8 Ağustos 2017 Salı

Nazan Şara Şatana’nın
Topkapı Şifresi
Kitabından:


Hasan Sabbah

Rüzgarhan’ın vazgeçemediği göz ağrılarından Serfiraz’la birlikteydi.
Serfiraz’da bir asilzadeydi. Onunda soyu Osmanlı’ya gidiyordu. Onların da ataları çok ama çok uzun yıllar önce gelmiş buralara yerleşmişlerdi.
Rüzgarhan’la ilkokul zamanından beri yakındılar. Serfiraz belli çok âşıktı kardeşine ama Rüzgarhan’ın haberi yoktu. O bu güzel kızdan söz ederken hep bir kardeş edası ile konuşurdu.
“Ben neden kardeşimi her zaman Hassan Sabah’a benzetim? Rüzgarhan’ın çok vicdanlı olmasından mı kaynaklanır bu düşünce, yoksa çok adil olmasından mı bilmiyorum. Bildiğim onun çok ama çok duyarlı ve düzgün olduğu. O sağlam bir karaktere sahip. İnanıyorum ki o da gerektiğinde zalimlerin karşısında duracak kadar yürekli bir şehzade.”
Nereden aklına gelmişti. Hassan Sabbah’a kardeşini benzetmek! Hassan Sabah sevmek!
“Enteresan” dedi sakince…
Ona bu alışkanlık bu tutkunluk babasından miras kalmıştı. Babası ise ne çok severdi Hasan Sabah’ı! Çocukken bile onlara bazı müstesna gecelerde masallar anlatırdı. Masalın hep başrolünde bu adam bu muhteşem zatı muhterem olurdu. O Hasan Sabah sevdasına çocukluktan yakalanmıştı.
Daldı gitti. Babasını, Hassan Sabbah’ı mı düşündü bir süre. Sonra hatırladı babası hasan Sabah’ı nasıl anlatmıştı ona! .
‘Hasan Sabah öyle bir adamdı ki; Onun eşi benzeri yoktu. O zalimlerin, saltanat sahiplerinin korkulu rüyasıydı…’
Ne güzel anlatırdı onun hikâyelerini, Alamut kalesinden söz ederdi ve yaptıklarından. Kimlerin ondan korktuklarından bu gece bekçileri denilen örgütün başındaki Hasan sabah’ın nasıl bir adam olduğundan! Babasından öğrenmişti. Babası da kim bilir babası ile nice Hasan Sabah’lardan!
—Fakiri ezmeyeceksin.
—Kimseyi ezmeyeceksin.
—Kul hakkı almayacaksın.
—Beddua edilmeyecek sana.
—Sana edilen daima dua olacak.
Bunlar ne güzel sözlerdi. Babası ne kadar sık tekrarlardı. Sonra daldığı derinliklerden çıktı. Gençlere baktı.
“Ben şarabı başka bir zamana erteleyeyim. Gideyim artık. Sultan annemle bu gece uzun uzadıya oturmak istiyorum. Gençlerde beni hiç görmesinler…”
Öylede yaptı hesabını ödedi. Sessizce uzaklaştı. Dışarı çıktığında kâffenin bar kısmına baktı. Fark edilmemişti. Rahatladı…

Kitaptan bir alıntı...

Nazan Şara Şatana



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder