Eflatun’un sözlerini dikkate almak gerekli
Yarınlardan endişe ederek günümüzü geçirirsek
hiç yaşamamış olmaz mıyız?
nazanss.blogspot.com
Hayat o kadar büyük bir karmaşa ki…
Çözmek zor.
Küçük hikayelerde büyük serüvenler.
Bir hikayeden diğerine geçerken, istekli ve isteksiz olacaksınız!
Çözmek zor.
Küçük hikayelerde büyük serüvenler.
Bir hikayeden diğerine geçerken, istekli ve isteksiz olacaksınız!
İsteksizliğiniz hikayenin bitiminden!
İstekliliğiniz, bir önceki gibi başka alemlerde, diğer tatlarla birlikte olacağınızı düşündüğünüzden kaynaklanacak.
Hikâyelerde sevgi nehirleri vardır.
Bir sürü akan sular. Kimi küçük bir dere, kimi büyük bir çağlayan.
Bazıları deniz bir kısmı okyanus...
Sevginin ölçüm modeli kişinin değerlendirmesi ile iletilidir.
Gönüllerde öyledir, değerlendirmeler, kıyaslamalar, azımsamalar çok bulmalar, aşırılık ve bir sürü zaaflar…
Eflatun insanlar için şöyle buyurmuş.
Çocuklukta sıkılır ve büyümek için acele ederler. Ne var ki
çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, Sonra sağlıklarını
geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısı ile ne bu
günü ne yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler…
İşte bunlar;
Kiminde, küçük atom çekirdeği gibidir. Ne yapacağı malum!
İşte bunlar;
Kiminde, küçük atom çekirdeği gibidir. Ne yapacağı malum!
Kiminde büyüktür çok büyük üstelik bir hayli heybetli.
Tıpkı erişilmez bir dağ ve dağında
hareket edip erişemeyeceği aşklar gibi…
Çok çeşitlilik insanın, yaşamı zaten!
Birilerimiz diğerlerinden daha farklı değimlidir?
Burada ateşle, suyun hikâyesini de okuyacağız.
Ateş suyu yakamaz belki, beklide
yakar kim bilebilir. Ama su mutlaka ateşi söndürür.
Birçok aşklar gitmiştir, acısı gitmiş midir?
Yok, o orada ömür boyu misafirliği
geçmiş, ev sahibi edasıyla oturmakta, zaman zamanda kendini hatırlatmaktadır.
Bazen bir kokuda
Bazen bir müzikte…
Sizlere korkuları, acıları, aşkları, güzellikleri, olmazları, olurları, rüyaları, hayalleri ve sayamayacağım kadar çokları yazmak istiyorum.
Sizlere tarihten dem vurmak istiyorum, Fatih Sultan Mehmet’i anlatmak, çağı nasıl atlatmış ondan söz etmek istiyorum.
Dünyanın en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatmak istiyorum…
Bütün bunların yanı sıra sizlere
buram – buram aşklardan da söz etmek istiyorum.
Yaşadığımız zamanlar benim tabirimle, benim renklerle alışverişimden siyah.
Her şey siyah ama ben siyahın
içindeki zerrelerde beyazlıkları bulmaya çalışmışımdır.
Öyle olsun isterim, öyle de
hissettirmek…
Mevlana Celalettin Rumi;
“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun.”
Bende gül düşünüp, gül düşündürmeye çalışanlardanım.
İki satır okumaya çalıştığınız yazılarımda karanlıkları az aydınlıkları çokça aktarmaktır her zaman yapmak istediğim.
Sadece içinde bilmediklerimiz olsun
isterim,
Aktaracağım bilinmeyenler olsun,
Başarılı insanları tanımak,
Tarihi bilmek,
Efsaneleri okumak,
Geçmişten ders almak,
İleriye daha bir bilgili bakmak ve
bunun içinde okumak gerekli diye düşünerek yazılar hazırlıyorum.
Bütün bunların yanında Eflatun’un sözlerini de unutmamak
gerekli diyorum.
Çocuklukta sıkılır ve büyümek için acele
ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, Sonra
sağlıklarını geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar.
Dolayısı ile ne bu günü ne yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç
yaşamamış gibi ölürler…
Güzellikler sizlerle olsun…
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder