KEKOVA’YA İNANAMIYORSUNUZ.
DENİZİN
DİBİNDE ŞEHİR Mİ OLUR DEMEYİN?
nazanss.blogspot.com
Enteresan bir yerden söz edeceğim bu
gün sizlere. Kekova’dan…
Buranın garip bir hikâyesi var önce
onu aktarmalıyım. İtalyan işgalinden sonra adanın hangi ülkeye ait olacağı
tartışılmış.
Bu hatta bayağı bir sürede gündemi
meşgul etmiş. Sonra yani 1932 yılında bir anlaşma ile Türkiye’ye bırakılmış.
Burası çok kıymetli bir yer,
görülmeye değer bir yer, tarih burada, doğa inanılmaz cömert.
Huzur arıyorsanız buraya
geleceksiniz, tarihe meraklıysanız burada olmalısınız. Vay canına demek
istiyorsanız yeriniz burasıdır.
Şaşırmamak ne mümkün su altında bir
şehir var ve siz onu su üstünden görebiliyorsunuz. Buranın bir adı da batık
şehir… Altı cam olan teknelerle geziyorsunuz ve aşağıda balıkları gördüğünüz
kadar Likya uygarlığından kalmış antik eserleri de izliyorsunuz…
Burası hakkında çok fazla bilgi yok.
Araştırdıklarım hep aynı şeyleri yazıyordu. Ne yazık ki tam anlamı ile bilgi
edinemedim. Gerçekten yazımın başında da söylediğim gibi enteresan bir yer.
Şöyle özetleyebiliriz.
Antik kentler var burada.
İnsanları olmayan bir ada.
Antik şehirlerle iç içe yaşayan
köylüler.
Tam bir Akdeniz kasabası Kekova…
Demre – Kaş ilçesine bağlı Üçağız’ın
merkezinde bir bölge…
Kekova adası da kıyıya paralel
uzanıyor…
Burada çok güzel yerler
görüyorsunuz.
Şarap mahzenleri görüyorsunuz,
Lahitler,
Roma dönemi kilise kalıntıları,
Likya tipi kaya mezarları,
Şarap mahzenleri,
Bir sürü antik kalıntılar…
Düşünsenize sizler buraları su
altında olarak görüyorsunuz…
Bunları ya da bir kısmını…
Kekova şimdi sit alanı… 18 Haziran
1990 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından sit alanı ilan edilmiş.
Burada yüzme ve dalışlar için
önceleri hükümet tarafından özel izin alınıyormuş. Sonra tarihi batık olanlar
haricindeki yerler serbest bırakılmış.
Yolunuz
düşerse mutlaka uğrayın asla pişman olmayacaksınız…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder