20 Ekim 2017 Cuma



Tılsımlı Gömlekler - Şehzade Gömlekleri


nazanss.blogspot.com





Şehzade gömleklerini bilir misiniz?
Özel olduklarını, sihirlerinin olduğunu, tılsımlarla bezendiğini, dualarla okunduğunu, merasimlerle giyinildiğini bilir misiniz?

Tılsımlı gömleklerin şifrelerinin olduğunu da duydunuz mu?

Ben duydum. Evet, bu gömleklerin şifreleri varmış.

Topkapı Şifresi

Kitabını yazmak için tabiri caizse defalarca Topkapı Sarayına gittiğim için orada gördüklerim her seferinde beni şaşkınlığa terk ettiği için bende o zaman öğrendim.

Bir zamanlar duymuştum ama kulağımın dibinden teyet geçmiş olmalı ki bende kalıcı bir iz bırakmamış. Meğerse kalıcı iz bırakması lazımmış.

Bakın önce bildiklerimi bir paylaşayım sonrada devam ederiz.

Tılsımlı sultan gömlekleri, ayet ve duaları tespit eden bir âlim,
İşe başlamak için eşref saatini hesaplayan müneccim ve sonunda gömleği bezeyen nakkaşların ortak ürünü.

Kumaşlar çoğunlukla o zamanki adıyla ‘tonguzlu’ olan Denizli’den saraya getiriliyor.

Denizli’nin kaliteli pamuğundan dokunan bezler, iç giyimi olarak tasarlanan tılsımlı gömlekler için bire bir.

Hattatların kâğıdı terbiye etmek için kullandığı ‘aharlama’ yöntemiyle yazıya elverişli hale getirilen kumaşlar, nakkaşlar atölyesinde işlenmiş.

Bir gömlek üzerinde 3–4 yıl uğraşan hattatlar için meçhul kahramanlar yakıştırması yerinde olur; Çünkü gömleklerin pek azında kimin tarafından yapıldığı yazılı.

Gömleklerin üzerine celi, sülüs, kufi yazıyla işlenen ayetler ve dualar kare, yıldız gibi geometrik şekillerin ya da Kadem-i Saadet, Süleyman mührü, Zülfikar, lale gibi anlamlı motiflerin içine yazılmış.

15 – 20. yy arasında hazırlanan padişah giysilerini içeren saray koleksiyonun da peygamber efendimizin nübüvvet mührü, hilye-i şerif ve O’nun için yazılan kaside-i bürde’yle bezenmiş 4 gömlek yer alıyor ancak diğer gömlekler üzerinde de yine peygamberimize ait Kadem-i Saadet ve Nalın-ı Saadet motifleri kullanılmış.

Tılsımlı gömlekler üzerinde iki motif ise Hz. Ali’nin ucu çatallı kılıcı ‘Zülfikar’ ve çoğunlukla Musevi inancı ile bağdaştırılan Süleyman mührü, gömleklerde Süleyman mührünün saltanatın ebediyetini temsilen kullanıldığını ve Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali isimlerinin çoğunlukla bir arada anıldığı tespit olunmuş.

Ben her yazımda söylüyorum. Ben bilinmeyenlere karşı çok ilgiliyim. Bilinenler zaten kolay. Tılsımlı gömlekler. Nedir bunlar dedik. Yukarıda yazılanları okuduk. Biraz daha bilgi edinmek istedim. Ciddi derede önemli bir konu çünkü… Hatta gazeteci arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye göre dünyanın birçok yerindeki ilim adamları da şimdi bu gömleklerin şifresini öğrenmek istiyorlarmış. Onlar öğrenmeden bizlerin öğrenmesi lazım.

Gömleklere şifreler işlenmiş. Ya da işleniyormuş! İyide hangi şifreler ya da neyin şifreleri? Hatta uzmanlar bu şifrelerin Osmanlı tarihine ışık tutacağını söylüyorlarmış. Demek ki bu kadar önemli…

Biz bu gömleklerin Osmanlı Padişahlarının özellikle savaşa giderken özel olarak hazırlatıp giydiklerini biliyoruz. Onlar savaşta bu gömleklerin galip gelmek için, nazarlardan korumak için, şifalar vermesi için giyiniyorlarmış ve adına da açıkça tılsımlı gömlekler deniliyormuş.

Demek ki tılsımlı, demek ki bu işin içinde bir iş var.
Topkapı sarayına gittiğimde çok uzun uzadıya inceledim bu gömlekleri üzerinde Piri Reisin haritası gibi anlayamadığım bir sürü şekiller, çizimler yazılar semboller, işaretler var. İnsanın inanın ki abartmıyorum aklı almıyor.

Üstelik işleme de değil dokuma nasıl olur diyorsunuz şaşkın ve afallamış incelerken.
Bakın mesela; Kumaşlar 8 bin çözgü ipiyle dokunuluyormuş.

Şimdi ben bunun ne olduğunu biliyorum desem yalan olur. Ama yazanlar bunun imkânsız olduklarını bildiklerinden üstelik kelimesi ile başlayan ve çözümlenemeyen ifadesini de bu 8 bin çözgü için kullanıyorlarsa bunda mutlaka bir sır var demektir.

İyide bunun şifrelerini bilemeyiz nasıl olsa.
Peki, bunların dokuma tekniği nedir desek onu da bilen yok. Bunun bir formülü olması lazım bilen yok.
Tılsımlı gömleklerin ayetlerle dualarla işlenmiş olduğunu biliyoruz o kadar.
Sonra?
Bakın ilk başta ortak çalışmaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bir âlim, bir nakkaş bir de müneccimle başlanıyor. Olabilir mi böyle bir şey sizin aklınız alıyor mu?
Benim almıyor.
Devam ediyorum.
Yukarıda yazdıklarım aslında ama benim aklımın almadıkları olduğundan da tekrarlarım.
Hele bir de eşref saati var ki anlayan beri gelsin. Nedir eşref saati ne için gereklidir?

Ben şimdi bunları da bir öğreneyim kimdir ne yaparlar;

Eşref saati nedir; bir işe başlamanın uğurlu ve uygun zamanını, bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman.  İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman…

Nakkaş; renkli resim ve tezyinat yapan sanatkârlara verilen ad. Ressamlara, minyatürcülere, genellikle duvar resmi yapan ustalara, süsleme sanatkârlarına verilen isim.

Müneccim; yıldızların durumuna bakarak, insanların geleceklerine dair habaer veren kişi. Müneccimlik eski çağdan tarih öncesi dönemden kalmadır, insan ile doğa insan ile kendi soydaşları arasında kurulan gizli güçlere dayanan bir bağlantıdır.

Bunları okuduktan sonra, herkesin bir tılsımlı gömleği olsa, her tür kötülükten korusa diye düşünmekten insan kendini alamıyor.

Yolunuz Topkapı Sarayına düşerse mutlaka Tılsımlı Gömlekleri görün, eminim benim kadar şaşkın ama bir kadar da hayran kalacaksınız.


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder