Yıldırım Beyazıt Haykırdı
nazanss.blogspot.com
Büyük adam olmak başka bir
şey!
Cesur adam olmak başka bir
şey!
Hem cesur hem büyük adam
olmak daha başka bir şey!
Bir de üstüne ilave edip,
sultansanız ve adınız da Yıldırım Beyazıt’sa!
Burada çok olmaklar, çok
başka şeyler var!
Birde:
Burada durmak, düşünmek
gerek!
Bazen
çaresiz kalırsınız, bazen tükendiğinizi sanırsınız!
Ne
yapacaksınız?
Bilmediğiniz
hallerinizdir.
Bittim
tamam bitti artık dediğiniz anda öyle bir şey olur ki!
Biri
gelmiştir, biri tam zamanlamasını ayarlamış gelmiştir.
Ummadığınız
olabilir, beklediğiniz olabilir. Neticede kurtarıcınız gelmiştir.
Derin
bir nefes alırsınız.
“Allah’ım
binlerce kere hamdolsun.” Dersiniz…
Sizlere
bu gün anlatacağım bu anlatıda öyle…
Osmanlı
Sultanlarının hikâyelerini okumak çok hoşuma gidiyor.
Çok özel
ve çok güzel şeyler öğreniyorum.
Bunu iyi
biliyorum ki, hiçbir başarı kolay olmuyor. Ne şekilde olursa olsun.
Bir şeyi
başarmak için ilk önce cesur olmak gerekli, bu çok önemli. Cesur olup atakta
bulunmalı, korkmamalı, atılım yapmalı.
Yıldırım
Beyazıt olayında da aynı cesareti gördüm.
Anlatıyı
aynen aktarıyorum.
Kosova Meydan Savaşı’nda
büyük bir bozguna uğrayan Haçlı orduları Macar Kralı Sigismund’un lideliğinde
büyük bir birlik oluşturdular.
Bu birliğe Avrupa
devletlerinin hemen hepsi katılmıştı.
130 bin kişilik bir ordu ile
Bulgaristan’a girdiler ve Doğan Bey tarafından korunan Niğbolu Kalesi’ni
kuşattılar.
Durumu
haber alan Yıldırım Bayezıd harekete geçerek yardıma koştu.
Kalenin
çevresi tamamen kuşatıldığı için herkes merak içindeydi.
Her
ne olursa içerden bir haber alınmalı ve ona göre hareket edilmeliydi.
Bunun
için kafa yoran Yıldırım Bayezıd, hiç kimseye haber vermeden bu görevi kendisi
yapmaya karar verdi.
Gecenin
karanlığından faydalanarak atını sürdü ve gitti.
Niğbolu
Kalesi’nin çevresi karanlıklar içindeydi.
Kaleyi
kuşatan Haçlı askerlerinin yer - yer yaktıkları ateşler havadaki esrarengizliği
bir kar daha arttırıyordu.
Yıldırım
Bayezıd, içki içe - içe sarhoş olan devriyeler arasından geçerek kale duvarının
yanına kadar geldi ve gecenin sessizliğinden yankılanan bir sesle haykırdı:
“Bre Doğan! Bre
Doğan!”
Haçlılara
teslim olmayı reddeden Doğan Bey her an tetikteydi ve meraklı bir bekleyiş
içindeydi.
Duyduğu
bu ses merakını büsbütün arttırdı. Evet, yanılmıyordu; bu ses Sultan’ın sesiydi
ama nasıl olabilirdi ki?
Ses
kale duvarlarında bir defa daha yankılanınca heyecan ve sevinç içinde karşılık
verdi:
“Buyur
saadetlü hünkârım!”
“Bre Doğan,
halin nicedir?”
“Halimiz
gördüğün gibi Sultanım. Elimizden geleni yapar, kaleyi düşmana vermeyiz!”
“Hele dayanın!
İşte biz dahi geldik!”
Yıldırım
Bayezıd geldiği gibi geri dönerken kale içinde adeta bayram vardı.
Artık
moraller yerine gelmiş, düşmana karşı olan dayanma güçleri artabileceği kadar
artmıştı. Ya düşman?
İçlerinde Yıldırım Bayezıd’ın
kale duvarlarında yankılanan sesini duyanlar olmuş ama ne olduğunu
anlayamamışlardı.
Onlar o sırada, “Osmanlı
Padişahı’nın kaçtığını” iddia ediyorlardı.
İşi daha da ileri götürerek,
“Mısır’daki Memluk Sultanı’na
sığındığını” söyleyenler bile vardı.
Durumu anladıklarında ise iş
işten geçmişti.
Ertesi gün Türk Ordusu,
Niğbolu önlerinde dünyanın en büyük zaferlerinden birini daha kazandı…(alıntı)
Gerçekten
çok hoşuma giden bir anlatı…
Padişahlarımız
ne kadar cesurlar, insan şaşırıyor.
Kendinin
bizzat gitmesi inanılır gibi değil.
Ne
büyük yürekleri varmış.
Büyük
bir başarı elde edilmiş.
Yıldırım
Bayezit 1393'te Bulgar Krallığını ortadan kaldırarak, Bulgaristan topraklarının
büyük bir kısmını Osmanlı'ya kattı.
Böylece
Osmanlı sınırları Tuna Nehri'ne kadar genişledi.
Bosna
ve Arnavutluk üzerine akınlar yapıldı.
Osmanlı
kuvvetlerinin Macaristana kadar ilerlemesi, İstanbul’un kuşatılması, Selanik’in
fethedilmesi üzerine Osmanlıyı balkanlardan çıkarmak isteyen Avrupa Devletleri
yeni bir Haçlı Ordusu hazırlayarak Niğbolu Kalesi'ni kuşattı.
Yıldırım
Bayezit komutasındaki Osmanlı Ordusu Niğbolu'ya geldi.
1396
yapılan savaşta haçlıları yenilgiye uğrattı.(alıntı)
Böyle
güzel anlatıları fırsat buldukta aktaracağım…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder