Tılsımlı Gömlekler - Şehzade Gömlekleri
nazanss.blogspot.com
Şehzade
gömleklerini bilir misiniz?
Özel
olduklarını, sihirlerinin olduğunu, tılsımlarla bezendiğini, dualarla
okunduğunu, merasimlerle giyinildiğini bilir misiniz?
Tılsımlı
gömleklerin şifrelerinin olduğunu da duydunuz mu?
Ben
duydum. Evet, bu gömleklerin şifreleri varmış.
Topkapı
Şifresi
Kitabını
yazmak için tabiri caizse defalarca Topkapı Sarayına gittiğim için orada
gördüklerim her seferinde beni şaşkınlığa terk ettiği için bende o zaman
öğrendim.
Bir
zamanlar duymuştum ama kulağımın dibinden teyet geçmiş olmalı ki bende kalıcı
bir iz bırakmamış. Meğerse kalıcı iz bırakması lazımmış.
Bakın
önce bildiklerimi bir paylaşayım sonrada devam ederiz.
Tılsımlı
sultan gömlekleri, ayet ve duaları tespit eden bir âlim,
İşe
başlamak için eşref saatini hesaplayan müneccim ve sonunda gömleği bezeyen
nakkaşların ortak ürünü.
Kumaşlar
çoğunlukla o zamanki adıyla ‘tonguzlu’ olan Denizli’den saraya getiriliyor.
Denizli’nin
kaliteli pamuğundan dokunan bezler, iç giyimi olarak tasarlanan tılsımlı
gömlekler için bire bir.
Hattatların
kâğıdı terbiye etmek için kullandığı ‘aharlama’ yöntemiyle yazıya elverişli
hale getirilen kumaşlar, nakkaşlar atölyesinde işlenmiş.
Bir
gömlek üzerinde 3–4 yıl uğraşan hattatlar için meçhul kahramanlar yakıştırması
yerinde olur; Çünkü gömleklerin pek azında kimin tarafından yapıldığı yazılı.
Gömleklerin
üzerine celi, sülüs, kufi yazıyla işlenen ayetler ve dualar kare, yıldız gibi
geometrik şekillerin ya da Kadem-i Saadet, Süleyman mührü, Zülfikar, lale gibi
anlamlı motiflerin içine yazılmış.
15
– 20. yy arasında hazırlanan padişah giysilerini içeren saray koleksiyonun da
peygamber efendimizin nübüvvet mührü, hilye-i şerif ve O’nun için yazılan
kaside-i bürde’yle bezenmiş 4 gömlek yer alıyor ancak diğer gömlekler üzerinde
de yine peygamberimize ait Kadem-i Saadet ve Nalın-ı Saadet motifleri
kullanılmış.
Tılsımlı
gömlekler üzerinde iki motif ise Hz. Ali’nin ucu çatallı kılıcı ‘Zülfikar’ ve
çoğunlukla Musevi inancı ile bağdaştırılan Süleyman mührü, gömleklerde Süleyman
mührünün saltanatın ebediyetini temsilen kullanıldığını ve Allah, Hz. Muhammed
ve Hz. Ali isimlerinin çoğunlukla bir arada anıldığı tespit olunmuş.
Ben
her yazımda söylüyorum. Ben bilinmeyenlere karşı çok ilgiliyim. Bilinenler
zaten kolay. Tılsımlı gömlekler. Nedir bunlar dedik. Yukarıda yazılanları
okuduk. Biraz daha bilgi edinmek istedim. Ciddi derede önemli bir konu çünkü…
Hatta gazeteci arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye göre dünyanın birçok yerindeki
ilim adamları da şimdi bu gömleklerin şifresini öğrenmek istiyorlarmış. Onlar
öğrenmeden bizlerin öğrenmesi lazım.
Gömleklere
şifreler işlenmiş. Ya da işleniyormuş! İyide hangi şifreler ya da neyin
şifreleri? Hatta uzmanlar bu şifrelerin Osmanlı tarihine ışık tutacağını
söylüyorlarmış. Demek ki bu kadar önemli…
Biz
bu gömleklerin Osmanlı Padişahlarının özellikle savaşa giderken özel olarak
hazırlatıp giydiklerini biliyoruz. Onlar savaşta bu gömleklerin galip gelmek
için, nazarlardan korumak için, şifalar vermesi için giyiniyorlarmış ve adına
da açıkça tılsımlı gömlekler deniliyormuş.
Demek
ki tılsımlı, demek ki bu işin içinde bir iş var.
Topkapı
sarayına gittiğimde çok uzun uzadıya inceledim bu gömlekleri üzerinde Piri
Reisin haritası gibi anlayamadığım bir sürü şekiller, çizimler yazılar
semboller, işaretler var. İnsanın inanın ki abartmıyorum aklı almıyor.
Üstelik
işleme de değil dokuma nasıl olur diyorsunuz şaşkın ve afallamış incelerken.
Bakın
mesela; Kumaşlar 8 bin çözgü ipiyle dokunuluyormuş.
Şimdi
ben bunun ne olduğunu biliyorum desem yalan olur. Ama yazanlar bunun imkânsız
olduklarını bildiklerinden üstelik kelimesi ile başlayan ve çözümlenemeyen
ifadesini de bu 8 bin çözgü için kullanıyorlarsa bunda mutlaka bir sır var
demektir.
İyide
bunun şifrelerini bilemeyiz nasıl olsa.
Peki,
bunların dokuma tekniği nedir desek onu da bilen yok. Bunun bir formülü olması
lazım bilen yok.
Tılsımlı
gömleklerin ayetlerle dualarla işlenmiş olduğunu biliyoruz o kadar.
Sonra?
Bakın
ilk başta ortak çalışmaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bir
âlim, bir nakkaş bir de müneccimle başlanıyor. Olabilir mi böyle bir şey sizin
aklınız alıyor mu?
Benim
almıyor.
Devam
ediyorum.
Yukarıda
yazdıklarım aslında ama benim aklımın almadıkları olduğundan da tekrarlarım.
Hele
bir de eşref saati var ki anlayan beri gelsin. Nedir eşref saati ne için
gereklidir?
Ben
şimdi bunları da bir öğreneyim kimdir ne yaparlar;
Eşref saati nedir; bir işe başlamanın uğurlu ve
uygun zamanını, bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman. İş görecek kimsenin ters davranmayarak,
güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman…
Nakkaş; renkli resim ve tezyinat yapan
sanatkârlara verilen ad. Ressamlara, minyatürcülere, genellikle duvar resmi
yapan ustalara, süsleme sanatkârlarına verilen isim.
Müneccim;
yıldızların
durumuna bakarak, insanların geleceklerine dair
habaer veren kişi.
Müneccimlik eski çağdan tarih öncesi dönemden kalmadır, insan ile doğa insan
ile kendi soydaşları arasında kurulan gizli güçlere dayanan bir bağlantıdır.
Bunları okuduktan sonra, herkesin
bir tılsımlı gömleği olsa, her tür kötülükten korusa diye düşünmekten insan
kendini alamıyor.
Yolunuz Topkapı Sarayına düşerse
mutlaka Tılsımlı Gömlekleri görün, eminim benim kadar şaşkın ama bir kadar da
hayran kalacaksınız.
Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder