Bülent Ecevit'in Annesinin Teyzesi
Safiye Ali
Safiye Ali
İlk Kadın Türk Doktoru.
nazanss.blogspot.com
Yine
bir Muhteşem Türk kadınından söz edeceğim.
Yine
bir ilkten!
İlk
Türk Kadın Doktoru olan safiye Ali’den…
İnsanın
nasıl göğsü kabarıyor, duygulanıyor hatta gururlanıyor. Böyle kadınları, böyle
insanları okudukça, öğrendikçe, yazdıkça!
Nur
içinde yatsınlar…
Onlar
önemli büyük insanlardı…
Büyük
kapılar, büyük engeller onların sayesinde kaldırılmış. Onlar bu yüreklikleri
göstermeseydi, kimbilir bizler nerelerde olacaktık.
Bunu
düşünmek bile hoşuma gitmiyor nerede kaldı, yaşamak!
Almanya'da
tıp eğitimi aldı.
Babası
Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış olan Ali Kırat
Paşa annesi ise Mekke Muhafızı Müşir Hacı Emin Paşa'nın kızı Hasene Hanım'dır.
Altı
yabancı dil bilen Safiye tıp kongrelerinde ülkemizi temsil etmeye başlar ve
Doktor Ferdinand Krekeler ile evlenir.
(eşi
göz doktorudur) .
Viladethane
(doğumhane) ve Süt Damlası adlı ana-çocuk sağlıgı kurumunda hizmetlerde
bulunur, bu kurum Fransız Kızılhaç örgütündeki kadınlar tarafından Türk kadın
ve çocuklarına yardım için kurulmuş o zamanın en modern sağlık birimlerinden
biridir.
Safiye
Ali’nin ailesi de kendi gibi çok önemli. Osmanlı İmparatorluğuna hizmet etmiş
bir aile…
Aile
ilk başlarda kızlarına evde hoca tutarak eğitilmesine karar vermişler, öyle de
yapmışlar. Bir süre böyle devam etmiş ama sonrasında Üsküdar Amerikan Kız
kollejine göndermişler, gözlerinden ateş fışkıran, çalışkan, disiplinli,
başarılı Safiye Ali’yi…
Tam
bu zamanlarda hayatı ile ilgili karar vermesini sağlayan olaylara şahit olmuş
genç kız!
Balkan
Savaşındaki gördüğü yaralıları, onların çektikleri acıları görmüş. İşte o anda
karar vermiş. Doktor olacakmış. Ama nasıl olacak? O dönemlerde Darülfünun Tıp
Fakültesi kız öğrencileri almıyormuş.
Safiye
Ali’nin bu konuda çok kararlı olması ailesinin de genç kıza inanması ve destek
vermesi üzerine muhtemelen akraba ya da tanıdıkları olan Maarif Vekili Şükrü
Beyin desteği ile Almanya’ya gitmiş…
Düşünebiliyor
musunuz?
Hangi
yıllardan söz ediyoruz!
Osmanlı
Dönemde, bir genç kız; Almanya’da, Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne
okumaya gitmiş.
Bu
ne kadar önemli bir olay!
Önemli
bir istek!
Önemli
bir karar!
Kızlarına
inanan ve güvenen aile onun için büyük bir destek!
Genç
kız Almanya’da tıp tahsilinde çok çalışmış, çok da başarılı olmuş. Mezun olmuş.
Kadın ve Çocuk hastalıkları dalında ihtisas yapmaya başlamış.
Eğitimini
bitirip yurda döndüğünde Kurtuluş Savaşı sona eriyormuş. O Türkiye’de ilk hekim
olarak ilk Türk kadın doktoru olarak iş başı yapmış.
Ne
büyük bir şeref…
Fakir
çocukları tedavi etmekle başlamış görevine…
Cağaloğlu’nda
bir klinik açmış.
O
dönem çok ünlü hekimler varmış.
Besim Ömer Paşa ve operatör Emin Bey… Onlardan
da büyük destek görmüş.
Başarılı
çalışmalarını sürdürmüş.
İkinci
Dünya savaşı sırasında Almanya’da bulunmuş. Bu arada göz doktoru, Ferdinand
Krekeler’le evlenmiş.
Almanya’da
da özellikle savaşta zarar gören kimsesiz çocuklara bakmış, tedavi etmiş,
yardım etmiş.
Savaş
bitmiş, ülkesine dönmüş…
Bir
büyük kadının hikâyesi de böyle.
Herkesin
hayatını yazsam roman olur diye boşuna demiyorum. Böyle bir hayat filmlerde
olur gibi. Oysa gerçek hayat bunlar.
Başarılı
kadınlarla bir Türk kadını olarak her zaman gurur duydum, gurur duymaya da
devam edeceğim…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder