22 Ağustos 2017 Salı

Kadın
Kadın annedir,
Anne her şeydir.



Önce camdan bir faunuz düşünün lütfen. Yuvarlak tabi. Şeffaf, beklide kristal!

Güneş ışınlarının türlü dansları renklerle karma karışık. Gösteri nefesinizi kesecek kadar güzel. Fark etmeden dudaklarınız mutluluğun resmi, gülümseme isteği ile aralanmış. Hatta kalp atışlarınız daha bir huzura ermiş gibi. Bütün bunlar bir camdan fanus için mi oldu?
Olur, tabi isteğe bakın siz.
En çok ta yoruma girmek istenilene bakın. Kimi renklerin dans edişini, güneş, ışık renklerle dalga geçerken onu görür.
Bazısı da boş cama bakar - bakar.

Neden baktığını merak edenlere sadece bir başkasında mutlu haberci aralanan dudaklar, sebepsiz bükülür.
Anlamamıştır.
Görmek istemek lazım!
Bakmak yetmez ki…
Gözler kalbin aynasıdır.
Kalbi hareketlendirmek için görmeli, beyni de bu işin içine katarken asude olmasını sağlamalı.
Hırçın olmasın ki renklerden siyahı, kızılı karayı görmesin.
Beyaz uçuk mavi hatta nerede ise uçmuş gitmiş yeşilin rengini hissetsin.
Hatta orada olduğunu düşünsün.
Bırakın bu onun kararı.
Bırakın bu onun dünyası.
Bırakın bu onun hayali.

Camdan bir fanusun içinde yaşadığınızı düşünün.
Hava var içinde tabi nefes alıyorsunuz. Üstelik kirli de değil, genziniz de yanmıyor. Buraya kadar iyi sizi nedir rahatsız eden!

Hapis olduğunuz düşüncesi mi?
Nasıl anladınız hapiste, tutuklu hatta kelepçeli olduğunuzu?
Bir yerlere gitmek sınırlara tabii ondan mı? Bir yerin bitiminde camdan duvarlar var gidemiyorsunuz bu mu sebep!
Yasakları önünüze koydular, haydi git dediler çaresizliğinizle alay ederek sebep bu mu?
Ya da gurbet ile sıla arası med ve cezir gibi gidip gelmekte ise gönlünüz bilemezliğin çaresizliğinden mi sıkıntıdasınız.
Bunu sorgulamak mı gerekir?


DEVAM EDECEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder