Müzik
Dünyanın anladığı tek dil.
nazanss.blogspot.com
İsmail
Dede Efendi demiş ki: Müzik insan
ahlakını arındıran kutsal bir ilimdir.
Bir
başkası şöyle demiş: Kelimelerle
anlatılamayan duygu ve düşüncelerin seslerle anlatılması sanatıdır.
Müzik; duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka
gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve
yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş
seslerle işleyerek anlatan estetik bir bütündür.
Herkesin anlaya
bildiği ve anlayabileceği yegâne dildir.
Bunlarla kalınmamış,
müzikle ilgili o kadar çok şey söylenmiş ki…
Devam edelim:
Düz
biçimde konuşarak söylenebilecek bir şeyin değişik ses dalgaları ile
söylenmesinden niçin hoşlanırız?
Müzik
niçin keyif veya tam aksi hüzün duygusu verebiliyor?
Doğu müziğinde yukarıda belirtilen matematik
dizilerdeki perdelerin arasında karışık gezinilme,
Afrika'da baş döndürücü ritimler,
Avrupa'da ise notaların ideal düzeni öne
çıkar.
Bence susmayalım devam edelim:
Belki uzun olacak ama değer. Söyleyenler önemli, söylenenler çok
önemli. O zaman yapılacak bir şey yok. Devamdayız.
Müzik İnsanların Evrensel Dilidir...
Longfellow
Müzik Öyle Bir Denizdir ki, Ben Paçaları Sıvadım Hala İçine Giremedim...
Dede Efendi
Müzik; Sesleri Kulağa Hoş Gelecek Biçimde
Düzenleme Sanatıdır.
J.Rausseau
Müzik Bir Başka Seyyaredir...
Daudet
Müziği Gençliğinde Öğrenen Filozofiyi Daha İyi Anlar...
Eflatun
Müzik; Felsefenin En Yüksek Noktasıdır...
Sokrates
Evrensel bir dildir ki, hayatın tüm duygularını uyumlu bir biçimde anlatır.
Madam Cottin
Daha o kadar çok ki…
Sayfalardan
endişemden bu kadarı yeter dedim.
Yeter demesine
dedim de müzikle anlatacaklarım yeter mi yok öyle bir şey demedim.
Bu konuda
devamdayım.
Araya birde benim
yazmaya çalıştığım şiir benzemesi bir şeyi de katayım dedim.
“Şarkılar bizi bizden alır, istediği yere taşır.
Şarkılar kalbimizi sızlatır, bazen heyecanlandırır,
Bazen ağlatır. Eski bir sevgili onunla hatırlanır.
Eski bir duygu müziğin notalarında gelir,
Bir bayram, bir şehir, bir arkadaş!
Müzikle yad edilir.
Bazen yorgunluğu atmaktır, bazen de yorgun olmaktır.
Bazen dans etmektir, bazen ney üflemektir.
Müzik gıdadır. Müzik şanstır.
Müzik adrenalindir. Müzik ilahtır,
Müzik ibadettir. Müzik hediyedir…
Müzik yazı yazmaktır, şiir okumaktır.
Müzik güzel olan her şeydir…”
Biran müziksiz bir hayat düşünsenize! Müzik yok…
Orkestra ile şişman kadın susmuş.
Şişman kadın susmadan şarkı bitmez denilir ya bitmiş!
Müzik yok.
Derin bir sessizlik.
Görüyorsunuz, yavan…
Aşkınızla, aşk halindesiniz, sihirsiz… Çocuğunuza ninni
söyleyemiyorsunuz,
İyi ki doğdun bile diyemiyorsun,
Şarkı yok! Sesi güzel – çirkin fark etmez, ses yok, müzik
yok… Şarkılardan falda tutamıyorsunuz, ne garip, aşkınızın şarkısı da yok…
Kalbinizi gümbürdeten, ayrılıkların acısını yaşatan,
aşkınızın doruğunda gezdiren, özlenen ve özleten yok!
Çünkü – Müzik yok…
Yok – Yok bu kabus…
Bence müzik var…
Sordu bana dedi ki:
Peki, müzik neydi?
Buyurun, okuduklarımdan bazılarını da sizler okuyun lütfen…
Müzik aslında ses
dalgalarının, belirli kurallar içinde bir düzene sokulmasıdır.
Bilindiği gibi, ses
dalgalar halinde yayılır. Bir saniye içindeki dalga sayısı sesin karakterini
tespit eder. Saniyede 260 dalga yapan,
yani titreşen ses 'Do' notasıdır.
Bu şekilde 7 temel nota oluşur. Do-Re-Mi-Fa-Sol-La-Si.
Son notadan sonra, Do'nün
titreşim sayısının bir katı kadar titreşimde daha ince bir Do gelir ki, bu iki
Do arasına bir oktav denir.
İşte bu oktav, gam, akort
denilen matematiksel diziler, bir çeşit dizilerek müzik oluşturulur. Ancak tüm bunlar bize, bu matematiksel diziden
bihaber, Afrika yerlilerinin, dağ başındaki çobanın enfes müziğini açıklayamaz.
Aslında kültürün müzik ve bundan alınan zevk üzerinde doğrudan ilgisi vardır.
Müzik ve dil yetenekleri
birçok yönden birbirine benzemektedir.
Bilimciler insanların
müzik yeteneği kazanmalarının, konuşmaya başlamaları ile aynı zamanlara denk
düştüğünü ileri sürüyorlar.
Konuşma yeteneği şüphesiz
daha iyi bir iletişim ve yaşama şansı avantajını getirmiştir ama müziğin hangi
ihtiyacı karşıladığı hala meçhul.
Bebekler anlamlı kelimelere benzer sesler çıkarmaya başlarken aynı zamanda şarkı söyler gibi mırıldanmaya da başlarlar. Uzun ve karışık cümleler kurmayı becerdikçe, daha uzun ve karışık şarkıları söyleme yetenekleri de artar.
Ancak beynin konuşmaya
kumanda eden kısmında hasar olan hastaların konuşamamalarına rağmen müzik
yeteneklerinin devam ettiği de görülmüştür.
Son zamanlarda,
beynimizde müziği algılayan bir alıcı bulunabileceği tezi ileri sürülmektedir.
Eğer bir gün bu alıcı
bulunsa bile, bunun niçin beynimize konulduğunun sebebi yine
anlaşıla-mayacaktır.
Öğretilme yoluyla bir çeşit dans yapabilen veya dans olarak algılanamayacak hareketleri olan canlıları saymazsak, doğada müzik ve ritim duygusu sadece insanda vardır.
Bu özelliğin nedeni ise
hala tam olarak açıklanamıyor.
Sayfalar – sayfalar –
sayfalar affediniz beni.
Bütün sayfaları aktaramam
ki…
Müzik
hayatınızdan hiç eksik olmasın…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder