FETHİYE’DE APOLLON TAPINAĞI
Sizlere bir masal daha anlatacağım…
nazanss.blogspot.com
Patara; mitolojik
tanrı Apollon'un tanrının doğduğu
yer olarak biliniyor, ayrıca Lykia'nın en önemli ve en eski şehirlerinden
birisiymiş.
Mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısıdır. Anadolu kökenli bir tanrı…
Mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısıdır. Anadolu kökenli bir tanrı…
Kehanet yapan, bilici tanrıdır.
Ayrıca adı değişmeden, Roma
mitolojisine geçen tek tanrıdır.
Mitolojiyi çok sevdiğimden sizlere
de zaman - zaman anlatmaya devam edeceğimi yazmıştım daha önce, sözümü
tutuyorum. Bu günde size, Zeus’la leto’nun oğlu, Artemis’in ikiz kardeşi, Apollon’dan
söz edeceğim…
Fethiye’de, Clup Tuana’da görev
yaparken, tarihi kültür açısından zengin bu bölgede her hafta Pazar günü bir
yerini keşfetmeye gidiyorduk.
Muhteşem yerler görmüştüm.
Sizlere kaya mezarlarından söz
edeceğim bir dahaki yazımda…
Evet, ben kaldığım yerden devam
ediyorum.
Patara’ya gitmiştik. Orası muhteşem
bir yer. Beyaz kumu olan, çok uzun bir sahil… Asıl önemli olanı, oradaki sit
alanları ve içlerindeki tarih hazineleri.
Oraya bir gittiğimizde bizi Apollon
Tapınağı var diye bir yere yönlendirdiler.
Gittiğimiz yerde çok enteresandı ama
suların altında kalmış, kalabilenleri görme şansımız olmuştu.
Orada araştırmıştık. Şöyle
edinimlerimiz olmuştu.
Patara’da çok ünlü bir tapınak
varmış
Adı Apollon tapınağıymış.
Burası bir kehanet ocağı olarak
işliyormuş.
Apollon yılın altı ayını burada,
Patara’daki tapınakta geçiriyormuş.
Altı ayını da Delos’ta…
Bu konu ile ilgili bir yazıyı
aktaracağım sizlere:
“Ve senin Kragos,
Lykia’nın yüce Dağı, doruklarından… Bir su gelecek çağıltılı ve hırçın,
açılınca kayanın dar boğazı… Taki susturana dek Patara’nın kehanet ocaklarını”
Bu mısralara göre, Patara
civarındaki Apollon Kehanet Merkezi Kragos Dağından gelen sellerin altında yok
olacaktır.
Yukarıda aktarılan Sibylle Pseudo
kehaneti de, o halde malum bir duruma dayanmakta, işaret ettiği olay ise
geçmişte çoktan olup bitmiş bulunmaktadır.
Apollon kehanet merkezinin Nero zamanında
deprem ve ‘kara bir suyla’ yıkıldığı, keza Oracula Sibyllina mısralardan
anlaşılmaktadır…
Sizlere hem Patara’yı hem Apollon’u anlatmak ve sizin daha
iyi anlamanız için ben bir yerde bulduğum bir yazıyı aktaracağım.
Hitit Kralı IV. Tudhaliya (M.Ö.
1250 – 1220) Lukka seferi sırasında "Patar Dağı'nın
karşısında adaklar ve armağanlar yaptım, steller diktim, kutsal mekânlar inşa
ettim" demiştir.
Bundan da anlıyoruz ki Hitit
Çağı'nda Patara, Patar adıyla vardı. Patara, Xanthosvadisinde denize
açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini
her çağda devam ettirmiştir.
İskender'e kapılarını açarak yıkılmaktan kurtulan şehir,
İskender'in ölümüyle M.Ö. 315'te Antigonos'un ve M.Ö. 304'te Demetrios'un
işgalinden kurtulamamıştır.
Daha sonra Mısır'daki Ptolemiaios, Philadelphos'un eline geçmiş, Mısar
kralları döneminde ismi bir müddet Arsinoe olmuşsa da bu isim daha sonraları
benimsenmemiş, Patara M.Ö. 190 yılında III. Antiokhostarafından
zapdetilmiştir.
Livius'un M.Ö. II. yüzyıla girerken yaşanan büyük Antiokhos
dönemi olayları ile bağlantılı olarak Patara için söylediği "Caput
gentis" deyimi, yani soyun
başkenti deyişi onu diğer kentlerin en başına yüceltir.
Lykia Birliği içindeki Pınar'a, Xanthos, Olympos ve Myra gibi
Patara da üç oy hakkına sahipti.
Birlik toplantıları çoğu kez birliğin limanı durumunda olan
Patara'da yapılmakta idi…
Roma egemenliğine geçtikten sonra da önemini yitirmeyen
Patara, Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez oluşu yanında
Roma'nın doğu eyaletleriyle bağlantısını kurduğu bir deniz üssü olarak da
önemini korumuştur.
Patara aynı zamanda Anadolu'dan Roma'ya nakledilen tahılların
depolandığı ve saklandığı bir limandı.
Onun için İmparator Hadrian zamanında Andriake de olduğu gibi burada da büyük bir
hububat ambarı yapılmıştır.
Roma İmparatoru Hadrian karısı Sabine ile Patara'ya gelmiş,
bir müddet burada dinlenmiştir.
Roma İmparatorluk çağında Lykia ve pamphylia eyaletinin
başkenti olan Patara, Apollon'un
önemli bir kehanet merkezi olarak da ün yapmıştır.
Eski yazarlar kışın burada, yazın Delos'ta kehanette
bulunulduğunu kaydederler.
Şehir Bizans döneminde de önemini devam ettirmiş,
Hıristiyanlar için önemli bir merkez olmuştur.
Zira "Noel Baba" diye anılan Saint Nicholaos Pataralıdır.
Ayrıca St. Paul Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye
binmiştir.
Böylece Erken Hıristiyanlık döneminde bir Piskoposluk merkezi
olmuştur.
İmparator Konstantin'in başkanlık ettiği M.S. 325'teki Nikaia
konsülünde Lykia'nın tek imza yetkilisi din adamı Eudemos'un Patara Piskoposu oluşu
kentin bu devinde gözde oluşunun kanıtıdır.
Ne yazık ki bundan sonra Patara'da şansızlıklar başlamış,
tanrılar ve kutsal kişiler buraya yüz çevirmiş gibi 1600 m uzunluğunda ve 400 m
genişliğindeki liman kumlarla dolmuştur.
Böylece gemiler yanaşamamış, bu da Patara'nın yavaş - yavaş
önemini yitirmesine sebep olmuştur.
Günden güne kumlarla örtülen Patara kumların altında uyuyan
güzel olarak günümüze kadar gelmiştir.(alıntı)
Patara’dan bu kadar söz ettikten
sonra şimdi de Apollon’dan söz etmek gerek…
Apollon; Yunan mitolojisindeki en
önemli tanrılardan biri.
Apollon Yunanistan’da değil burada
doğduğuna göre Anadolu’da yaşamıştır.
Efsanelerinde okçu, gümüşyaylı ya da hedefi vuran anlamında değişik sıfatlarla da anılmaktadır.
Bazı
efsanelerde onun için parlak, ışık saçan anlamına gelen Phoibos sıfatı
kullanılır.
Apollon'un
sıfatlarından biri de sarışındır.
Apollon
çok iyi bir okçudur, hedefini hiç bir zaman şaşırmaz.
Kardeşi
Artemis ile paylaştığı bu okçuluk yeteneği Apollon'a büyük bir üstünlük sağlar.
Apollon
ve Artemis'in oklarıyla ölmek tatlı, acısız, uykuya dalar gibi huzurlu bir ölüm
demektir.
Aletlerden
ok, yay ve lir; hayvanlardan kurt, yunus balığı, kuğu, karga; bitkilerden
defne, palmiye ve zeytin ağacı tanrının simgeleridir.
Bir
tanrı olarak Apollon ‘un nitelikleri çok fazladır.
1. Ekin-tarım tanrısıdır.
2. Çobanların tanrısıdır.
3. Sağlık ve ceza tanrısıdır.
2. Çobanların tanrısıdır.
3. Sağlık ve ceza tanrısıdır.
İnsanları iyileştirir, onları
suçlarından arındırır (bu niteliği oğlu Asklepios'a geçmiştir). Aynı zamanda
oklarıyla etrafa veba ve ölüm de saçar (İlyada'da Troya savaşı sırasında Akha
ordularına oklarıyla veba salmıştır).
4. Geleceği haber verir. Apollon bilicilik tanrısıdır.
Apollon tarafından esinlenen insanlar bilici, kâhin veya falcı olurlar.
Bilicilik İlkçağ'da son derece önem verilen adeta bir sanattır. Yunan
efsanelerinde Delphoi önemli bilicilik merkezi olarak geçer.
5. Kent kapılarındaki bekçiliğinden dolayı yeni kurulan
şehirlerin koruyucusu, günlük yaşamın düzenleyicisidir. Yol ve kapılar
tanrısıdır.
6. Güzel sanatların bilim ve müziğin koruyucusudur. Musalar
korosunun yöneticisi olarak ün yapmış, bu konuda pek çok efsane
oluşmuştur.(alıntı)
Appollon’la ilgili bu kadar şey
yazıyorlar.
Resimlerine baktığımızda sadece çıplak
yakışıklı bir erkek heykelleri görüyoruz.
Appolon’u yazınca;
Artemis’i de yazmak gerek…
Bir sonraki yazım Artemis olabilir…
Masal gibi güzel günler diliyorum
sizlere…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder