İyonya
Efes
ve Milet,
Devrin
bir kültür ve uygarlık merkezi
nazanss.blogspot.com
Efes Harabelerini her kes
görmek ister, gider, dolaşır…
Beğenisini anlatmak için kelimelerin
yetersiz olduğunu söyler.
Orası farklı bir yerdir.
Muhteşemdir.
Büyük bir uygarlığın
geriye kalanlarını hemen anlıyorsunuz zaten…
Gelelim İyonya’nın tanıtımına…
Yunan Yarımadasının
Dorlar’ca istila edilmiş.
Bunun üzerine İyonlar’ın
bir bölümü IÖ 11.Yüzyılda Ege Adaları üzerinden Batı Anadolu’ya göç etmişler.
İyonlar, İzmir
körfezinden Kuşadası’na kadar olan kıyı şeridi ile Sakız ve Sisam adalarını da
içine alan bu bölgeye İyonya adını vermişler.
Aşağıda aktaracaklarımın ilkler olduğunu
okumak çok heyecanlı…
Milet'li Thales, Batı felsefesinin ve matematiğinin kurucusu olarak
anılır.
Thales'in öğrencisi olan
Anaksimandros, insanlık tarihinde (resmî kayıtlar ve kutsal kitaplar dışında)
ilk kez bağımsız bir kitap yazan kişidir.
Milet'li Hekataios eleştirel tarih
anlatımının ve ampirik coğrafyanın ilk önemli eserlerini verdi; bilinen ilk
dünya haritasını yayımladı.
Efes'li Herakleitos "bir insan aynı nehirde iki kez yüzemez"
deyimiyle özetlenen değişim felsefesini geliştirdi.
Samos'lu Pythagoras üçgenin açıları arasındaki ilişkiyi hesapladı; günümüze
dek Batı ve Doğu müziğinin temelini oluşturan ses dizilerini tanımladı.
Milet'li Anaksagoras İyonya felsefe ekolünü Atina'ya taşıyarak, Eflatun ve
Aristoteles'in öncüsü oldu.
Eski Yunan halkı arasında yaygın
olan tanrılara ilişkin çeşitli inanç ve efsaneler ilk kez M.Ö. 9. yüzyılda
İyonyalı destan şairi (muhtemelen Sakız'lı veya İzmir'li) Homeros tarafından derlenerek sistemleştirildi.
Homeros'un sistemleştirdiği
mitoloji, Atina'nın egemenliği döneminde (MÖ 5. yüzyıl) tüm Helen dünyasının
dinî referans kaynağı olarak benimsendi.
Yunan tanrıları insanlara benzerdi.
Tanrılarla insanlar arasındaki en
önemli fark da ölümlü,
Grek geleneğindeki ilk anıtsal taş
yapılar olan Samos'taki Hera Tapınağı,
Efes'teki Artemis Tapınağı ve Didim'deki Apollon Tapınağı, M.Ö. 560 dolayında inşa edildiler.
Daha sonra yeniden inşa edilerek
erken döneme ait izlerini kaybeden bu üç yapı, Batı mimarisinin başlangıç
noktası olarak kabul edilir.
Fenike Alfabesi'nden uyarlanan çeşitli Yunan Alfabeleri MÖ. 9. yüzyıldan
itibaren yaygınlık kazandı.
Bunlar arasında soldan sağa yazılan İyon Alfabesi
zamanla diğerlerini tasfiye ederek tüm Helenler tarafından benimsendi.
Hâlen Yunan Alfabesi olarak bilinen alfabe, İyon Alfabesidir.
Latin ve Kiril (Slav) alfabeleri
Yunan alfabesinden türemiştir.
Buraların genel anlatımı
böyle…
Ben başka yazılarımda tek
– tek bölge ve şehirleri, antik harabeleri, eski ve yeni hallerini anlatacağım…
Güzel günler dileğiyle…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder