18 Ekim 2017 Çarşamba




Erkek Kılığında Savaşan Cesur Yürekli Türk Kadını,
Halime Çavuş Kocabıyık
Kahraman Türk Kadını


nazanss.blogspot.com




Ben duygusal biriyim. Bunu biliyorum. Bazen bir filmde, bir dizide, bazen ağlayan birini gördüğümde, bazen çok duygulandığımda bazen de çok sevindiğimde ağlarım.
Tıpkı bu yazıda yazdıklarımı okuduğumda da çok duygulanıp ağladığım gibi.

Size anlatacaklarım yabancı gelmeyecek. Bizler çocukluğumuzdan beri biliriz. Cephede kahraman Türk Kadını kışın en zalim zamanında, sırtındaki ceketini çıkartmış mermilere sarmış.
Ben size onu anlatacağım.
Ben size Halime Kocabıyık’ı anlatacağım.
Daha doğrusu okuduklarımı, yazılanları aktaracağım…

Bir genç kız düşünün lütfen. Savaşta, cephede! Buraya kadar olabilir diyebilirsiniz ama bu genç kız, cepheye gitmek için erkek kılığına girmiş, bu genç kız sakalları çıksın diye her gün tıraş olmuş, bu genç kız saçlarını kazıtmış!

Şimdi anlatacağım olaydan etkilenmemek mümkün değil.
Çok soğuk bir hava düşünün, kış – kıyamet. Kar yağıyormuş.

Mustafa Kemal Paşa ve yanındakiler, cepheye taşıdığı cephanenin üstüne kendi ceketini örten bir asker görüyorlar.
Mustafa Kemal Paşa çok etkileniyor.
Onun yanına gidiyor ve soruyor.
“Neden üzerindekini mermilerin üzerine örttün, üşümüyor musun?”
Halime Kocabıyık, Paşaya:
“Benim üşümem hiç önemli değil, bu cephane yüzlerce belki binlerce askerimizi koruyacak.”
Paşa biraz daha ona bakıyor, kafa kâğıdını istiyor. Kafa kâğıdını görünce çok şaşırıyor.
“Sen kız mısın?”.
“Evet.”
Mustafa Kemal Paşa, yaverine, Kocabıyık’la ilgili bilgileri almasını söylüyor…

Bu yazılanları okuyup ağlamamak, etkilenmemek mümkün mü?
Lütfen söyleyin bu kahraman Türk kadını değil midir?
Cephede, erkeklerle omuz omuza savaşan, cesur bir yürek değil midir?

Halime Kocabıyık, Kastamonulu.
Kurtuluş Savaşına giderken ailesi istememiş, ama o Vatan aşkına galip gelmiş gitmiş. Giderken kız başıma diyerek korkmuş. İşte o zaman kararını vermiş erkek kılığına girmiş. Asker üniformasını giymiş!
Burada bir ayrıntıya daha girmek istiyorum.
Halime Çavuş ölene kadar üniformasını çıkartmamış.

Mühimmat taşımış.
İnebolu’ndan Ankara ve Sakarya’ya cephane taşımış.
Birçok görevler yapmış. İnsanüstü başarılarda bulunmuş.
Yunan gemilerinin İnebolu’yu bombaladığında bir şarapnel parçası ile ayağından sakatlanmış.
Sakat kalmış.

Savaş muzafferiyetle bitmiş.
Böyle Kahraman Türk evladını Mustafa Kemal Paşa unutur mu? Unutmamış. Onu Ankara’ya çağırmış.
Burada okuduklarım ayrı bir duygu seli…

Düşünebiliyor musunuz? Atatürk tarafından çağırılmış kızları. Aile korkmuş, neden acaba demişler? Kızlarına yine gitme demişler ama bu deli yürek, bu cesur Türk kadını, anasından babasından izin almış Paşaya gitmiş.

Halime Kocabıyık, Çankaya köşkünde 15 gün misafir edilmiş. Düzenlenen törenle;

İstiklal Madalyası ve Çavuş rütbesi verilmiş.
Atatürk’ün verdiği emirle ölene kadar maaş bağlanmış.

Mustafa kemal Paşa:
“Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” demiş.
Halime Çavuş, sıkılmış, utanmış, Atanın karşısında konuşuyor.
“Annem babam beni bekler” demiş.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hoşuna gitmiş.
“Ben ana-babaya itaatli evlada saygı duyarım” demiş.

Onun gitmesine izin vermiş. Ona çeşitli hediyeler verilmiş. Evine gönderilmiş.

Atatürk’ün Türk kadını için söyledikleri:

“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”


Gelin duygulanmayın, gelin Türk olduğunuz için şükretmeyin, gelin böyle cesur yürekler için dua etmeyin… Bu mümkün mü? Değil…

Nur içinde yatsınlar.

Hepsini saygı ile anıyorum…


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder