23 Ekim 2017 Pazartesi


Bülent Ecevit'in Annesinin Teyzesi
Safiye Ali


İlk Kadın Türk Doktoru.


nazanss.blogspot.com



Yine bir Muhteşem Türk kadınından söz edeceğim.
Yine bir ilkten!
İlk Türk Kadın Doktoru olan safiye Ali’den…

İnsanın nasıl göğsü kabarıyor, duygulanıyor hatta gururlanıyor. Böyle kadınları, böyle insanları okudukça, öğrendikçe, yazdıkça!
Nur içinde yatsınlar…
Onlar önemli büyük insanlardı…

Büyük kapılar, büyük engeller onların sayesinde kaldırılmış. Onlar bu yüreklikleri göstermeseydi, kimbilir bizler nerelerde olacaktık.
Bunu düşünmek bile hoşuma gitmiyor nerede kaldı, yaşamak!

Almanya'da tıp eğitimi aldı.
Babası Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış olan Ali Kırat Paşa annesi ise Mekke Muhafızı Müşir Hacı Emin Paşa'nın kızı Hasene Hanım'dır.
Altı yabancı dil bilen Safiye tıp kongrelerinde ülkemizi temsil etmeye başlar ve Doktor Ferdinand Krekeler ile evlenir.
(eşi göz doktorudur) .

Viladethane (doğumhane) ve Süt Damlası adlı ana-çocuk sağlıgı kurumunda hizmetlerde bulunur, bu kurum Fransız Kızılhaç örgütündeki kadınlar tarafından Türk kadın ve çocuklarına yardım için kurulmuş o zamanın en modern sağlık birimlerinden biridir.


Safiye Ali’nin ailesi de kendi gibi çok önemli. Osmanlı İmparatorluğuna hizmet etmiş bir aile…
Aile ilk başlarda kızlarına evde hoca tutarak eğitilmesine karar vermişler, öyle de yapmışlar. Bir süre böyle devam etmiş ama sonrasında Üsküdar Amerikan Kız kollejine göndermişler, gözlerinden ateş fışkıran, çalışkan, disiplinli, başarılı Safiye Ali’yi…

Tam bu zamanlarda hayatı ile ilgili karar vermesini sağlayan olaylara şahit olmuş genç kız!
Balkan Savaşındaki gördüğü yaralıları, onların çektikleri acıları görmüş. İşte o anda karar vermiş. Doktor olacakmış. Ama nasıl olacak? O dönemlerde Darülfünun Tıp Fakültesi kız öğrencileri almıyormuş.

Safiye Ali’nin bu konuda çok kararlı olması ailesinin de genç kıza inanması ve destek vermesi üzerine muhtemelen akraba ya da tanıdıkları olan Maarif Vekili Şükrü Beyin desteği ile Almanya’ya gitmiş…

Düşünebiliyor musunuz?
Hangi yıllardan söz ediyoruz!
Osmanlı Dönemde, bir genç kız; Almanya’da, Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne okumaya gitmiş.

Bu ne kadar önemli bir olay!
Önemli bir istek!
Önemli bir karar!
Kızlarına inanan ve güvenen aile onun için büyük bir destek!

Genç kız Almanya’da tıp tahsilinde çok çalışmış, çok da başarılı olmuş. Mezun olmuş. Kadın ve Çocuk hastalıkları dalında ihtisas yapmaya başlamış.

Eğitimini bitirip yurda döndüğünde Kurtuluş Savaşı sona eriyormuş. O Türkiye’de ilk hekim olarak ilk Türk kadın doktoru olarak iş başı yapmış.
Ne büyük bir şeref…

Fakir çocukları tedavi etmekle başlamış görevine…
Cağaloğlu’nda bir klinik açmış.
O dönem çok ünlü hekimler varmış.
 Besim Ömer Paşa ve operatör Emin Bey… Onlardan da büyük destek görmüş.
Başarılı çalışmalarını sürdürmüş.
İkinci Dünya savaşı sırasında Almanya’da bulunmuş. Bu arada göz doktoru, Ferdinand Krekeler’le evlenmiş.
Almanya’da da özellikle savaşta zarar gören kimsesiz çocuklara bakmış, tedavi etmiş, yardım etmiş.
Savaş bitmiş, ülkesine dönmüş…

Bir büyük kadının hikâyesi de böyle.
Herkesin hayatını yazsam roman olur diye boşuna demiyorum. Böyle bir hayat filmlerde olur gibi. Oysa gerçek hayat bunlar.

Başarılı kadınlarla bir Türk kadını olarak her zaman gurur duydum, gurur duymaya da devam edeceğim…


Nazan Şara Şatana


nazanss.blogspot.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder