Kapadokya’yı aklınız
alıyor mu?
nazanss.blogspot.com
Aklımızın zorlandığı zamanlar
vardır. Görürüz, tanık oluruz ama anlamayız.
“Bu nasıl olabilir-i” kendimize
tekrar ederiz.
Adamlar nasıl yapmışlar – vay be!
Aklımız yine durmuştur. Çözüm bulunmamıştır,
gözlerimizde şaşırmış, yüzümüzde aptal bir ifade ile sanki uzun süre bakarsak
anlarmışız gibi baktığımız yerde takılı kalır bakar da bakarız.
Nevşehir, Niğde, Aksaray yörelerinde
200 e yakın yâda 200 den fazla yer altı şehirleri, yollar, mağaralar olduğunu
okuduğumda benim de gözlerim şaşkın, yüzüm alık bir ifade ile öylesine
kalmıştı.
Üstelik ben bir yer altı şehrini de
gezmiş, hatta korkmuş, kapalı yerde uzun kalmaktan sıkılmış bayılmak isteği
içinde kendimi zor dışarı atmıştım.
Gördüklerim benim aklımın alacağı
şeyler pek değildi.
İniyorsun – iniyorsun derinliklere,
sanki yerin altında bir şehir var, üstelik oldukça güzel ışıklandırılmış,
manidar bir eda ile oda sizleri beklerken arzu endam ediyor. Bazı yerler o
kadar dar geçitler halinde süre geliyor ki, rehberimiz bir Amerikalının
sıkıştığını söylediğinde çok şaşırmamıştık. Dar geçitler var ama gidiyorsunuz
büyük salon benzeri yerler, mutfak dedikleri yerler de var ki gerçekten
şaşkınlık büyük oluyor.
Beni o kadar çok etkiledi ki bu yer
altı şehirleri, bunları anlatan bir kitap yazdım. Taşlar – 2012 – Kıyamet
inşallah yakında yayınlanacak. Fakat gerçekten akıllara durgunluk verecek,
baktığınızda anlamakta zorluk çekeceğiniz hatta anlamaktan vaz geçip yorulan
düşünce hücrelerinizi azat edeceğiniz bir yer.
Nedeni bilim adamları zaten
yeterince kafa patlatıyorlar.
Gerçekten buraları anlatmak ve
okumak kâfi değildir. Bizzat görmek gerekmektedir. Aklın zorlandığı detayları
sizlere yazdığım zaman bana hak vereceksiniz.
Yerin 40 ‘la 70 metre derinliğine
kadar kazılmış.
Nasıl bir denge ve mimari şekil
kullanmışlarsa asla asırlardır çökmemiş.
Buraların hava bacaları var,
Su depoları var,
Her türlü tedbir alınmış.
Kalın sürgü taşları dahi var.
Dışarıdan gelebilecek herhangi bir taarruz
için inanılmaz tedbirler alınmış. Yuvarlak taşlar kapı görevinde ve tam
kapandığında taşın arka tarafında bir dünya olduğuna inanmak asla mümkün değil.
Anlatacaklarım daha bitmedi. Burada;
Erzak depoları da var.
Şarap mahzenleri de…
Hayvan barınakları,
Kilise,
Okul
Şarap üretim alanlarını da saymadan
geçilmemesi gerekir…
Bilirkişiler burada 100 bin kişinin
yaşayabileceğini söylüyorlarmış. Düşünün lütfen yerin altında yüz bin kişinin
yaşadığı bir dünya var…
Otel II. Kitabım Kapadokya- Güzel
Atlar Ülkesinde de buraları enikonu anlatmıştım. Beni iki kitap yazacak kadar
çok etkileyen bir yer…
Kapadokya.
Erciyes, Hasan Dağı ve Göllü
Dağı’nın 20 milyon yıl önce püskürttüğü lav birikintileri sularla karışmış.
Zamanla sular çekilince tüf katmanları oluşmuş.
Toprak yapısı enteresan şekilde
farklı... Yer altı şehirlerinin bu katmanlar içinde oyulmuş olduğunu düşünmek
olası. Kolayca kazıla biliniyor, şekillenebiliyormuş…
Buranın anlatısına gelirsek çok
eskilere gitmemiz gerekir. Bilenen şöylede bi tarih var. Hıristiyanlar Roma
İmparatorunun zulmünden korkmuşlar bu yer altı şehirlerini kazmışlar ve
buralarda yaşamışlar. Buda 5.yüzyıldan itibaren olmuş.
Yer altı şehirleri görenleri şaşkına
çevirmesinin sebeplerinden biride mükemmel bir mimarisi olması… Çok büyük mühendislik
dehası olması,
Çok ince hesaplarla yapılabilmiş
olması…
Hangi araçları kullanmışlar, neyle
kazmışlar, kazdıklarını nasıl nakletmişler?
Sorular – sorular – sorular?
Nasıl sormazsınız. Bakın birde şöyle
bir soru var:
Derinkuyu ile Kaymaklı yer altı
şehirlerini birbirine bağlayan 8 kilometrelik bir tünelin var olduğu
düşünülüyormuş.
Şimdilerde bile bir tünelin
yapılmasının ne kadar zor olduğu hepimizce malumdur. O zamanlarda hangi
teknoloji ile bunu yapabilmişler. Gelinde anlayın.
Burası farklı bir dünya…
Gördüğünüz hiçbir yere benzemiyor.
Peribacalarını gördüğünüzde bir
masalın içinde olduğunuzu düşlüyorsunuz.
Yazımın başında demiştim.
Ben oraları şaşkınlıkla takip
ediyorum.
Yazılar yazıyorum.
Orası bana fantastik bir âlem gibi
geliyor.
Arada bir oraların kulağını
çınlatıyorum…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder