Nazan
Şara Şatana’nın
Topkapı
Şifresi
Kitabından:
Hasan
Sabbah
Rüzgarhan’ın
vazgeçemediği göz ağrılarından Serfiraz’la birlikteydi.
Serfiraz’da
bir asilzadeydi. Onunda soyu Osmanlı’ya gidiyordu. Onların da ataları çok ama
çok uzun yıllar önce gelmiş buralara yerleşmişlerdi.
Rüzgarhan’la
ilkokul zamanından beri yakındılar. Serfiraz belli çok âşıktı kardeşine ama
Rüzgarhan’ın haberi yoktu. O bu güzel kızdan söz ederken hep bir kardeş edası
ile konuşurdu.
“Ben
neden kardeşimi her zaman Hassan Sabah’a benzetim? Rüzgarhan’ın çok vicdanlı
olmasından mı kaynaklanır bu düşünce, yoksa çok adil olmasından mı bilmiyorum.
Bildiğim onun çok ama çok duyarlı ve düzgün olduğu. O sağlam bir karaktere
sahip. İnanıyorum ki o da gerektiğinde zalimlerin karşısında duracak kadar
yürekli bir şehzade.”
Nereden
aklına gelmişti. Hassan Sabbah’a kardeşini benzetmek! Hassan Sabah sevmek!
“Enteresan”
dedi sakince…
Ona
bu alışkanlık bu tutkunluk babasından miras kalmıştı. Babası ise ne çok severdi
Hasan Sabah’ı! Çocukken bile onlara bazı müstesna gecelerde masallar anlatırdı.
Masalın hep başrolünde bu adam bu muhteşem zatı muhterem olurdu. O Hasan Sabah
sevdasına çocukluktan yakalanmıştı.
Daldı
gitti. Babasını, Hassan Sabbah’ı mı düşündü bir süre. Sonra hatırladı babası
hasan Sabah’ı nasıl anlatmıştı ona! .
‘Hasan
Sabah öyle bir adamdı ki; Onun eşi benzeri yoktu. O zalimlerin, saltanat
sahiplerinin korkulu rüyasıydı…’
Ne
güzel anlatırdı onun hikâyelerini, Alamut kalesinden söz ederdi ve
yaptıklarından. Kimlerin ondan korktuklarından bu gece bekçileri denilen
örgütün başındaki Hasan sabah’ın nasıl bir adam olduğundan! Babasından
öğrenmişti. Babası da kim bilir babası ile nice Hasan Sabah’lardan!
—Fakiri
ezmeyeceksin.
—Kimseyi
ezmeyeceksin.
—Kul
hakkı almayacaksın.
—Beddua
edilmeyecek sana.
—Sana
edilen daima dua olacak.
Bunlar
ne güzel sözlerdi. Babası ne kadar sık tekrarlardı. Sonra daldığı
derinliklerden çıktı. Gençlere baktı.
“Ben
şarabı başka bir zamana erteleyeyim. Gideyim artık. Sultan annemle bu gece uzun
uzadıya oturmak istiyorum. Gençlerde beni hiç görmesinler…”
Öylede
yaptı hesabını ödedi. Sessizce uzaklaştı. Dışarı çıktığında kâffenin bar
kısmına baktı. Fark edilmemişti. Rahatladı…
Kitaptan
bir alıntı...
Nazan Şara
Şatana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder