Büyüklerinizin
Elini Sıkı Sıkı Tutun
Sakın
Bırakmayın.
nazanss.blogspot.com
Bir anne
kelimesi ne kadar büyük ne kadar kutsalsa birde ilavesi olan baba ile ne kadar
kutsanıyor düşünsenize.
Bakın
anneanne.
Anne.
Cennet
anaların ayakları altındadır deniliyorsa; anneanne derken biraz durup
düşüneceksiniz.
Ben
annemi ve babamı çok ama çok genç yaşımda kaybettim.
Dünyanın
en büyük hazineleri benim için zamansız gittiler.
Her
anlamda yoksun ve fakir kaldım.
Aileme
sıkıca sarıldım.
Benim
ailem önemliydi.
Biz
bizeydik.
Benim
ailemdi.
Artık
annem yoktu.
Artık
babam yoktu.
Biz
vardık.
Biz
vardık da bizden büyükler hep vardı.
Arkadaşlarımın
anneleri vardı, babaları vardı.
Ve
zaman – zaman onların var oluşlarının ne kadar büyük bir kıymet olduğunu
bilmedikleri gibi onlardan şikâyet ediyorlardı.
Evet,
annesi şöyle yapmışta babası da böyle demiş.
Yapsın
ne olur.
Desin
ne olur.
O
senin annen.
Sağ
yaşıyor.
Onu
görüyorsun, onunla konuşuyorsun.
Onunla
gülüyorsun bazen hüzünleniyorsun ağlıyorsun. Ama istediğin zaman ona
sarılabiliyor, kucaklayabiliyor koklayabiliyorsun.
Çünkü
onlar var.
Sen
ona şükretmiyorsun birde onları ihmal ediyorsun. Ben bunlara inanamıyorum.
Yakınlarıma
en yakınlarıma soruyorum. Anneni aradın mı? Ararım. Ara. Ararım. Aradığında bulamayabilirsin.
Ama onlar her aradıklarında o yaşlanmış insanları bulabileceklerini sanıyorlar
ne garip.
Bir
gün bulamayacaklar.
Bazıları
onlara değer vermiyor.
Onların
aklı ermez diyor kusura bakmayın burada bunu söylemek zorundayım.
Neye
ermez? Onların aklı erdiği için sen bu gün bu durumdasın.
Onların
aklı erdiği için seni okuttular, sana hayatlarını verdiler hatta hala sana
vermek için gözünün içine bakıyorlar.
Senden
bir şey istemiyorlar tek dertleri sensin.
Seni
görmek istiyorlar, sana bakmak sana dokunmak seni koklamak.
Oğlummm…
Ya
da Kızımmm demek istiyorlar.
Niye
istiyorlar biliyor musunuz?
Onlar
sizi seviyorlar.
Sizde
onları sevsenize...
Onlar
sizin anneniz onlar sizin babanız.
Tarihçiler
derler ki; Din adamları derler ki, bilirkişiler derler ki;
“Kalabalık aileler içinde yetişen çocuklarda daha
az ruh sağlığı bozukluğu görülüyor.”
Tamam,
işte budur.
Babaannenin
bir toruna verdiği o sıcak sıcacık duyguyu siz veremezsiniz ki.
İsteseniz
de beceremezsiniz ki.
O
babaannedir.
Babanın
annesi.
Ne
kadar kutsal bir kelime...
Babaanne.
Bir
anne kelimesi ne kadar büyük ne kadar kutsalsa birde ilavesi olan baba ile ne
kadar kutsanıyor düşünsenize.
Bakın
anneanne.
Anne.
Cennet
anaların ayakları altındadır deniliyorsa; anneanne derken biraz durup
düşüneceksiniz.
Bir
torun anneannesine nasıl sarılır, nasıl onun yanaklarından öper.
Nasıl
onun yaptığı kurabiyeleri yer bilmiyorum.
Benimde
anneannem olmadı, benim çocuklarımda… Bilmiyorum.
Dede
bakın kelimenin güzelliğine.
İki
küçük hece iki minik seslenişteki zarifliğe bakın kaba harflerin bu kadar zarif
ses veresine ne diyorsunuz.
Büyük
baba.
Baba
derken durmanız gerekirken, gözünün içine bakmanız gerekirken; büyükbaba nasıl
denir, nasıl söylenir.
Varsa
büyük babanız sıkı - sıkı tutun çocuklar ellerini bırakmayın.
Varsa
babaanneniz neneniz, dedeniz anneanneniz sakın onları terk etmeyin.
Sakın
onların kokularından eksik büyümeyin. Varsa anneniniz hala sizin yanınızda
iseniz, cenneti dışarılarda aramayın.
Annenizin
ayaklarına kapanın cennet orada zaten…
Nazan Şara
Şatana
nazanss.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder