Zeytin
Her Derde Deva
Zeytin Dalı Barış Simgesi
nazanss.blogspot.com
Nuh Peygamberin gemisine gelen; ağzında
zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin ve barışın simgesi olmuş.
Tufanın yok edici gücüne karşı direnen
zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün simgesi olmuş.
Zeytinin kutsal bir bitki
olduğunu biliyoruz.
Zeytinin ve zeytinyağının ilk
olarak nerede yetiştirildiği bilinmiyormuş. Zeytin, çok eskilerden beri yetiştiriliyor ve
bir hayli kıymet görüyormuş.
Tüm kutsal kitaplarda zeytin
ağacı, zeytin ve zeytinyağının;
Kutsallığın,
Bolluğun,
Adaletin,
Sağlığın,
Gururun,
Zaferin,
Refahın,
Bilgeliğin,
Aklın,
Arınmanın,
Yeniden doğuşun erdem ve değerlerin sembolüymüş.
Eski
Ahit’e göre zeytinyağı, refahın ve bolluğun sembolüymüş.
Birde
ağaçların hikâyeleri var ki ondan da söz edelim ondan sonra yazımıza kaldığımız
yerden devam edelim.
Ağaçlar,
kendilerine kral seçmek için ilk olarak zeytin ağacına başvurmuşlar:
“Vaktiyle ağaçlar, kendilerine kral mesh etmek
için gittiler ve zeytin ağacına dediler: “Bize kral ol.”
Ve
zeytin ağacı onlara dedi:
“Allah’ın
ve insanın bende sena ettikleri (övdükleri) yağımı bırakayım ve ağaçlar
üzerinde sallanmaya mı gideyim?”
Zeytin
ağacından “hayır” yanıtını alan ağaçlar, daha sonra incir ve asmaya giderler.
Ancak
incir ve asma da, aynı gerekçeyle kral olmayı reddederler.
Hâkimler
Kitabı’ndaki öyküden, ağaçların kendilerine kral olarak karaçalıyı seçtiklerini
ve karaçalının da krallığı kabul ettiğini öğreniriz.
Yunan
Mitolojisinde zeytin ağacı, her şeyden önce, bereket ve barışı temsil eden bir
tanrıçanın armağanıymış.
Bir
efsaneye göre ise savaşçılar tarafından korunan bu ağaç, M.Ö.480'deki Pers
işgalinde Akropolis'le birlikte yakılmış.
İşgalden
sonra Akropolis yıkıntıları arasında kalan zeytin ağacı filizlenmiş,
Yeniden
canlanmış ve sürgünleri tüm Yunanistan'a ekilmiş.
Zeytin
ağaçlarının, Athena'nın yarattığı bu ilk zeytin ağacından çoğaldığı söylenirmiş.
Antik Yunanlılara göre, kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli işareti bir
zeytin ağacının altında doğmuş olmakmış. Bunun dışında M.Ö. 8’inci yüzyılda
yaşadığı sanılan Homeros’un kaleme aldığı destanlar, zeytin ağacı ve
zeytinyağına ilişkin zengin tasvirler ve benzetmelerle süslüymüş.(alıntı)
Hepimizin bildiği Hazreti Nuh ve tufanındanda biraz söz etmek
gerekli diye düşünüyorum.
Bilindiği gibi insanlar kötü
olmuşlar, kötülük yapıyorlarmış.
Hazreti Nuh’un uzun yıllar
onları doğru yola getirmek için çabaları da boşa gidince; Allah’u Telala bir
tufanla onları cezalandırmaya karar vermiş.
Hazreti Nuh’a gemi yapmasını
söylemiş, gemiye de her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer, her temiz
olmayan hayvandan da ikişer erkek ve dişi, kuşlardan da erkek ve dişi yedişer
tane almasını söylemiş.
Gemiye ailesi de dâhil
bindikten sonra tufan başlamış. Hazreti Nuh, ailesi ve gemideki canlılardan
başka yeryüzünde her şey suların altında kalmış.
Tufan durduğunda Hazreti Nuh
bir güvercin göndermiş, güvercin bir süre sonra dönmüş. Yedi gün sonra bir daha
göndermiş.
Güvercin ağzında yeni
koparılmış zeytin dalı ile gelmiş.
Nuh Peygamber o zaman suların
çekildiğini anlamış.
Bir başka anlatıyı da hemen ilave etmek istiyorum ki, bu çok
önemli:
Efsaneye göre Havva ile birlikte yasak
meyveyi yiyerek cennetten kovulan Âdem, 930 yaşındayken öleceğini hissetmiş ve
Tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar vermiş. Bu
konuda oğlu Şit’i görevlendirmiş ve onu cennet bahçesine göndermiş.
Bahçenin bekçiliğini yapan melek,
Şit’in duası üzerine İyi Kötü Ağacından aldığı üç tohumu ona vermiş ve babasını
gömmeden önce tohumları onun ağzına koyması gerektiğini söylemiş.
Âdem kısa bir süre sonra ölmüş ve
Tabor Dağı yakınındaki Hebron Vadisi’ne gömülmüş. Âdem’in gömüldüğü yerde
yeşeren üç ağaç; zeytin, sedir ve servi’ymiş. Tanrı ve insan arasında barış böylelikle
sağlanmış.
Sıra Mısır’a
geldi:
Mısırlıların zeytinyağı üretmeyi
Yunanlılardan ve Filistinlilerden çok daha önce biliyorlarmış.
6.000 yıl önce evlilik tanrıçası İsis
Mısırlılara zeytin ağacı yetiştirmeyi ve ürünlerinden faydalanmayı öğretmiş.
M.Ö.2500 yılında inşa edilen Sakkarah
Piramidi’nde bir zeytin sıkma aletinin bulunması ve piramidin duvarlarını
zeytin sıkma işlemini anlatan figürlerin süslemesi bu efsanenin gerçekliğe
uzanan merdiveni gibiymiş.
Ayrıca, çocuk denebilecek bir yaşta
hayata veda eden Mısır’ın en çok bilinen firavunu Tutankamon’u zeytin
dallarından yapılmış “adalet tacı” ile resmeden sayısız esere rastlamak mümkünmüş.
III. Ramses güneş tanrısı Ra için
yaptırdığı tapınağın sonsuza kadar aydınlanması için özel zeytinlikler kurdurmuş.
Güneş Tanrısı’nın tapınağı ölümsüz
ağacın meyvesinden süzülen yağ ile sonsuz bir aydınlığa kavuşmuş.
III. Ramses duygularını şöyle dile
getirmiş:
“Senin şehrin Heliopolis’i zeytin
ağaçları ile süsledim. O zeytin ağaçları ki, meyvelerinden halis zeytinyağı
elde edilir. Bu zeytinyağı, senin tapınağını aydınlatan kandilleri besleyen
yağdır.”
Bir başkasına sıra
geldi:
Eski Yunan mitolojisinde M.Ö. 17.
yüzyılda kurulan bugünkü Atina ile ilgili bir anlatım varmış. Tanrıların babası
Zeus yeni kurulacak olan şehre isim koymak için Tanrılar meclisini toplamış. Bu
şehre en değerli hediyeyi getiren Tanrının ismini bu şehre vereceğini söylemiş.
Deniz Tanrısı Poseidon denizden savaşta çok işe yarayacağına inandığı bir at
çıkarmış.
Bilim Tanrısı Athena aşıladığı bir
yabani zeytin ağacını şehre getirmiş ve halka armağan etmiş. Bu ağaç meyve
verecek, insanlar da bunu yiyecek. Bu meyveden çıkarılan yağ karanlık geceleri
aydınlatacak, aynı zamanda yemeklik yağ olarak mutfakların baş tacı olacakmış.
Ağaç yarışı kazanmış, Akropolis’e
dikilmiş. Şehre ise bilim tanrısı Athena’nın adı verilmiş.
Eski Yunan’da zeytin ağacı kutsal olup
salonları süslermiş. Zeytin ağacını kesen veya ona zarar veren mahkeme önüne
çıkarılır ve ölüme mahkûm edilirmiş.
Eski Yunan’da atletlerin vücudu
zeytinyağı ile ovulurmuş. Bu işlem kasların güçlendirilmesi ve vücudun daha
güzel gözükmesi için yapılırmış. Ayrıca yaraların iyileşmesi için zeytinden
merhemler yapılırmış.
Bütün yemek öğünlerinde yemeğe lezzet
vermek için kullanıldığı gibi evlerin ve tapınakların aydınlatılmasında ışık
yağı olarak kullanılırmış.
Olimpiyat oyunlarında yarışı kazanan
atlete birkaç ton en iyisinden zeytinyağı mükâfat olarak verilirmiş. Bu
zeytinyağından atlet istediği gibi satar veya yurt dışına ihraç edebilirmiş.
Yunan uygarlığını devralan Romalılar
içinde zeytinyağı çok önemliymiş.
Roma şehrini kuran ikiz kardeşler
Romus ve Romulus anneleri tarafından bir zeytin ağacının altında dünyaya
getirildikten sonra terk edilmişler.
Zeytin ağacının gölgesinde bu ikizleri
dişi bir kurt emzirmiş.
Daha sonra soylu ve zengin bir aile
tarafından bulunan ikizler onlar tarafından evlat edinilmişler.
İyi yetiştirilen ve eğitim alan iki
kardeş sonradan Roma’ya isimlerini vermişler…
Romalılar zeytinyağı ticaretine tam
anlamıyla yön vermişler.
Diğer ülkelere sattıkları
zeytinyağının nakledildiği küplerin üzerine nerede, kim tarafından üretildiği
ve vergisinin verildiğine dair yazılar yazmışlar.(alıntı)
&
Zeytin’in
kutsal olduğunu biliriz. Zeytini ve zeytinyağını çok tüketenlerin de sağlıklı
olduğunu gözlemleriz. Akdeniz’liler denilince aklımıza ilk gelen zeytin ve
zeytinyağı olur. Onların çok sağlıklı olduklarını, yaşlarından daha genç
görüldüklerini, kuvvetli olduklarını hatırlarız…
Bütün
bunları biliriz de niye hala zeytinyağı tüketmekte tereddüt ederiz?
Zeytinyağı
pahalıdır der hemen diğer yağlara yöneliriz. İyide ucuz yağdan çok
kullanacağımıza zeytinyağından az kullanabiliriz. Ekonomi yine aynı olmaz mı?
Olur.
Zeytin; su, protein,
yağ, selüloz, kükürt, kalsiyum, klor, demir, bakır, manganez, A-E
vitaminlerinden oluşmaktaymış. Güzel… Kalorisine baktığımızda; 100 gr. zeytin, 224 kalori, 100 gr. zeytinde 30 miligram E
vitamini bulunurmuş. Eee buda güzel...
Zeytinyağı
ile mücadelem eski yıllara dayanıyor. Ben neden zeytinyağını sevmem bunu da
bilmem! Elifim zeytinyağına bayılır, Fatihcan’ım zeytinyağını bolca kullanır.
Bana gelince yemeklerde zeytinyağını kullanıyorum, salatalara gelince
kullanmıyorum. Çocuklarımın bütün baskılarına karşın, inatla direniyorum.
Sonunda pes etmeye karar verdim. Nedeni Zeytin’in ne kadar önemli olduğunu
bildiğimi sanırken yüzde beş faydalarından bile haberimin olmadığını anladım.
Beylik laflar;
Çok faydalı,
Çok sağlıklı,
Yenilmeli…
Bu
kadarı demek ki bana yeterli gelmemiş. Sonunda çocuklarımın baskısına yenik
düşeceğimi anlayınca Zeytin ve zeytinyağı ile muhabbete başlayacağıma da ikna
olunca! Öğreneyim dedim ve her zaman
olduğu gibi ben öğreneceksem okurlarımın da öğrenmesi gerekli ilkesi eşliğinde
araştırmaya başladım.
Öyle
ya; Bu mübarek zeytin ve zeytinyağı neymiş, neden herkes onlardan söz eder?
İlk
öğrendiğim; besin değeri ile insan sağlığının sigortası gibi bir şeymiş. Bir mucize
bitkiysiy miş ve en önemlisi kutsal bir bitkiymiş.
"İncire ve zeytine andolsun." (Tin
Suresi, 1)
Sonrasında
Kuranı-ı Kerim’de onunla ilgili ayetler olduğunu öğendiğim de tüylerim diken
diken oldu.
Düşünün
lütfen sağlımıza bu kadar yararlı olan zeytinyağı; kalp ve damar hastalıkları
ve kansere karşı ciddi bir koruyucu. Daha ne olsun. Bu demektir ki zeytin ve
zeytinyağı mutfakta elimizin altında olacak ilk iki değer.
Zeytin barışın
simgesi…
Birilerine
zeytin dalı uzatmak yeni çıkmadı herhalde. Her ne kadar henüz zeytinyağına
alışamamış olsam da kararlıyım nasıl olsa alışacağım. Ben zeytine bu kadar
düşkün iken onun yağını nasıl ihmal etmişim, kendime kızıyorum, hem de çok!
Bakın
şu olanlara:
Eski
çağlarda birçok yerde kullanılıyormuş. Şöyle bir sıralama yaptığımızda:
Aydınlanmada,
İlaçta,
Sabun yapımında,
Cilt bakımında,
Parfüm yapımında kullanılıyormuş.
Düşünün ben bu saydıklarımın içine yeme ve içmeyi koymadım bile…
Zeytinin
kutsal bir bitki olduğunu bildiğimizi yazmıştım yazımın başında. Hani bazı
şeyler vardır, biliriz hatta bildiğimiz bilginin zayıflığına aldırmaz ahkâm
bile keseriz. Birileri söylemiştir, ya da birileri birine anlatırken kulak
dolgusu birkaç şey aklımıza ilişmiştir. Hooop o zaman bu konuda bilgi
sahibiyiz. Yok değil. Bilgi sahibi değiliz. Benim olmadığı gibi…
Kuran-ı
Kerim’de birçok ayette geçiyor bu doğru…
Bunlardan
bazılarını sizlere aktarmak istiyorum.
"Sizin için gökten su indiren o’dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır."
(Nahl
Suresi, 10–11)
"Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir."
"Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir."
(Nur
Suresi, 35)
“Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun
temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs
içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne
doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı
(zeytûnetin), ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur
üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için
misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”
(Nur
Suresi -35)
“Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.”
“Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.”
(Muminun
-20)
“Mûsâ, süreyi tamamlayıp ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş görmüş ve ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm, (oraya gidiyorum). Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm” dedi. Mûsâ, ateşin yanına gelince, o yerdeki vadinin sağ tarafındaki mübarek ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.”
“Mûsâ, süreyi tamamlayıp ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş görmüş ve ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm, (oraya gidiyorum). Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm” dedi. Mûsâ, ateşin yanına gelince, o yerdeki vadinin sağ tarafındaki mübarek ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.”
(Kasas
29–30)
“İncir’e ve zeytûn'a andolsun, Sina Dağına
andolsun.”
(Tin
Suresi 1–2)
TİN
SURESİ
(95)
Bismillahirrahmanirrahim
95/1. İncir ve zeytine and olsun,
95/2. And olsun Sina dağına,
95/3. And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:
95/4. Biz insanı en güzel şekilde yarattık,
95/5. Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.
95/6. Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır.
Bismillahirrahmanirrahim
95/1. İncir ve zeytine and olsun,
95/2. And olsun Sina dağına,
95/3. And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:
95/4. Biz insanı en güzel şekilde yarattık,
95/5. Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.
95/6. Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır.
Onlara kesintisiz ecir vardır.
95/7. Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir?
95/8. Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?
95/7. Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir?
95/8. Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?
Hadis’te Zeytin:
Ömer bin
Hattâb dedi ki:
Allah'ın Elçisi(s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Zeytinyağını yiyiniz ve sürününüz. Çünkü o,
mübarek(bereketli) bir ağacın ürünüdür."
Tirmizi, C. 2. Hno: 1851
Tirmizi, C. 2. Hno: 1851
Ömer bin
Hattâb dedi ki:
Allah'ın Elçisi(s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Zeytinyağını, ekmeğe katık ediniz ve bu yağı
kullanınız. Çünkü bu yağ, mübarek bir ağaçtan alınmadır."
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3319
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3319
Ebû Esîd dedi
ki:
Allah'ın Elçisi(s.a.v) şöyle
buyurmuştur: "Zeytinyağını
yiyiniz ve sürününüz. Çünkü o, bereketli bir ağaçtandır."
Tirmizi, C. 2. Hno: 1852
Tirmizi, C. 2. Hno: 1852
Muaz diyor ki:
Allah'ın Elçisi(s.a.v.): "Ümmetime meşakkat verme korkusu
olmasaydı, kendilerine her namaz kılarken, zeytin
ağacından misvak(kullanımını) emrederdim."
Sahih-i Buhari, C.3.Hno.484
Sahih-i Buhari, C.3.Hno.484
Zeyd bin Erkam
dedi ki:
"Allah'ın Elçisi(s.a.v.); Zatülcenb hastalığının tedavisi için; vers(Yemen
za'feranı bitkisi), kust(topalak
denilen bitki) ve zeytinyağını birbirine karıştırıp, hastanın ağzına vermeyi
övmüştür."
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3467
övmüştür."
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3467
Zeyd bin
Erkam dedi ki:
"Allah'ın
Elçisi(s.a.v.);
Zatülcenb hastalığı için; zeytinyağı ve kustu bahri(topalak otu) karışımını tavsiye
ederdi."
Tirmizi, C. 2. Hno:2079
Tirmizi, C. 2. Hno:2079
İbn-i Ebi
Atik bize şöyle dedi:
"Size, şu
Habbetü's-Sevda'yı kullanmayı tavsiye ediyorum. Ondan, beş veya yedi tane alıp,
iyice ufalayınız. Sonra onu, birkaç damla zeytinyağı içinde, hastanın burnuna bu taraftan ve şu taraftan damlatınız.
Çünkü Aişe, Allah'ın
Elçisi(s.a.v.)'den şu hadisi işittiğini
söyler: "Şüphesiz
şu Habbetü's -Sevda(çörek otu), her hastalığa şifadır, samdan başka."
"Ben, Sam nedir? "dedim.
"Sam, ölümdür." dedi"
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3449
"Ben, Sam nedir? "dedim.
"Sam, ölümdür." dedi"
Sünen-i İbn-i Mace, C.9. Hno:3449
Kutsal bitki zeytin ve Zeytinyağının
insan sağlığındaki yararlarını saymakla bitirmek ciddi anlamda zor... Her derde
deva gibi…
Kandaki kolesterol oranını yükseltmemesi,
kontrol altında tutması,
Kolesterol seviyelerini düşürdüğü ve
kalp hastalıklarını önlediği pek çok araştırma ile de tasdik edilmiş olması,
Kanda dolaşan LDL adlı zararlı
kolesterol düzeyini düşürdüğü,
HDL adlı faydalı kolesterol düzeyini
yükselttiği,
Kalp ve damar hastalarına ilaç olarak
tavsiye edilmesi,
Oxford Üniversitesi'ndeki doktorlar
tarafından yürütülen son araştırmada da, zeytinyağının bağırsak kanserine karşı
koruyucu özelliğe sahip olduğu,
Doktorlar zeytinyağının, bağırsak
kanserlerinin başlamasını engellemek için midedeki asitle tepkimeye girdiğini,
Oxford araştırmacıları aynı zamanda
zeytinyağının safra asiti miktarını azaltarak ve DAO (diamin oksidaz adlı
enzim) seviyesini yükselterek, anormal hücre artışına ve kansere karşı koruyucu
olduğunu,
Artriti (eklem enflamasyonunu)
Önlemesi
Zeytinyağının içerdiği E, A, D ve K
vitaminleri, çocukların ve erişkinlerin kemik gelişimine yardımcı olması,
İskelet yapısı üzerinde çok olumlu
katkısının olması,
Yaşlanmayı
Önlemesi:
Zeytinyağının içerdiği vitaminler,
hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için, yaşlılık tedavisinde de
kullanılması,
Cildi besleyip koruması,
Zeytinyağı, içerdiği çok sayıdaki
antioksidan maddeyle zararlı maddelerin tahribatını önlemısa,
Hücrelerimizi yenilemesi,
Doku ve organlarımızın yaşlanmasını
geciktirmesi,
Bebeklerde
önemi:
Zeytin ve zeytinyağı, içinde bulunan
linoleik asitten (omega–6 yağ asidi) ötürü yeni doğmuş bebekler, gelişim
çağındaki çocuklar için son derece faydalı bir besin olması,
Doğum öncesi ve sonrasında bebek
beyninin ve sinir sisteminin doğal gelişimine katkıda bulunması,
Anne sütüne yakın miktarda linoleik
asit içermesi,
Yağsız inek sütüne zeytinyağı
katıldığında anne sütü kadar doğal bir besin kaynağı özelliğine sahip olması,
Zeytinyağı, vücudumuzdaki zararlı
maddelerin tahribatını önleyen antioksidan elementleri ve insan için büyük önem
taşıyan yağ asitleri içermesi,
Bunların hormonlara destek olması,
Hücre zarının oluşumuna yardımcı olması,
Zeytinyağının, insan sütündeki yağ
asidi oranına benzer, dengeli birçoklu doymamış bileşime sahip olması,
İnsan vücudu tarafından elde
edilemeyen, aynı zamanda vücut için vazgeçilmez önemi olan bu temel yağlı
asitleri açısından, yeterli bir kaynak olması,
Tansiyon
Düşürücü Etkisi:
Yüksek tansiyona olumlu etkisi,
Sıcak veya soğuk olarak tüketilmesinde,
mide asitini azaltması,
Gastrit ve ülser gibi hastalıklara
karşı koruması,
Safra salgısını harekete geçirmesi,
Safra kesesinin boşalma işlemini
düzenlemesi,
Safra taşı riskini azaltması,
Karaciğerin çalışmasına yardımcı olması,
Vücudun atıklardan kurtulmasını
kolaylaştırması,
Beyin atardamarlarının sağlığına
olumlu etkisi olması,
Kilo vermekte
faydalı:
Şişmanlığı kontrol altına alması,
Tedavi etmesi,
Zeytin
Ağaçlarından da söz etmek yerinde olacaktır.
Ülkemizde
90 milyon zeytin ağacı varmış.
Bir
zeytin ağacı 1500 – 2000 yaşarmış.
Zeytin yaprağı soğan ve sarımsakla
eş değerdeymiş.
Zeytin ağaçları ortalama 20 – 30 kg.
arasında zeytin verirlermiş.
Zeytin yaprağından çay yapılıyormuş. Sizlere bir yerden
alıntı yapacağım:
Önceden klorsuz suyla yıkamış
olduğunuz zeytin yapraklarınızı, robotunuza atarak ya da bıçak yardımıyla ince
ince keserek çay haline getirelim.
Daha sonra 3 dakika boyunca kaynatmış
olduğumuz 1 litre suyumuzun içerisine 15 çay kaşığı zeytin yaprağı çayımızı
atalım 15–20 dakika kadar demlenmesini bekleyelim.
Bu sure içerisinde suyumuzun sıcak
kalmasına özen gösterelim.
Bir bardak çaya damak zevkinize göre
limon ilave ederek karıştıralım.
&
Zeytinyağının özelliklerinin anlatıldığı bu yazıyıda sizlere
aktaracağım.
Zeytinyağının aroması en önemli faktördür. Olgunlaşmadan kopartılan zeytinler oluşum
evrelerini tamamlayamazlar. Bu nedenle verim düşer. Olgunlaşmadan kopartılan
meyveleri örnek vermek mümkündür.
Zeytinyağının
rafine olmamasına özen göstermelisiniz. Rafine yağlar özelliklerini maalesef
yitirmektedirler. Rafine yağlar mineral değeri bakımından fakir
yağlardır.
Zeytinyağının
Asit değeri çok önemli olmamakla birlikte bazen avantaj bile yaratabilir. İçerdiği
asit ve mineral yoğunluğu açısından 1.5–2 asit değerine sahip zeytinyağlarının
sağlık açısından zararı olmadığı gibi, oleik asit nedeniyle faydası bile
bulunur. Kıstas damak zevkinizin kabul edebileceği ölçülerdir.
Kaliteli
zeytinyağında mutlaka zeytin kokusunu hissedersiniz.
Zeytinyağı ne
kadar erken donma eğilimi gösterirse o kadar kaliteli ve saftır.(alıntı)
Aslında edindiklerimden ve sizlere aktaracaklarımın
çok azını hazırlayabildim. Gerçekten zeytin ve zeytinyağı mucizevî bir yiyecek.
Sanıyorum artık soframızdan eksik etmeyeceğim. İlk işim yarın sabahtan
başlayarak iyi bir zeytinyağı alacağım, kâsenin içine limon veya nar ekşisi ve
kekik koyacağım ve ekmeğimi batırıp yiyeceğim…
Bir yazan demiş ki:
“Zeytinyağı, insan soyunun devamı için gelecek
nesillere bırakacağımız en kıymetli hazine.”
Ve ilave etmiş:
“O
bir doğa doktoru”
Çok
doğru…
Benim
gibi zeytinyağından uzak kalmışlara bu yazım bir hatırlatma, bir uyarı, bir
güzellik yaparsa ve onlarda benimle birlikte zeytinyağını yemeklerinde kullanırlarsa
sanıyorum bu konuda bir şeyler yapmış olabilirim…
Sağlıklı
güzel günler diliyorum…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder