12 Ekim 2017 Perşembe








Renkler Hayatımızı Nasıl
Etkiliyor?


nazanss.blogspot.com




Renklerle alışverişim ne zaman başladı bilemiyorum.
Yaş uzun zaman eski olunca hatırlamakta zor oluyor.

Renkleri belki de sarı, yeşil beyaz bütünlemesini kendimde ilk aynada gördüğümde bildim.

Belki de kahvenin tonlarını beyazla süslemiş annemde tattım kahve kokulu renkleri…

Ya da maviye olan tutkum babamın deniz mavisi gözlerinden miras kaldı.

Bilmiyorum.
Bildiğim hayatımın her döneminde renkler benim için çok önemli olduğu…
Renkler hayatımızın parçası. 
Her yerde her şeyde renk var.
Renksiz dünya yok ki.
Peki, renkler bizi bizden bu kadar alıyorsa, bizim için olmazlardansa biz renklerin olurlarını biliyor muyuz?

Hayatımızı nasıl etkiliyorlar, ya da gerçekten etkiliyorlar mı?
Bilmediklerimizden biri daha…
Renklerin karakterlerimizi yansıttığından haberimiz var mı?
Birde şöyle bir şey var.
Renkler bizimle eğleniyorlar, dalga geçiyorlar.
Neden mi?
Seçtiğimiz rengin bize olumlu ve olumsuz etkileri varda ondan… 
Bizleri ellerine alıyorlar bir güzel harmanlıyorlar, yoğuruyorlar.

Diyorlar ki sen mesela neyi seviyorsun en çok diyelim kırmızıyı, buyurun kırmızıya;

Kırmızı deyince şöyle bir duracaksın, birazda bakışların değişecek, şöyle davetkâr bir edayla yaklaşacaksın ve okuyacaksın.
“Bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renk… Mutluluğu temsil ediyormuş. Ben bilmiyordum hatta tam tersi olduğunu bile düşünmüşlüğüm vardı.

Bakın kırmızı renk neler yapıyormuş;
Ataklığı, canlılığı ve duygusal bağlamda azmi ve kararlılığı gösteriyormuş. Çok iyi değil mi? Bununla da bitmiyor. İştah açıyormuş. Ne alaka demeyin ben diyenlerin yalancısıyım.  
Renk bilimciler öyle diyorlar. Eee düşününce de hak vermiyor değilim.   
Dünya genelinde gıda firmalarının çoğunun logosunda kırmızı vardır. Doğru sağlığımızı ne yapar? Tansiyonumuzu yükseltirmiş, kan akışımızı hızlandırırmış.
Yani kırmızı Ateş-i Suzan-ı Firkat Yaktı Cism-u Canımı.

Ben yeşili çok severim.
Şimdi söyleyeceklerim beni de tanımlıyor aslında.
Derler ki;
Duygusal olarak bizi en çok etkileyen, kalbimiz bu rengin yaydığı enerji alanındaymış.
Buyurunuz. Yeşilin güzelliğine bakınız.
Tabi doğanın rengi yeşildir,
Güvenin rengi yeşildir.
Düşünsenize bankaların logolarında hâkim renk yeşil değil midir? Büyük restaurant mutfakları da yeşili tercih ederlermiş.
Rahatlatıcı özelliğinden dolayı hastanelerde kullanıldığı da bir gerçek…
Yeşil hastalara şifa da veriyormuş. Ben boşuna bu rengi bu kadar çok sevmemişim.

En asil renk hangisidir desem hep birlikte bir koro edası ile sesler gelir kulağımıza, Siyah…
Bu asil renk aynı zamanda ciddi hüznü anlatır ne yazık! Siyah matemi simgeler.
Siyahtan korkarız, koyu gecelerden söz edince aklımıza siyahlar gelir.
Yastan söz edince siyah giysiler gelir.
Köhne, küflü, karanlık bir yerden söz edince yine aklımızda siyah vardır.
Siyah eşittir karanlık.
Karanlık ta tabi korkuyu anımsatır.
Biz siyahı matemle bağdaştırırken Japonlar başka türlü yorumluyorlar.
Onlar diyorlar ki ‘hayır siyah matem değildir mutluluktur.’
Hâlbuki siyahı çok kullandığımızda karamsar olmaz mıyız nasıl mutlu olabiliriz.
Ülkeler, ırklar farklı.
Boşuna renkler ve zevkler tartışılmaz denmiyor.

Beyaz Farkına varılmadan aydınlanır yüzümüz. Ruhumuz yıkanır gibi olur.
Seviniriz ne garip!
Çünkü beyaz temizliği anlatır bize…
Ferahlığın sebebi olduğunu biliriz.
Kutsallıkta işin içindedir.
Ap-ak deriz iyi birinden, düzgün birinden söz ederken. Hatta çok güzelden dem vururken onun saflığını güzelliğini anlatırken kar tanesi gibi deriz.
Kar eşittir beyaz.
Beyazda hata olmaz görülür.
Beyazda yanlış olmaz bilinir.
Beyaz size gülümser.
Saftır temizdir ya size anlatacak çok şeyi de yoktur.
O açık ayan beyan ortadadır zaten. İstikrarı da çağrıştırır. Bence asil renk denilince beyazı da yanına hatta daha bir üstüne koymalıyız siyahın…

Sizlere desem ki; Gökyüzünün geniş ufukların, denizin, sınırsızlığın, uzak bakışlılığın, huzurun, rahatlatmanın, derin nefes almanın, ruhu zenginleştirmenin en güzel yolu hangi renkten geçer?

Hep birlikte ne dersiniz?
Mavi.
Evet, doğru mavi…
Böyle bir renktir mavi…
Kan akışını yavaşlattığından haberiniz var mı? Nazar boncuklarının ondan mavi olduğunu biliyor musunuz? Köprüler bile niye maviye boyanırmış hiç düşündünüz mü? Çünkü mutluluk rengi karamsarlığı yok edermiş de ondan.
Kimse intihar etmesin.
Maviyi görsün hayata gülümsesin…

Şimdi sözünü edeceğim renk farklı.
O sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği simgeliyormuş. Dünyadaki firmaların çoğu logolarında (ayırtmaç)onun rengini kullanıyorlarmış.
Çok karizmatik olduğu için özellikle erkekler lacivert takım elbiseler giyerlermiş.
İnandırıcı hissi de verirmiş.
Karşı taraf üzerinde başarılı ve güçlü bir imajda bırakırmış.
Rengin yaptıklarına bakın.

Şimdi size özellikle kadınların bayıldığı ihtişamı ve lüksü simgeleyen renkten yani mor renginden söz edeceğim. Diyorlar ki;
Tarih, yüksek sınıfların, sarayların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydedermiş.
Ayrıca Nevrotik duyguları açığa çıkartırmış bu da ne yapıyormuş, insanların bilinçaltını korkuttuğunu tespit etmişler.
Allah – Allah bakın bu rengin yaptıklarına!

Renkler nasıl insan üzerinde bu kadar etkililer diye sormayın çünkü öyle renkler etkilidir.
Renkler hareketlendirir insanı, kimi zaman coşturur kimi zaman ağlatır, mutlu eder, hüznü ile sarar, sizi yalnız bırakmaz her hali ile size onunla olmasını sağlatır.

Çok karamsar olduk bu son yazdıklarımızla şimdide içimizi açacak, neşeyi simgeleyecek, şirinliği ile bize kendini sevdirecek asl olan sevgiyi içinde barındıracak bir renkten söz etmek istiyorum.

Pembeden. Dünyaya pembe gözlüklerle mi bakıyorsun denir çok mutlu neşeli güzel bakan düşünen birine…
O şaşırır mutlaka pembe uyum rengidir de aynı zamanda!
Pembe gonca rengidir.
Tazeliği, gençliği hatta bebekliği simgeler.
Kız çocuğun olursa pembe alırsın her şeyi.
Pembe gülümsetir çünkü mutlu eder.
Huzurlu yaşamayı sağlar.
Renge ve getirilerine bakın Allah Aşkına…

Şimdi sıra zekâya geldi.
Yaşamda en önemli unsur! Zekâ – Zeki – akil – akıllı… Tabi zekânın yanında incelik, pratiklikte eklenince tadına doyum olmaz. Göz kamaştırır.
Bu müthiş rengin adamı ne?
Ne olacak Sarı…
Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan anlamı olduğunu yazıyorlar ve anlatıyorlar.
Ayrıca gençliğin ve dikkat çekiciliğinden dolayı dünyada taksiler sarı renkteymiş.
Hep düşünürdüm niye her yerde taksiler sarı diye.
Vay canına…
Tabi bunun yanı sıra bir de hüzünlü tarafı vardır sarının. Bizlerde özellikle bayanlar sarının hüzün kısmını daha iyi biliriz. Sarı bize yerlere dökülmüş, tonlarının çeşitliliğini kahve ve birazda kalmış yeşil ile karışmış özünde sararmış sonbahar yapraklarını hatırlattığından biliriz. Sonbahar hazandır, hüzündür ama çok da güzeldir. Sanatçılar ağaçların süslediği bir yolda dökülmüş hazan yapraklarının yağlı boya tablolarını yapmaktan büyük keyif alırlar.
Bu da şaşırtmaz mı düşününce…
Hazan ve huzur – hüzün ve güzellik…
Renkler böyledir işte ne yapacakları, ne yaptıkları bilinmez.

Şimdi sıra hayallerden gerçeklere dönmeye geldi.
Plan yapmalı belirli bir sistem dâhilinde hareket etmeliyiz.
Bunun için hangi renge ihtiyacımız var.
Tabiki kahverengine…
Kahverenginin bir tılsımı daha varmış biliyor musunuz? İnsanları hızlandırıyormuş.
Mesela yavaş - yavaş yapacağınız herhangi bir şeyde;
Bu bir yürüyüş bir alışveriş ya da bitirmesi gereken dosyalarınız olabilir.
Beyazlar içinde iken oldukça yavaşsınız, ortam değişiyor her taraf kahverengi hatta giysileriniz bile değişiyor, tabi bunu denemek içinde yapıyorsanız abartı şeklinde kahverengine bulanış oluyorsunuz.
Biranda bakıyorsunuz ki hızlanmışsınız.
Hem de ne hızlanmak. Koşuyorsunuz.
İş bitirici hale gelmişsiniz.

Kadınlar kendilerini en zayıf gösteren rengin siyah olduğunu yıllardır bilirler öyle sanırlarmış.
Hâlbuki bu kahverengi renkten sonra gelen kadın vücudu daraltma operasyonuymuş.
Nasıl operasyon derseniz göz aldatması operasyonu derim.
Evet, yanlış anlamadınız.
Kahverengi insanı daha zayıf gösterirmiş. Nedeni belki de bir bilenin dediği gibi kahverengi giyenler kalabalıkta daha zor fark edilirler.
Bundandır şüphesiz tam belirlenmeyip ince görünmek.

Sizlere bütün renkleri anlatmaya kalksam sanıyorum sayfalar yetmez.
Ana renklerle yetinmemiz gerekir.
Dünyada ne kadar renk var diye merak ettim.
Bakın bir yerde ne yazıyor aynen aktarıyorum.

“Bu soruya verilecek en doğru yanıt ‘sonsuz’dur. Bilim adamları tarafından yapılan araştırmalarda insan gözünün 1000 düzeyde siyah,
100 düzeyde kırmızı-yeşil ve
100 düzeyde sarı-mavi tonlarını gördüğü tespit edilmiştir.
Bunun anlamı gözümüzün göreceği toplam renk sayısının
1000 x 100 x 100 = 10.000.000 (10 milyon) olduğudur.
Bununla birlikte bir bilgisayar
16,8 milyon renkten yararlanarak resimleri gösterir.
Bununla birlikte yanıt bu kadar kolay değildir.
Çünkü renklerin algılanışı görme şartları ile doğrudan etkilidir.
Bunların başında ışığın rengi, ışığın miktarı ve çevredeki diğer renkler gelir.
Buna ilaveten renkler farklı yüzeylerde ve farklı ışık kaynaklarında farklı görünür.
Yani en az 10 milyon rengi görebildiğimize ve çevresel şartların sonsuz şekilde değiştiğini bildiğimize göre doğru yanıt sonsuz olacaktır.”

Renkler hayatımızın içindeki Tanrının bize hediyelerinden biri.

Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder