ARTEMİS, ORİON’A ÇOK ÂŞIK
OLMUŞ.
nazanss.blogspot.com
Artemis
ile Orion’un hikâyesini ilk dinlediğimde çok etkilenmiştim.
Sevdiğini
başından vurmuş!
Kendi
becerisini kardeşine ispat etmek için sevdiğinin ölümüne sebep olmuş.
Hazin
bir hikâye…
Ben
bu hikâyeyi zaman – zaman arkadaş toplantılarında anlatırım.
Hüzünlü
ama değişiktir.
Burada
Artemis ve Orion ile ilgili üç değişik hikâye görünce bunları da size aktarmak
istedim…
İçinde
AŞK olan her şey hüzünlü yâda değil, daima güzel oluyor.
Okunulası
oluyor…
Artemis
günün birinde uzun boylu iri yapılı fakat çok yakışıklı bir avcı olan Orion'u
görerek ona âşık oldu.
Öyle
ki bir zamanlar kendi kendine aldığı evlenmeme kararını bile unutup bu
yakışıklı avcı ile evlenmek istedi.
Bu
dev cüsseli mahlûkla evlenmesini uygun bulmuyordu.
Kız
kardeşini vazgeçirmek için çok uğraştı ancak Artemis onu dinlemedi.
Kardeşinin
Orion'a duyduğu sevginin ne kadar büyük olduğunu görünce de bunu kıskanmaya
başladı.
Ne
söylerse söylesin kardeşi Artemis'i vazgeçiremeyeceğini anlayınca hileye
başvurarak Orion'u ortadan kaldırmaya karar verdi.
Bir gün Orion denize girmiş yüzüyordu.
Kıyıdan
o kadar uzaklaşmıştı ki, başı kara küçük bir nokta gibi görünüyordu.
Apollon
kız kardeşini yanına çağırdı, uzaktan görünen kara noktayı ona göstererek
"Oraya
kadar okunu gönderebilir misin" dedi.
Artemis
heyecanla yayını hazırlarken o kara noktanın sevdiği erkeğin kafası
olabileceğinin nerden bilecekti ki.
Yayını
çekti ve ok fırladı.
Çok
iyi nişancı olan Artemis'in oku tam hedefi vurmuştu ve Artemis bilmeden sevdiği
erkeği başından vurmuştu.
Bu
ölüm onu çok üzdü günlerce bulutların ardına gizlendi gökyüzünde dolaşmaz
geceleri yeryüzünü aydınlatmaz oldu.
Sonunda
bir gün babasının yanına giderek ondan Orion'u bir takımyıldız olarak gökyüzüne
çıkarmasını istedi.
Zeus
ta kızının bu arzusunu yerine getirdi.
Farklı
bir anlatım:
Mitolojiye göre Orion, deniz tanrısı
Poseidon ve Girit kralı Minos’un kızı Euryale’nin oğludur.
Orion oldukça iri cüsseli, dev
sayılabilecek bir yapıya sahiptir ve çok güzel bir yüzü vardır.
Babası Poseidon Orion’a deniz
üzerinde yürüyebilme becerisi vermiştir.
Gökyüzünde Orion, bir elinde
kırılmaz bir sopa, diğer elinde ise bir aslan derisi taşıyor olarak tasvir
edilir.
Orion’un başı kadınlarla çok derde
girmiştir.
Kral Oinopion’un (Şarap içici demek
olan Oinopion, Dionysos ile Ariane’nin oğludur ve Sakız adası kralıdır.
Adalılara kırmızı şarap yapmayı öğretmiştir) kızı Merope’ye kur yapmış,
başarılı olamamıştır.
Ertesi gün fazla içki içerek sarhoş olmuş, bir hata yaparak Merope’ye saldırmaya kalkışmıştır.
Ertesi gün fazla içki içerek sarhoş olmuş, bir hata yaparak Merope’ye saldırmaya kalkışmıştır.
Bunun sonucunda Kral Oinopion,
Orion’un gözlerini kör etmiştir.
Daha sonra Orion, demir tanrısı
Hephaistos’un çekiç seslerini dinleyerek ona ulaşmış ve ondan yardım
istemiştir.
Hephaistos ona dünyanın doğusuna
gitmesini ve doğan güneşin iyileştirici ışınları yüzüne vurunca gözlerinin
yeniden göreceğini söyler.
Orion doğuya Lemnos adasına gider ve
tekrar görme yeteneğini kazanır.
Mitolojiye göre Orion, bir akrep tarafından topuğundan sokularak öldürülmüştür.
Burada akrep, Scorpio (Akrep)
takımyıldızı olarak bilinir.
Bazı öykülere göre akrep Yer tanrısı
Gaia tarafından, bazılarında ise av ve Ay tanrıçası Artemis tarafından,
yeryüzündeki hayvanların çoğunu avladığı için Orion’u öldürmek üzere
yollanmıştır.
Başka bir masalda ise, Orion’un av
tanrıçası Artemis’e karşı uygunsuz davranışlarda bulunur.
Bu yüzden akrebin, Artemis
tarafından Orion’u öldürmesi için yollandığı söylenmektedir.
Orion ve Scorpio, gökyüzünde
birbirlerine zıt yönlerde bulunurlar.
Biri doğarken biri batmaktadır. Bu
sayede onların bir daha savaşmasının engellendiğine inanılır.
Orion,
akrep tarafından zehirlendikten sonra sağlık tanrısı Asclepius (Gökyüzünde
Ophiuchus takımyıldızı olarak bilinir) tarafından tekrar yaşama döndürülür.
Orion’un
ölümü hakkında bir başka masal daha vardır.
Orion
ve av tanrıçası Artemis evlenmek üzere nişanlanmışlardır.
Ancak
Artemis’in erkek kardeşi Apollon bu evliliğe karşı çıkmaktadır.
Apollon,
Artemis’e kötü bir oyun oynamıştır.
Artemis
çok iyi bir okçudur.
Apollon
bir gün Artemis’le denizde çok uzakta görünen bir karaltıyı vurup vuramadığı
konusunda iddiaya girmiştir.
Artemis,
tek atışta hedefi kolaylıkla vurmuştur.
Ancak,
vurduğu hedefin nişanlısı Orion olduğunu öğrenince acı içinde kalmıştır.
Bu
olaydan sonra Ay tanrıçası Artemis yaşama olan bağlılığını kaybetmiş ve
içindeki acıyı dindirememiştir.
Bu
nedenle, Ay bu kadar soğuk ve hayat içermeyen cansız bir yerdir.
Artemis,
Orion’un bedenini gümüşten yapılmış Ay arabasına koyarak kendi elleriyle
gökyüzüne taşımıştır.
Artemis
nişanlısı Orion’un yıldızlarının, bulunduğu bölgedeki en parlak yıldızlar
olması için özel olarak karanlık bir bölge seçmiştir.
Gökyüzü
her zaman bizi etkiler.
Kim
etkilenmez siyahların içinden parlayan, göz kırpan hareket eden yıldızlardan!
Bu mümkün mü? Hayal ediniz lütfen; şehrin gürültüsünden, trafiğinden, negatif
enerjisinden uzaklaşmışsınız, şanslı iseniz ananızdan, babanızdan belki de
atalarınızdan kalma bir köyünüz vardır.
Oraya
gitmişsiniz çimlere yâda damda hazırlanmış olan yataklara uzanmışsınız.
Gökyüzünde sanki âlem var.
O
zamana kadar fark etmediğiniz hareketliliği görürsünüz. Hayallere dalarsınız,
olmazları düşünürsünüz. Birilerinin de sizin gibi kim bilir hangi yıldızdan bu
ışıltılı âleme baktığını varsayarsınız.
Gündüzü
başka gecesi başka güzeldir.
Yıldızlı
geceleriniz olsun…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder