakkında yakınlarımla mutlaka ama mutlaka mütalaasını yaparım.

Genelde Fatihcan, Osmanlı hakkında ve Kanuni hakkında çok araştırma yaptığı için onunla biraz çatışırız. Elif, ciddi bir Fatih Sultan Mehmet hayranı olduğu için o bizi dinlemeyi yeğler, dizi biter bizim sohbetimiz bir türlü bitmez. 

Biz ailecek tarihe hasta olduğumuzdan, özellikle Osmanlıyı pek merak ettiğimizden konuşur da konuşuruz.

Bu hafta konuştuğumuz, Valide Sultan’dı.
Tabi Valide sultan bizim gözümüzde Nebahat Çehre şeklindeydi.
Sonra onu daha yakın tanımak istediğimizden ben araştıracağıma ve de yazacağıma karar verdikten sonra sizlere de aktarmaya karar verdim…

Ayşe Hafsa Sultan:

Yavuz Sultan Selim’in, hasekilerinden biri ama onu tarihte anmak için sadece büyük bir padişahın eşi olarak düşünmek az olur.

Yedi Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi…
Kırım hanı Mengli Giray’ın kızı…
Beyhan ve Hatice sultanın annesi,
Pargalı’nın kayınvalidesi,

Ayrıca;
Hürrem Sultan’ın da kayınvalidesi…

Ayşe Hafsa Sultan Kanuni Sultan Süleyman 1520 yılında tahta çıkınca Valide Sultan olmuş.

Valide sultan olarak anılan ilk Padişah annesi… Üstelik Valide Sultan olarak 14 yıl sarayda bir hayli etkili olmuş.

Bazı tarihçiler:
Kanuni Sultan Süleyman’ın annesine çok düşkün olduğunu, onun sözünü dinlediğini, hatta zaman – zaman onun fikirlerinden yararlandığını yazıyor.

Bazı tarihçiler de:
Hürrem Sultan Kanuni’nin üzerinde etkili olduktan sonra, Kanuni’yi etkileyenin Valide Sultan olmayıp, Hürrem Sultan olduğunu söylüyorlarmış.

Tarih, onun çok güzel bir kadın olduğundan da söz ediyor.

Şiirler pençe-i kahrımda olurken lerzan,
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek,

Mısralarını Hafsa Sultan için yazmıştır.

Osmanlı’yı incelediğimizde, padişahlarımızın farklı yönlerini öğreniyoruz. Savaş meydanında korkusuz, cesur, gözü pek yiğitler, aynı zamanda, romantik birer âşıklar.
Koskoca Yavuz Sultan Selim’in, böyle sözleri yüreğinde hissetmesi ne kadar güzel…
Kanuni Sultan Süleyman’ın, Hürrem Sultan için yazdığı şiiri bir kere okumak yetmiyor, birkaç kez gözden geçirince, her okuyuşta başka güzellikler fark ediyorsunuz.

Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım

Hayatım hasılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım

Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)


Bugünkü dille;

Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.

Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm,

Bütün padişahlarımızın sanatla ilgili güzellikleri var.
Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken ben Valide Sultan’a anne olmama rağmen hak vermiyorum. Oğlum Fatihcan bana kızıyor.
Kanuni’ye de kızıyor. Annesinin sözünü dinlemiyor diyor. Bende şöyle düşünüyorum. Hürrem saraya geldiği günden beri, ona çok kötülük yapıldı. Bu böyle değil midir?
Nasıl yaklaşırsanız, öylede karşılık görmez misiniz?

Valide Sultan hakkında genel bilgilere geçtiğimizde:

Oğlu Şehzade Süleyman (Kanuni)ın sancakbeyliği sırasında uzun yıllar Manisa’da bulunmuş.

Bu sırada, cami, medrese, imaret, hankah, darüşşifa, hamam ve sıbyan mektebinden ibaret kendi adı ile anılan Külliyeyi yaptırmış.

Burada bir de mescid yaptırmış.

Yaptırdığı eserlerin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için Urla’daki çiftliklerin gelirlerini vakfetmiş.

19 Mart 1534 tarihinde oğlunun saltanatı sırasında vefat etmiş. (alıntı)

Allah Rahmet Eylesin…

Geçmişimizi bilmeden, geleceğimizi planlayamayız.
Bizim tarihimiz, zenginliklerle, zaferlerle dolu…

Muhteşem Yüzyıl ile ilgili birçok TV kanalında konuştum. Yine de konuşmak istiyorum. Bana göre çok doğru yapılmış bir dizi. Hepimiz Osmanlı hakkında daha bilgili olduk, daha araştırmacı olduk, Osmanlı’yı okuyoruz adı altında okumayı alışkanlık haline getirmeyi öğrendik.

Tarihle iç içe yaşayalım, merak edelim ve hep okuyalım.
Sağlıklı günler diliyorum…


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder