26 Ağustos 2017 Cumartesi



Altın Elma (Turizm Oskarı) ödülü

ANTALYA KALEİÇİ

nazanss.blogspot.com




Kaleiçi’nde olduğum zamanlarda Antalya’da olduğumu bilirim. Oranın kendine özgü bir havası vardır.
Farklıdır.
Eski Kaleiçi sokakları, evleri, yol kenarında yan yana açılmış tezgâhları ile yerli ve yabancının uğrak verdiği bir yerdir.
Güzeldir, çok güzeldir.

Kaleiçi restorasyon çalışmalarından dolayı Turizm Bakanlığı 28 Nisan 1984 de FİJET tarafından Altın Elma (Turizm Oskarı) ödülü verilmiştir.

Antalya’nın dünyaca da tanınan bölgesi Kaleiçi adını yalın bir gerçekten, muhteşem Helenistik, Roma Bizans ve Selçuklulara ait surlarla çevrili olmasından almış.
Kaleiçi günümüzde, eğlence yerlerinin, pansiyonların, restoranların, hediyelik eşya satan dükkânların ve antika halı satan mağazaların bulunduğu bir turizm merkezi olmuştur.
Ayrıca Kaleiçi'nde bulunan tarihi camiler arasından en ünlüsü, Antalya'nın da simgesi olarak görülen Yivli Minare Camii'dir.


Uzun yıllar önce Antalya’ya taşındığımızda bana masalsı bir şehir gibi gelmişti, bu Akdeniz’in en güzel şehri. Palmiyeli caddeleri beni büyülemişti, denizi, çarşıları, insanları… Bana her şey yeniydi, enteresandı…
Bu şehri; daha öncelerde turist olarak geldiğimde, alıcı gözle bakmadığımdan olsa gerek! Taşındığımızda fark etmiştim. Ne kadar gariptir ki, Antalya’yı görür görmez sevmiştim. 

Sonra Kaleiçi’ne gitmiştik.
Kaleiçi beni çok etkilemişti.
Dar sokakları, pansiyonları, Osmanlı konaklarına benzeyen evleri, binaların altındaki turistik eşya satan küçük mağazaları, turistleri, eğlence yerleri…
Değişikti ve çok güzeldi.

Halada öyle tabi ben ilk izlenimlerimi anlatmak için böyle ifadeler kullanıyorum.
Yine Antalya’ya gittiğimde Kaleiçi’ne sıklıkla gidiyorum çünkü. Seviyorum oraları. Nasıl sevmem ki. Her tarafından tarih fışkırıyor…
Türkiye’nin bütün şehirlerini tek – tek incelediğinizde eski uygarlıkları görüyorsunuz.
İnanın Antalya için bu biraz daha farklı. Antalya’yı tanımaya çalıştığınızda; antik çağlardan, bu güne kadar yaşanmışlar çok ve çok değişik!

Antalya denilince aklımıza turizm geliyor ama Antalya denildiğinde akla gelebilecek diğer büyük değerde antik kentleri…

Bir turizmci ve bir yazar olarak bana çok hitap eden bir şehir. Oradan kopmama imkân yok, onun içinde zaten Antalya ve İstanbul’da ortak yaşıyorum…

Bu sıralar, yani turizmi bıraktıktan ve yazılarıma ağırlık verdikten sonra; yazları bir süre gelemiyorum.

Sıcak beni perişan ediyor o kadar.
Antalyalılar; bağlara, yaylalara gidiyorlar. Turistlerde zaten güneş, deniz ve kuma geldikleri için hiçbir problem olmuyor…
Antalya, Akdeniz’in incisi, Kaleiçi’mde Antalya’nın değerli bir taşı…
İsmini siz koyun ama mutlaka kıymetli bir taş olsun. 
Antalya'nın Murat Paşa ilçesi sınırları içerisinde yer alan deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent Merkezi’ne verilen isimdir.
Kaleiçi'nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir.

Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyal yönleri de farklı ve güzeldir.

Bence Antalya’da olmak bir ayrıcalık…


Nazan Şara Şatana
nazanss.blokspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder