28 Ekim 2017 Cumartesi



Roma İmparatorluğu


nazanss.blogspot.com

İlk başta küçük olan Roma Devleti; M.Ö. 200 de Batı Akdeniz’e M.Ö. 168 de bu defa Doğu Akdeniz’e egemen olurken dönemin ‘dünya devleti’ oldu.



Roma İmparatorluğu bizleri fazlası ile ilgilendiren bir imparatorluktur.
Batı roma İmparatorluğu birçok saldırılardan sonra yıkılmış, Doğu Roma İmparatorluğu ya da bizlerin bildiği şekli ile Bizans İmparatorluğu Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alması ile sona ermiştir.
Çok uzun süre egemen olmuş bir İmparatorluk olan Roma İmparatorluğu tarih sayfalarında adını çok yerlere yazdırmıştır.

Çok önemli komutanları, imparatorları olan bu kuruluşun fethettiği her yerde tarihi kalıntıları günüme kadar gelmiştir.

Ben her yazımda söylerim.
Ciddi bir İstanbul aşığıyım.
Tarihe de sevdalı olduğum için.
Tarihi yerleri gezmeyi, araştırmayı seviyorum.
İstanbul’da o kadar çok bizans kalıntısı varki. Bizans diyince aklımıza direk Roma İmparatorluğu geldiği için, Türkiye’nin birçok yerinde Roma İmparatorluğu kalıntılarını gördüğümden bu İmparatorluğun büyüklüğüne hep şaşırmışımdır.

İtalya’ya çok defalar gittim demem gerek. Gerçekten çok gittim. Nerede ise bütün şehirlerini bilirim. Venedik en sıklıkta gittiğim şehridir.

İtalya’da özellikle ilk gittiğim zamanlarda beni heykeller tutar.
Tabi şaşırdınız değil mi?
Heykeller nasıl tutar? İnanın tutuyor. Gemi tutmuş gibi, tren, otobüs, uçak tutmuş gibi tutar. Gece yattığımda sanki hepsi uzaklardan hızlanırlar yüzüme doğu gelirler ve bana çarpacakmış gibi olurlar. Bunun tıbbi adı değildir muhakkak ki tutma ama aynen bu duyguları hissederim.
Nedeni her yer tarihtir.
Heykeller sadece meydanlarda değildir.
Evlerin duvarlarında, çatılarında, bahçelerinde vardır. Her yerde görebilirsiniz. Her taraf sanat eserleri ile çevrilidir. Nereye bakacağınızı bilemezsiniz. O kadar muhteşem binalar görürsünüz ki şaşarsınız. Hepsi tarih sayfalarından fırlamış sanırsınız ama onlardır tarih sayfalarında resmedilenler.
İtalya’yı severim.
Roma farklı bir yer.
Nasıl anlatılır işte burada durmak derin bir soluk almak gerekir. Bir tarih hazinesi daha! Benim gibi tarih tiryakisinin orada olduğundaki sevincini siz tahmin edin artık. Yüzlerce resim çekmek benim vazgeçemediğim bir eylem. Resimler, kitaplar, broşürler…
Tabi bu kadar zenginliğin içinde benim başım döner.

İtalya ile ilgili anlatılacak çok şeyler var ama sıraya koydum, fırsat geçtikçe anlatacağım.
Tarihinden, sanatından söz edeceğim. Mitolojiden de bahsedeceğim… Araba yarışlarından Gladyatör’lerden, Rönesans’tan, önemli sanatçılardan… Her şeyden!

Bu gün yazımda Roma İmparatorluğunu anlatmak ve bazı yerlerden okuduklarımı aktarmak istiyorum…

Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde MÖ 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan antik Roma devletidir.

M.Ö 4 yüzyıl ortalarından sonra kararlı bir biçimde büyümeye başlayan Roma Devleti Büyük İskender İmparatorluğu’nun parçalanışı sürecinde Roma Devleti bütün İtalya’yı tek bir siyasal çatı altında toplamayı başarır.

Daha sonra bütün Anadolu da dâhil Akdeniz çevresini ele geçirip Atlantikten Fırat’a kadar tarihte ilk ve son defa siyasi bir mekân birliği kurarken aynı zamanda Akdeniz havzasında yine ilk defa bir dil ve kültür birliğinide gerçekleştiriyordu...

Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı.

Batı kısmı (Batı Roma İmparatorluğu) 476 yılında Kavimler Göçü'nde Avrupa'ya gelen kuzey kavimlerinin saldırıları sonucunda yıkılmıştır.
Doğu kısmı da varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı İmparatorluğu Padişahı II. Mehmet'in İstanbul'u fethine kadar sürdürmüştür...

"Roma İmparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçe'sidir. Bu deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında kullanılmaktadır. Roma İmparatorluğu Avrupa'nın Romalıların egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir.

Aslında Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden çok önce başlamıştı.

Augustus'un otokrasisinden yüzyıllar önce Roma (Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti) zaten İtalyan Yarımadası'nı aşmış, önemli rakiplerini yenilgiye uğratmıştı.

Augustus'un reformları Roma devletini bir imparatorluğa çevirmiş, 3. yüzyılın sonlarındaki Diokletian reformuna kadar sistem büyük oranda değişmeden devam etmiştir.

Diokletian reformu imparatorluğu tetrarşiye dönüştürmüştür.
Her ne kadar Diokletian'ın sunduğu politik sistem kısa bir süre boyunca varlığını korusa da, imparatorluğun ikiye bölünmesine yol açmıştır. Bu da Roma'nın egemenliğinin iki yüzyıl daha boyunca, Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak sürdürmesine olanak sağlamıştır.

Augustus'tan Batı imparatorluğunun çöküşüne kadar Roma Batı Avrasya'da egemen olmuş, nüfusun yarısını barındırmıştır.

Principatus Augustus'un iktidara gelmesinden Üçüncü Yüzyıl Krizi'ne kadarki dönemi, Dominatus ise Diocletianus'tan batı imparatorluğunun yıkılışına kadarki dönemi kapsar.


Bir başka İtalya anlatısana kadar sağlıkla kalın…


Nazan Şara Şatana

nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder