Afrodit kadar güzel
Hero
Mitolojik
hikâyelerde bir başka güzel olanda, birçok olayda aynı hikâyelerin bazen
anlatılması...
Şimdi
okuyacağınız satırlar sizlere tanıdık gelebilir.
Bizim
Kız kulesinin de böyle bir hikâyesi var.
Hangisi
doğrudur, ya da ikisi de doğrumudur bilmiyorum.
Bildiğim
güzel bir hikâye…
Bildiğim
aşk için nelere katlanıldığı…
Bildiğim
aşkın önüne hiçbir şeyin geçemeyeceği…
Antik
çağda "Hellaspontos"un Avrupa kıyısında ( Çanakkale Boğazı ),
Sestos
kentinin surları arasında Tanrıça Aphrodite için yapılmış büyük bir tapınak
bulunmaktaymış.
Bu
tapınakta ibadet eden rahibe Hero'nun güzelliği ile dillere destan olmuş.
Öyle
ki Rahibe Hero'yu görenler onu Aphrodite'nin kendisi zannederlermiş.
Bu
genç rahibenin güzelliği kadar alçak gönüllü olmasından dolayı Tanrıça
Aphrodite bu kızı kıskanmak bir yana onu çok severdi.
Bundan sonralarını isterseniz bilir kişilerden dinleyelim.
Sestos'ta her
sene ilkbaharın gelişi ile birlikte şenlikler düzenlenir çevre illerden
insanlar buraya gelir Aphrodite tapınağını ziyaret ederlerdi.
Böyle bir
şenlik gününde Leandros adında yakışıklı bir genç Aphrodite Tapınağındaki ayine
katılmıştı.
Abydos'lu olan
Leandros getirdiği hediyeleri sunmak üzere mihraba yaklaştığında güzel rahibe
Hero'yu görünce aklı başından gitti adeta, daha ilk bakışta ona âşık olmuştu.
Ayin boyunca
gözlerini güzel rahibeden ayıramamıştı.
Sanki
karşısındaki Aphrodite'in ta kendisiydi.
Leandros gün batıncaya kadar mabedinin bir köşesinde bekledi.
Ziyaretçiler
bir - bir mabedi terk edince yavaşça mabetde tek başına kalan Hero'ya yaklaştı.
Rahibe genç
delikanlıyı görünce ürkerek geri kaçtı.
Ama Leandros onu
durdurdu.
Ve oracıkta
mihrabın önünde Hero'ya duyduğu aşkı dile getirdi.
O günden sonra Leandros Hero'nun tüm itirazlarına rağmen her gün mabede gelip genç rahibeye duyduğu aşkı anlattı.
Hero defalarca
ona bir rahibe olduğunu ve böyle bir aşka karşılık veremeyeceğini söylediyse de
Leandros pes etmedi.
Duyduğu sevgi
öylesine büyüktü ki bir gün mutlaka hak ettiği karşılığı alacağına inanıyordu.
Ve tüm
çabaları ısrarları sonunda arzusuna kavuştu.
Hero da onu
seviyordu ancak aralarında büyük bir engel vardı.
Hero deniz
sahilinde ıssız bir kalede yaşlı bir kölenin kontrolü altında yaşıyordu,
üstelikle Leandros'un yaşadığı şehirle aralarında denizde vardı.
Leandros aşkı
uğruna herşeyi yapmaya hazırdı…
Buna gece
karanlığında yüzerek denizi geçmekte dâhildi.
O akşam yaşadığı şehre geri döndüğünde sahile inerek denizi seyretti, gözleri ile karşı kıyıdaki kaleyi arıyordu.
Bu sırada
rüzgâr şiddetini artırmış, bulutlar ayı ve yıldızları kapatarak ortalığı
karanlığa boğmuştu.
Issız kalede
köle ile birlikte oturan Hero endişe ile dışarıyı izliyordu.
Bir ara yaşlı
kadına dönüp:
"Bu
korkunç gecede kim bilir kaç balıkçı yolunu bulup evine dönemeyerek kendisini
bekleyen karısının çocuklarının boynunu bükük bırakacak" dedi
"Bence
karanlıkta yolunu kaybeden denizcilere yol göstermek, onları felaketten
kurtarmak için kalenin üstüne bir meşale yakarsak Aphrodite'yi de sevindirmiş
oluruz"
Bu sözlerle yumuşayan yaşlı kadın yerinden kalkıp bir meşale yaktı ve kalenin tepesine kolayca görülebileceği bir yere koydu.
Esen rüzgâr
onu canlandırdı alevi daha da yükseldi ve etrafı aydınlattı.
Hero heyecanla dışarıyı seyrederken duyduğu bir sesle kalbi küt - küt atmaya başladı.
Denize doğru
baktığında dalgalarla boğuşan birini gördü bu Leandros'tan başkası olamazdı…
Onu yaşlı köle
de görmüştü.
Aşağı inip
delikanlıya kıyıya çıkabilmesi için yardımcı oldu ve onu rahibenin odasına
götürdü.
Leandros
yorgunluktan bitkin ama sevdiğini tekrar görmekten mutlu bir halde genç
rahibeye sarıldı.
Yaşlı köle
buna çok şaşırmıştı ancak onlara engel olmadı.
O günden sonra
Leandros her gece Hellespostosu yüzerek geçiyor sevdiğine ulaşıyordu.
Günler
haftalar aylar geçti ve güzel yaz günleri geride kaldı ve kışa yaklaştılar.
Deniz eskisi
gibi sakin ve sıcak değil, dalgalı ve soğuktu.
Hero her gece
yüzerek boğazı geçen Leandros için endişelenmeye başlamıştı.
Bu yüzden ona
bir süre birbirlerini görmemeleri gerektiğini söyledi.
Bahar
gelinceye kadar ayrı kalmaları gerekiyordu.
Kışın boğazı
yüzerek geçmek çok tehlikeliydi.
Leandros her ne kadar istemese de sevdiğinin bu isteğine boyun eğdi.
Bahara kadar
gelmeyeceğine dair ona söz verdi.
Bu ayrılığa
sadece bir kaç gün dayanabildiler.
Leandros
Hero'nun yolladığı özlem dolu mektubu okuyunca daha fazla dayanamayarak hiç
düşünmeden kendini azgın dalgaların kucağına attı ve bir an evvel sevdiğine
kavuşabilme arzusu ile dalgalarla boğuşmaya başladı.
Fırtına
arttıkça artıyor dalgalar daha da aşılmaz bir hal alıyordu.
Hero'nun
yaktığı meşale şiddetli rüzgârlardan sönerek ortalığı karanlığa gömdü.
Heyecan içinde
Leandros'un yolunu gözleyen Hero, yaşlı köle uyuduktan sonra gizlice sahile
indi ancak orada dalgaların kıyıya attığı sevdiğinin ölüsü ile karşılaştı.
Bu acıya
dayanamayan Hero sevgilisine sarılarak kendini öldürdü.
Kasabalılar bu
haberi duyunca yas elbiselerine bürünüp kaleye geldiler ve iki sevgilinin
cenaze törenine katıldılar.
Onları deniz
kıyısında aynı mezara gömdüler ve Onların anısına boğazın azgın sularına güzel
kokulu çiçekler attılar.(alıntı)
AŞK
böyle bir şey işte…
Nazan
şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder