Phaselis antik kenti
“Tanrının
esirgediği deniz kenti”
nazanss.blogspot.com
Muhakkak ki gitmelisiniz.
Bir yolunu bulup, bir çare yaratıp
tatil programınıza ilave ediniz.
Eğer tatil programınızda yoksa bile
bir hafta sonunu bence oraları görerek değerlendirin.
Kendinize en büyük hediyelerden
birini verin.
Sevindirin.
Çünkü seveceksiniz.
Çünkü çok beğeneceksiniz ve hayran
olacaksınız…
Benim oralara ne kadar çok gittiğimi
tahmin edemezsiniz. Tarihe sevdamda buna sebep ama tarihi hiç sevmeyenler, merak
etmeyenler için bile oralar farklı çekicilikte yerler…
Orada sadece tarihi kalıntılar yok ki…
Deniz muhteşemdir, orman vardır ki,
yeşilin en güzel tonlarını burada görürsünüz…
Antalya’dan çok da uzak değildir. 65
km. uzaklıktaymış.
Benden söylemesi. Pişman
olmayacaksınız…
Antalya’dan sahil yolu boyunca
Finike yönüne gidilip, 60. km’den sonra 2 km daha denize doğru inildiğinde
Phaselis antik kentinin bulunduğu yarımadaya varılır.
Kent, üç küçük koylu bir yarımada
üzerinde kuruludur.
Etrafı çam ormanlarıyla kaplı antik
kentte makiler, Akdeniz çiçekleri, okaliptüs ve oleander ağaçları dikkat çeker.
Kentin kuzey limanı kumsalı caretta kaplumbağalarının
doğal yumurtlama alanı olup, koruma altındadır.
Kent adının Luwi dilinde “Deniz
Kentçiliği” anlamındaki “Phasala/Paassala olduğu sanılmaktadır.
Nitekim deniz ticareti yapan
Fenikeliler kente
“Tanrının esirgediği deniz kenti”
tanımlamasını yapmışlardır.
Yörenin tarihinin M.Ö. 4000’li
yıllara kadar indiği yöredeki Luwi özelliklerinden anlaşılır.
Dağların 900 m. yüksekliğinde kurulu
Termessos’ta dağ yamaçları boyunca, kaya yamaçları içine oyulmuş kanallardan
Phsalaa’ya şarap ve zeytinyağı gibi sıvı ürünler akıtılırdı.
İzleri bugün bile seçilebilen
kanallarla akıtılan sıvı ürünler, limanda anfora ve testilere doldurulup,
gemilerle Akdeniz ülkelerine gönderilirdi.
Kentin bulunduğu yörede yetişen
sayısız
Akdeniz çiçeklerinin ünü tüm antik
dünyaya yayılmıştı.
Parfüm ve çiçek yağları üretilip
ihraç eden kent, bugünün Paris’i gibiydi.
Bir başka tarih kokan güzel bir
yerde buluşmak dileğiyle…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder