Kadın
Kadın annedir,
Anne her şeydir.
Önce camdan bir faunuz düşünün lütfen. Yuvarlak tabi. Şeffaf, beklide kristal!
Güneş ışınlarının türlü dansları renklerle karma karışık. Gösteri nefesinizi kesecek kadar güzel. Fark etmeden dudaklarınız mutluluğun resmi, gülümseme isteği ile aralanmış. Hatta kalp atışlarınız daha bir huzura ermiş gibi. Bütün bunlar bir camdan fanus için mi oldu?
Olur,
tabi isteğe bakın siz.
En
çok ta yoruma girmek istenilene bakın. Kimi renklerin dans edişini, güneş, ışık
renklerle dalga geçerken onu görür.
Bazısı
da boş cama bakar - bakar.
Neden baktığını merak edenlere sadece bir başkasında mutlu haberci aralanan dudaklar, sebepsiz bükülür.
Neden baktığını merak edenlere sadece bir başkasında mutlu haberci aralanan dudaklar, sebepsiz bükülür.
Anlamamıştır.
Görmek
istemek lazım!
Bakmak
yetmez ki…
Gözler
kalbin aynasıdır.
Kalbi
hareketlendirmek için görmeli, beyni de bu işin içine katarken asude olmasını
sağlamalı.
Hırçın
olmasın ki renklerden siyahı, kızılı karayı görmesin.
Beyaz
uçuk mavi hatta nerede ise uçmuş gitmiş yeşilin rengini hissetsin.
Hatta
orada olduğunu düşünsün.
Bırakın
bu onun kararı.
Bırakın
bu onun dünyası.
Bırakın
bu onun hayali.
Camdan bir fanusun içinde yaşadığınızı düşünün.
Hava
var içinde tabi nefes alıyorsunuz. Üstelik kirli de değil, genziniz de
yanmıyor. Buraya kadar iyi sizi nedir rahatsız eden!
Hapis
olduğunuz düşüncesi mi?
Nasıl
anladınız hapiste, tutuklu hatta kelepçeli olduğunuzu?
Bir
yerlere gitmek sınırlara tabii ondan mı? Bir yerin bitiminde camdan duvarlar
var gidemiyorsunuz bu mu sebep!
Yasakları
önünüze koydular, haydi git dediler çaresizliğinizle alay ederek sebep bu mu?
Ya
da gurbet ile sıla arası med ve cezir gibi gidip gelmekte ise gönlünüz
bilemezliğin çaresizliğinden mi sıkıntıdasınız.
Bunu
sorgulamak mı gerekir?
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder