8 Ağustos 2017 Salı

Nazan Şara Şatana’nın
Topkapı Şifresi
Kitabından:

Fatih Sultan Mehmet kimdir?

Sonra Fatih Sultan Mehmet’i anlatan satırları okumaya başladı.
“Fatih Sultan Mehmet 29 Mart 1432'de Edirne'de doğdu. Babası Sultan İkinci Murad, annesi Hüma Hatun'dur.
—Fatih Sultan Mehmet, uzun boylu, dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemalarından birisiydi ve yedi yabancı dil bilirdi. Âlim, şair ve sanatkârları sık - sık toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları incelerdi.
—Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmet’in en çok değer verdiği âlimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmet, gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir komutan ve idareciydi. Yapacağı işlerle ilgili olarak en yakınlarına bile hiçbir şey söylemezdi.
—Fatih Sultan Mehmet okumayı çok severdi. Farsça ve Arapçaya çevrilmiş olan felsefi eserler okurdu. 1466 yılında Batlamyos Haritasını yeniden tercüme ettirip, haritadaki adları Arap harfleriyle yazdırdı. Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur onlara eserler yazdırırdı.
—Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmet yabancı ülkelerdeki büyük bilginleri İstanbul'a getirtirdi. Nitekim astronomi bilgini Ali Kuşçu kendi döneminde İstanbul'a geldi. Ünlü Ressam Bellini'yi de İstanbul'a davet ederek kendi resmini yaptırdı. Şair ve açık görüşlüydü.
—Fatih Sultan Mehmet 1481 yılına kadar hükümdarlık yaptı ve bizzat 25 sefere katıldı. Azim ve irade sahibiydi. Temkinli ve verdiği kararları kesinlikle uygulayan bir kişiliği vardı. Devlet yönetiminde oldukça sertti.
—Savaşlarda çok cesur olur, bozgunu önlemek için ileri atılarak askerleri savaşa teşvik ederdi. Üstün bir komutanlık özelliğine sahipti. Çok iyi teşkilatlanmış ordusunu savaşlarda en iyi şekilde kullandı. Yapacağı seferlerden en yakınlarını bile haberdar etmez ve bunların gizli kalmasına son derece özen gösterirdi.
—Topçuluğa gerekli önemi veren ilk padişahtır. Fatih’ten önce top, bütün dünyada sesiyle düşmanı ürkütmesi için kullanılırdı. Büyük kaleleri yerle bir edeceği ve meydan muharebelerinde önemli rol oynayacağı hiç düşünülememişti.
—Fatih bütün bunların akıl ederek o tarihe kadar görülmemiş sayı ve çapta top yapılmasına yöneldi. Topların balistik ve mukavemet hesaplarını kendisi yaptı. O devrin en ağır toplarını döktürdü. O zamana kadar ateşli silahların atış yaptıktan sonra soğuması beklenirdi.
—Fatih Sultan Mehmet, zeytinyağı döktürerek insanlık tarihinde ‘yağla makine soğutmasını’, havan topunun balistik hesaplarını yaparak, planını çizerek dik mermi yollu ilk silahı keşfetmiştir.

Yirmi yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmet, İstanbul'u fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı.

Hz. Muhammed’in (S.A.V) hadisi şerifinde müjdelediği İstanbul'un fethini gerçekleştiren büyük komutan olmayı da başaran Fatih Sultan Mehmet, yüksek yeteneği ve dehasıyla dost ve düşmanlarına gücünü kabul ettirmiş bir Türk hükümdarıydı.
Orta Çağ'ı kapatıp, Yeniçağ'ı açan Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u nasıl aldı?”
Fatihcanhan neşelenmişti.
“Oh be nihayet tam anlamı ile bu hikâyenin aslını öğreneceğim. Vay canına tek – tek yazılmış. Harika bu.”
Heyecanı daha da artmıştı.
İstanbul’un fethi
“İstanbul’un fetih hazırlıkları bir yıl önceden başlatıldı.
—Kuşatma için gerekli olan çok büyük toplar döktürüldü. 1452 yılında Boğaz’ın kontrolünü sağlamak için Rumelihisarı inşa edildi. 16 kadırgadan oluşan güçlü bir donanma oluşturuldu.
Asker sayısı iki kat arttırıldı. Bizans’ın yardım almasını engellemek için yardım yolları kontrol altına alındı. Ceneviz’lilerin elinde bulunan Galata’nın da savaş esnasında tarafsız kalması sağlandı. 2 Nisan 1453 tarihinde ilk Osmanlı öncü kuvvetleri İstanbul önlerinde görüldü.
Böylece kuşatma başladı.
Fetihin kronolojisi şu şekildedir;
—Altı Nisan 1453: Fatih Sultan Mehmet otağı Konstantinopolis önlerinde, St. Romanüs Kapısı (Şimdiki Topkapı) önüne kuruldu.
Aynı gün şehir, Haliç’ten Marmara’ya kadar kuşatıldı. 6–7 Nisan 1453: İlk top atışları başladı.
—Edirnekapı yakınındaki surların bir kısmı yıkıldı. 9 Nisan 1453, Baltaoğlu Süleyman Bey Haliç’e girmek için ilk saldırıyı yaptı.
9–10 Nisan 1453, Boğazdaki surların bir bölümü ele geçti. Baltaoğlu Süleyman Bey Prens adalarını ele geçirdi. 11 Nisan 1453, Büyük surlar dövülmeye başlandı. Yer - yer gedikler açıldı. Sürekli dövülen surlarda tahribat önemli boyutlara ulaştı. 12 Nisan 1453, Donanma Haliç’i koruyan gemilere saldırdı fakat Hıristiyan gemilerinin üstün gelmesi Osmanlı ordusunda moral bozukluğuna yol açtı.
—Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine havan topları ile Haliç’teki gemiler dövülmeye başlandı ve bir kadırga batırıldı. Sadrazam Çandarlı Halil Paşanın desteğiyle bu öneri reddedilerek, kuşatmaya ve surların büyük toplarla dövülmesine devam edildi. Bütün bu bozgun havası içinde Fatih Sultan Mehmet’e şeyhi ve hocası Akşemseddin’in fetih müjdesi mektubu geldi. Fatih Sultan Mehmet bu manevi desteğin de etkisiyle bir yandan saldırıyı şiddetlendirirken, öte yandan herkesi şaşırtan yeni girişimlerde bulundu.
—Dolmabahçe’de demirlenen donanma karadan Haliç’e indirilecekti.
22 Nisan 1453, Sabahın erken saatlerinde Hıristiyanlar, Fatih Sultan Mehmet’in inanılmaz azminin Haliç sırtlarında, karada seyrettiği gemileri hayret ve korkuyla gördüler. Öküzlerle çekilen 70 kadar gemi yüzlerce gemi tarafından halatlarla dengeleniyor ve kızaklar üzerinde ilerliyordu.
—Öğleden sonra gemiler artık Haliç’e inmişlerdi.
Türk donanmasının umulmadık biçimde Haliç’te görünmesi Bizans üzerinde büyük bir olumsuz tesir yaptı. Bu arada Bizans kuvvetlerinin bir kısmı Haliç surlarını savunmaya başladığı için, kara surlarının savunması zayıfladı. 28 Nisan 1453, Haliç’teki gemi yakma girişimi yoğun top ateşiyle engellendi. Ayvansaray ile Sütlüce arasına köprü kuruldu ve buradan Haliç surlarında ateş altına alındı.
—Deniz boyu surlarında tamamı kuşatıldı. İmparatora Ceneviz’liler aracılığıyla koşulsuz teslim önerisi iletildi.
Eğer teslim olunursa serbestçe istediği yere gidebilecek, halkın canı ve malı güvende olacaktı. İmparator bu teklifi kabul etmedi. 7 Mayıs 1453, 30.000 kişilik bir kuvvetle Bayrampaşa deresi üzerindeki surlara yapılan 3 saatlik saldırı sonuca ulaşamadı.
12 Mayıs 1453, Tekfur sarayı ile Edirnekapı arasında yapılan büyük saldırı püskürtüldü. On altı Mayıs 1453, Eğri kapı önüne kazılan lağımla Bizans’ın açtığı karşı lağım birleşti ve yeraltında şiddetli bir çarpışma oldu.
—Aynı gün Haliç’teki zincire yapılan saldırı da başarılı olamadı. Ertesi gün tekrar saldırıldı, yine sonuca ulaşılamadı.
—On sekiz Mayıs 1453, Hareketli ağaçtan bir kule ile Topkapı yönünden saldırıya geçildi.
Şiddetli çarpışmalar akşama kadar sürdü. Bizanslılar gece kuleyi yaktılar, doldurulan hendekleri boşalttılar. Sonraki günlerde surların yoğun top ateşiyle dövülmesi sürdürüldü. Yirmi beş Mayıs 1453, Fatih Sultan Mehmet, İmparatora İsfendiyar Beyoğlu İsmail Bey’i elçi göndererek son kez teslim olma teklifinde bulundu.
—Bu teklife göre imparator bütün malları ve hazinesiyle istediği yere gidebilecek, halktan isteyenlerde mallarını alıp gidebilecekler, kalanlar mal ve mülklerini koruyabileceklerdi. Bu teklif de reddedildi. 26 Mayıs 1453, Kuşatmanın kaldırılması, aksi durumda Macaristan’da Bizans lehine harekete geçmek zorunda kalacağı, ayrıca batı devletlerinin gönderildiği büyük bir donanmanın yaklaşmakta olduğu gibi söylentilerin artması üzerine Fatih Sultan Mehmet Savaş Meclisini topladı.
—Bu toplantıda, baştan beri kuşatmaya karşı olan Çaldarlı Halil Paşa ve taraftarları kuşatmayı kaldırılmasını savundular. Padişah ile birlikte lalası Zağanos Paşa, Hocası Akşemseddin, Molla Gürani ve Molla Hüsrev gibi zatlar buna şiddetle karşı çıktı. Saldırıya devam etme kararı alındı ve hazırlıkları yapma görevi Zağanos Paşaya verildi. Yirmi yedi Mayıs 1453, Genel saldırı orduya duyuruldu. 28 Mayıs 1453, Ordu, gününü ertesi gün yapılacak saldırılara hazırlanmak ve dinlenmekle geçirildi.
—Orduda, tam bir sessizlik hâkimdi. Fatih Sultan Mehmet safları dolaşarak askeri yüreklendirdi. İstanbul’da ise bir dini ayin düzenlendi, İstanbul Ayasofya’da herkesi savunmaya davet etti. Bu tören Bizans’ın son töreni oldu. 29 Mayıs 1453, Birlikler hücum için savaş düzenine girdiler. Fatih Sultan Mehmet sabaha karşı savaş emrini verdi. Konstantinopolis cephesinde askerler savaş düzenini alırken halk kiliselere doluştu. Osmanlı ordusu karadan ve denizden tekbirlerle ve davul sesleri ile son büyük saldırıya geçtiler.
—İlk saldırıyı hafif piyade kuvvetleri yaptı, ardından Anadolu askerleri saldırıya geçti. Surdaki gedikten içeriye giren 300 kadar Anadolu askeri şehit olunca, ardından Yeniçeriler saldırıya geçtiler yanlarına kadar gelen Fatih Sultan Mehmet’in yüreklendirmesiyle göğüs – göğüs’e çarpışmalar başladı.
—Surlara ilk Türk Bayrağını diken Ulubatlı Hasan bu arada şehit oldu. Belgrat kapıdan Yeniçerilerin içeri girmesi ve Edirnekapı’daki son direnişçileri ardından çevrilmeleri üzerine Bizans savunması çöktü. Askerleri tarafından yalnız bırakılan İmparator Sokak çatışmaları sırasında öldürüldü. Her yandan kente giren Türkler, Bizans savunmasını tümüyle kırdılar.
Fatih Sultan Mehmet öğleye doğru Topkapı’dan şehre girdi.
Doğruca Ayasofya ‘ya girerek burayı camiye çevirdi. (1127 sene kilise, 481 sene de cami olarak kullanılan Ayasofya, 1934'de müze haline getirildi.) Böylece bir çağ açılıp, bir çağ kapandı.
Otuz sene içinde tam yirmi beş seferi bizzat kendisi idare etti.
900.000 bin kilometrekare olan topraklarını 2.214.000 kilometrekareye çıkardı.
Fatih Sultan Mehmed, Venedikliler tarafından tertiplenen tam on dört suikasttan kurtuldu
Son suikasttan ise kurtulamadı. Venedikliler,  bu büyük hükümdarı, aslen bir Yahudi olan Maestro Jakopo isimli bir doktor vasıtasıyla zehirleterek öldürmeye muvaffak oldular. Tarihçi Babinger’e göre bu suikastçı Doktor, Yakup Paşa unvanı ile sarayın doktorları arasında bulunuyordu. 1481 Mayısının üçüncü günü yine bir sefere çıkmışken, Gebze'de ordugâhında Perşembe günü vefat etti.
Papa, Büyük Hakanın ölümünde tam üç gün üç gece bütün kiliselerin çanlarını çaldırtarak sevinç ayinleri yaptırdı.
Fatih 49 sene, bir ay, beş gün yaşadı.
İki imparatorluk, dört krallık ve on bir prenslik yıkan büyük hükümdarın cenaze namazı Fatih Camiinde Şeyh Muslihiddin Mustafa Vefa Efendi Hazretleri kıldırdı. Türbesi Fatih Camii yanındadır.
Fatih, Müslüman Türk Milletine yapmış olduğu büyük hizmetlerle, dünyanın en büyük hükümdarlarından birisi olduğunu ispat etmiştir. İstanbul gibi, cihanın bir incisi olan, bu muhteşem beldeyi Türk Milletine kazandırmıştır.
Yapmış olduğu çalışmalar ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçekleştirmiştir.
Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi’ni 1470 senesinde tamamlamış, İstanbul'u fethettiği zaman 8 tane kiliseyi camiye çevirmiş, etrafındaki papaz odalarını da medrese yapmıştır.
Birçok Anadolu kasabasında da medreseler yaptırmıştır.
Hz. Eyyub EI - Ensari’nin kabri Fatih zamanında keşfedildi.”

Gözlerini kapattı.
Bir süre hiçbir hareket etmeden öylesine yattı.


Nazan Şara Şatana

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder