Roma İmparatorluğu
nazanss.blogspot.com
İlk başta küçük olan Roma Devleti;
M.Ö. 200 de Batı Akdeniz’e M.Ö. 168 de bu defa Doğu Akdeniz’e egemen olurken
dönemin ‘dünya devleti’ oldu.
Roma
İmparatorluğu bizleri fazlası ile ilgilendiren bir imparatorluktur.
Batı
roma İmparatorluğu birçok saldırılardan sonra yıkılmış, Doğu Roma İmparatorluğu
ya da bizlerin bildiği şekli ile Bizans İmparatorluğu Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’u alması ile sona ermiştir.
Çok
uzun süre egemen olmuş bir İmparatorluk olan Roma İmparatorluğu tarih
sayfalarında adını çok yerlere yazdırmıştır.
Çok
önemli komutanları, imparatorları olan bu kuruluşun fethettiği her yerde tarihi
kalıntıları günüme kadar gelmiştir.
Ben
her yazımda söylerim.
Ciddi
bir İstanbul aşığıyım.
Tarihe
de sevdalı olduğum için.
Tarihi
yerleri gezmeyi, araştırmayı seviyorum.
İstanbul’da
o kadar çok bizans kalıntısı varki. Bizans diyince aklımıza direk Roma
İmparatorluğu geldiği için, Türkiye’nin birçok yerinde Roma İmparatorluğu
kalıntılarını gördüğümden bu İmparatorluğun büyüklüğüne hep şaşırmışımdır.
İtalya’ya
çok defalar gittim demem gerek. Gerçekten çok gittim. Nerede ise bütün
şehirlerini bilirim. Venedik en sıklıkta gittiğim şehridir.
İtalya’da
özellikle ilk gittiğim zamanlarda beni heykeller tutar.
Tabi
şaşırdınız değil mi?
Heykeller
nasıl tutar? İnanın tutuyor. Gemi tutmuş gibi, tren, otobüs, uçak tutmuş gibi
tutar. Gece yattığımda sanki hepsi uzaklardan hızlanırlar yüzüme doğu gelirler
ve bana çarpacakmış gibi olurlar. Bunun tıbbi adı değildir muhakkak ki tutma
ama aynen bu duyguları hissederim.
Nedeni
her yer tarihtir.
Heykeller
sadece meydanlarda değildir.
Evlerin
duvarlarında, çatılarında, bahçelerinde vardır. Her yerde görebilirsiniz. Her
taraf sanat eserleri ile çevrilidir. Nereye bakacağınızı bilemezsiniz. O kadar
muhteşem binalar görürsünüz ki şaşarsınız. Hepsi tarih sayfalarından fırlamış
sanırsınız ama onlardır tarih sayfalarında resmedilenler.
İtalya’yı
severim.
Roma
farklı bir yer.
Nasıl
anlatılır işte burada durmak derin bir soluk almak gerekir. Bir tarih hazinesi
daha! Benim gibi tarih tiryakisinin orada olduğundaki sevincini siz tahmin edin
artık. Yüzlerce resim çekmek benim vazgeçemediğim bir eylem. Resimler,
kitaplar, broşürler…
Tabi
bu kadar zenginliğin içinde benim başım döner.
İtalya
ile ilgili anlatılacak çok şeyler var ama sıraya koydum, fırsat geçtikçe
anlatacağım.
Tarihinden,
sanatından söz edeceğim. Mitolojiden de bahsedeceğim… Araba yarışlarından Gladyatör’lerden, Rönesans’tan, önemli
sanatçılardan… Her şeyden!
Bu gün
yazımda Roma İmparatorluğunu anlatmak ve bazı yerlerden okuduklarımı aktarmak
istiyorum…
Roma Cumhuriyeti'nin Augustus
liderliğinde MÖ 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan antik Roma devletidir.
M.Ö
4 yüzyıl ortalarından sonra kararlı bir biçimde büyümeye başlayan Roma Devleti Büyük
İskender İmparatorluğu’nun parçalanışı sürecinde Roma Devleti bütün İtalya’yı
tek bir siyasal çatı altında toplamayı başarır.
Daha
sonra bütün Anadolu da dâhil Akdeniz çevresini ele geçirip Atlantikten Fırat’a
kadar tarihte ilk ve son defa siyasi bir mekân birliği kurarken aynı zamanda
Akdeniz havzasında yine ilk defa bir dil ve kültür birliğinide
gerçekleştiriyordu...
Uzun
yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra 395
tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı.
Batı
kısmı (Batı
Roma İmparatorluğu) 476 yılında Kavimler Göçü'nde Avrupa'ya gelen kuzey
kavimlerinin saldırıları sonucunda yıkılmıştır.
Doğu
kısmı da varlığını Doğu
Roma İmparatorluğu veya Bizans
İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı
İmparatorluğu Padişahı II. Mehmet'in İstanbul'u
fethine kadar sürdürmüştür...
"Roma
İmparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçe'sidir. Bu
deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında
kullanılmaktadır. Roma İmparatorluğu Avrupa'nın Romalıların
egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir.
Aslında
Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden
çok önce başlamıştı.
Augustus'un otokrasisinden yüzyıllar önce Roma (Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti) zaten İtalyan Yarımadası'nı aşmış, önemli
rakiplerini yenilgiye uğratmıştı.
Augustus'un
reformları Roma devletini bir imparatorluğa çevirmiş, 3. yüzyılın sonlarındaki Diokletian reformuna kadar sistem büyük oranda değişmeden devam etmiştir.
Diokletian
reformu imparatorluğu tetrarşiye dönüştürmüştür.
Her
ne kadar Diokletian'ın sunduğu politik sistem kısa bir süre boyunca varlığını
korusa da, imparatorluğun ikiye bölünmesine yol açmıştır. Bu da Roma'nın
egemenliğinin iki yüzyıl daha boyunca, Doğu ve Batı
Roma İmparatorluğu olarak sürdürmesine
olanak sağlamıştır.
Augustus'tan
Batı
imparatorluğunun çöküşüne kadar
Roma Batı Avrasya'da egemen
olmuş, nüfusun yarısını barındırmıştır.
Principatus Augustus'un iktidara gelmesinden Üçüncü
Yüzyıl Krizi'ne kadarki dönemi, Dominatus
ise Diocletianus'tan batı imparatorluğunun yıkılışına kadarki dönemi kapsar.
Bir
başka İtalya anlatısana kadar sağlıkla kalın…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder