22 Ağustos 2017 Salı



2 - Kadın
Kadın annedir,
Anne her şeydir.

Sorgulayalım ama düşünerek.
Aniden, birden, hemen, tamamlanarak karar vermeyelim.
Enine boyuna misali hareket edelim.
Önce neymiş, ne anlatılıyormuş, sebep diyelim.
Bir güzel düşünelim o zaman. Osmanlı döneminden söz edelim. Ne dersiniz? Alımlı, çalımlı hatta iyi de eğitimlilerden bahis edelim.

Hikâyeyi şöyle başlatalım.
Fransız kız mektebi yeni açılmış.
Saygın, itibarlı ailelerin birazda asri düşünce yapısında olanların kızları gidebiliyor bu mektebe.
Buradakilerin babaları da okumuş.
Kimi devlette görevli, kimi devletlûda…
Bir yerlere gelmek için, çaba yalnız başına yetmediğinden onlarda o zamanlardaki şartlarda nerede okumaları gerekmişse orada okumuşlar, ya da bu günün deyimiyle eğitimlerini almışlar.
Yani eğitilmişler.

Medreseye mi gitmişler yoksa Darülfünun’da mı okumuşlar bilemem!
Bu zamanları ile alakalı bir konu! Ama ufukları açılmış ki, kızlarını eğitim alsınlar diye böyle okullara yani mekteplere göndermişler.
Bunlar eğitimin temelini bilip takdir edenlerin gidebildikleri yol.

Bunun tersini yaşayan ve hisseden hatta düşünenler için öyle değil tabi.
Onlar her zamanki gibi kendi düşüncelerinin başkalarında da olduğunu sanarak korkmaktalar.
Kızlarını okutmaktan, onların bilinçlenmesinden, bilginin fazlalığında kendilerindeki azlıkları görmelerinden, isteklerinin artmasından,
Akıllıca olmalarından, her denilene eyvallah demeyeceklerinden!
Onlar ne bu okullardan hoşlanmışlar,
Ne de bu okullara gidenlerden ve onları gönderenlerden.
Bu onların sorunu, bizim ne konumuz, ne de derdimiz.
Biz onları düşündüğümüzde tabi anlayamadığımızdan kaynaklığından bir bilmezdeyiz.
Onlar o kötü düşüncelerdekiler.
Bu onların problemi…

DEVAM EDECEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder