Türkiye’nin
ilk güzellik kraliçesi
Feriha Tevfik
Negüs
nazanss.blogspot.com
Yıl
1929 Cumhuriyet gazetesinde şöyle bir yazı yayınlanmış:
"Bütün dünyada güzel kadınlar seçilir ve
memleketlerinin güzellik kraliçesi intihap edilirken, bizim böyle bir
kraliçemiz niçin olmasın? Türkiye'nin en güzel kadını acaba kimdir?"
Çok
güzel bir yazı, çok güzel bir istek ve seçilecek olana çok güzel bir dilek…
Peki,
kim kızını böyle bir yarışmaya sokacak.
Mayolu
resimleri çekilecek, gazetede yayınlanacak. Ya da hangi genç kız buna cesaret
edecek.
Bu
ilan dünlerde filan yayınlanmıyor.
Bu
ilan 1929 yılında yayınlanıyor.
O
zamana kadar Türkiye güzellik kraliçesi seçilmemiş. Bunun bilincinde değil
halk.
Bilmiyor
mu biliyor.
Gazete
okuyorlar, ajansları takip ediyorlardır herhalde.
Hatırlıyorum
da:
Ben
çocukken gazete daha mı çok okunurdu.
Babam
Hürriyet alırdı.
Onu
düşlediğimde hep katlanmış ve her nasıl olmuşsa takım elbisesinin cebine sığmış
hürriyet gazetesi ile düşlerim.
Akşamları
yemeğini yedikten sonra çayının ve sigarasının yanında gazetesini okurdu.
Annem
çayının bitmesini takip ederdi, çayı derhal yenilenirdi.
Onun
okumadığı sayfalarda annem tarafından taranırdı. Babam koyu Fenerbahçeli olduğu
için, siyaseti de sevdiğinden gazetenin birinci ve son sayfasını okurdu.
Spor
sayfası arkada tek sayfa olarak yayınlanırdı.
Düşünün
ben 1929’lardan söz etmiyorum. Ben çok –çok ileri yıllardan söz ediyorum.
O
zaman bile benim çocukluğumda bu olay zor kabullenirdi.
Nedeni
nedir bilmiyorum.
Kız
babaları kızlarının bu tür bir yarışmaya girmesini istemezlerdi.
Bakın
o zamanlar bir baba cesur bir yürek kızını böyle bir yarışmaya girmesine izin
vermişti ki Feriha Tevfik Negüs Türkiye güzellik kraliçesi seçilmiş.
Yarışmanın
elemesini halk yapıyormuş.
Birkaç
ay sürüyormuş.
Yarışmacıların
resimleri gazetede yayınlanıyormuş. Halk oy kullanıyormuş.
Sonunda
11 numaralı finalist halk oylaması ile birinci olmuş. Kraliçenin tanımı da
şöyle yapılmış.
"Orta boylu, kıvırcık lepiska saçlı, altın
gözlü, beyaz tenli, zarif endamlı, beyaz krep satenden bir elbise giymiş
olan"
Feriha
Tevfik'i birinci seçti.
Bu
yarışma ile ilgili bir yerde de şöyle yazıyor.
Feriha’nın
öyküsü
İlk
fotoğraf 7 Mart tarihinde yayınlanır. Aday fotoğraflarının aylar süren
yayınlanışı ülkenin gündeminde de ciddi bir yer bulur. Fotoğrafların yanında
bir yazışma sütunu ortaya çıkar ve giderek büyür. Örneğin bir kadın okur şöyle
yazar:
‘‘Kadın güzelliğinden erkekler anlamaz!’’
Sonunda
125 güzelin fotoğraflarının yayınlanışı 21 Haziran 1929 tarihinde tamamlanır.
Sıra
okuyucuların oy vermesine gelmiştir.
1
Ağustos'ta açıklanan sonuçlara göre, 1121 oyla Muallâ Suzan birinci
seçilmiştir.
Feriha
Tevfik ise 721 oyla 11. sırada yer almaktadır.
Gazete
400'ün üzerinde oy alan 48 yarışmacının büyük jüri önüne çıkmasına karar verir.
2
Eylül günü güzeller büyük jüri önüne çıkarlar.
Yarışma
Cumhuriyet gazetesinin üst katında yapılır.
Feriha Tevfik birinci seçilir.
İkincilik
Semine Nihat Hanım'a, üçüncülük ise (Melek Sineması'nda düzenlenen yarışmada birinci
olan) Matmazel Araksi'ye verilir.
Türkiye'nin
ilk güzellik kraliçesi seçilmesi doğal olarak Feriha Tevfik'in yaşamını
değiştirir.
Önce
filmlerde rol alır, ardından tiyatroya geçer.
1939
yılında bir daha dönmemek üzere, perde ve sahneden uzaklaşır.
Bu
ayrılışın ayrıntıları üzerine hiç konuşmak istemez. Sadece kırgın olduğunu ve
değerinin bilinmediğini söyler.
Feriha
Tevfik, tiyatro sahnesiyle de Muhsin Ertuğrul sayesinde tanıştı ve pek çok
operet ve komedide de rol aldı.
Ankara
Şehir Tiyatrosu'nda rol aldığı birkaç oyundan sonra sanat yaşamından çekildi.
Bunun
nedeni verdiği bir demecin satır aralarında gizli:
‘‘Memleketime sahnede çalışarak faydalı olmayı
düşünüyordum. Fakat Darülbedayiin iç yüzünü gördükten sonra yüreğim cız etti,
ümitlerim kırıldı. Ben bu hayal kırıklığına bunca yıl dayandımsa, sade
ruhumdaki sanat ateşi ile tahammül ettim. Lakin bütün fedakârlıklarıma rağmen,
hiçbir zaman ne maddî, ne manevi bir karşılık bulmuş değilim.’’
22
Nisan 1991 günü, Cerrahpaşa Hastanesi'nde beyin kanaması sonucu yaşamını
yitirir. Feriha Tevfik'in ölümüyle Türkiye'nin ilk güzeli ve anıları çok
uzaklarda kalan bir yıldız daha söner.
Bir
yıldız böyle kaymış gitmiş.
Ben
Onun resimlerini ilk gördüğümde onun kim olduğunu bilmeden:
“Bu güzelde kim” demiştim.
O
gerçekten güzelmiş.
Tescilli
güzel Türkiye’nin ilk güzeli...
Bakın
resimlerin, şaşıracaksınız dün çekilmiş gibi.
Ne
kadar şık, bakımlı ve güzel bir kadın…
Saçlarına
bakın, gülümsemesine bakın.
Ne
kadar etkileyici...
Kim
bilir onu yakından tanıyanlar onun nasıl etkisinde kalıyorlarmış.
Birçok
sinema filmi yapmış.
Sanıyorum
filmlerini izleyen gençlerin gönüllerinde de ayrı bir yeri edinmiştir ilk
güzelimiz.
Kendinden
emin, yürekli kadınlar…
O
zamanda var şimdilerde de var.
Hep
te olacaklar…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder