24 Ağustos 2017 Perşembe

ARTEMİS, ORİON’A ÇOK ÂŞIK OLMUŞ.

nazanss.blogspot.com






Artemis ile Orion’un hikâyesini ilk dinlediğimde çok etkilenmiştim.
Sevdiğini başından vurmuş!
Kendi becerisini kardeşine ispat etmek için sevdiğinin ölümüne sebep olmuş.
Hazin bir hikâye…
Ben bu hikâyeyi zaman – zaman arkadaş toplantılarında anlatırım.
Hüzünlü ama değişiktir.
Burada Artemis ve Orion ile ilgili üç değişik hikâye görünce bunları da size aktarmak istedim…
İçinde AŞK olan her şey hüzünlü yâda değil, daima güzel oluyor.
Okunulası oluyor…

Artemis günün birinde uzun boylu iri yapılı fakat çok yakışıklı bir avcı olan Orion'u görerek ona âşık oldu.
Öyle ki bir zamanlar kendi kendine aldığı evlenmeme kararını bile unutup bu yakışıklı avcı ile evlenmek istedi.
Bu dev cüsseli mahlûkla evlenmesini uygun bulmuyordu.
Kız kardeşini vazgeçirmek için çok uğraştı ancak Artemis onu dinlemedi.
Kardeşinin Orion'a duyduğu sevginin ne kadar büyük olduğunu görünce de bunu kıskanmaya başladı.
Ne söylerse söylesin kardeşi Artemis'i vazgeçiremeyeceğini anlayınca hileye başvurarak Orion'u ortadan kaldırmaya karar verdi.

Bir gün Orion denize girmiş yüzüyordu.
Kıyıdan o kadar uzaklaşmıştı ki, başı kara küçük bir nokta gibi görünüyordu.
Apollon kız kardeşini yanına çağırdı, uzaktan görünen kara noktayı ona göstererek
"Oraya kadar okunu gönderebilir misin" dedi.
Artemis heyecanla yayını hazırlarken o kara noktanın sevdiği erkeğin kafası olabileceğinin nerden bilecekti ki.

Yayını çekti ve ok fırladı.
Çok iyi nişancı olan Artemis'in oku tam hedefi vurmuştu ve Artemis bilmeden sevdiği erkeği başından vurmuştu.
Bu ölüm onu çok üzdü günlerce bulutların ardına gizlendi gökyüzünde dolaşmaz geceleri yeryüzünü aydınlatmaz oldu.

Sonunda bir gün babasının yanına giderek ondan Orion'u bir takımyıldız olarak gökyüzüne çıkarmasını istedi.
Zeus ta kızının bu arzusunu yerine getirdi.

Farklı bir anlatım:
Mitolojiye göre Orion, deniz tanrısı Poseidon ve Girit kralı Minos’un kızı Euryale’nin oğludur.

Orion oldukça iri cüsseli, dev sayılabilecek bir yapıya sahiptir ve çok güzel bir yüzü vardır.
Babası Poseidon Orion’a deniz üzerinde yürüyebilme becerisi vermiştir.
Gökyüzünde Orion, bir elinde kırılmaz bir sopa, diğer elinde ise bir aslan derisi taşıyor olarak tasvir edilir.

Orion’un başı kadınlarla çok derde girmiştir.
Kral Oinopion’un (Şarap içici demek olan Oinopion, Dionysos ile Ariane’nin oğludur ve Sakız adası kralıdır. Adalılara kırmızı şarap yapmayı öğretmiştir) kızı Merope’ye kur yapmış, başarılı olamamıştır.
Ertesi gün fazla içki içerek sarhoş olmuş, bir hata yaparak Merope’ye saldırmaya kalkışmıştır.

Bunun sonucunda Kral Oinopion, Orion’un gözlerini kör etmiştir.

Daha sonra Orion, demir tanrısı Hephaistos’un çekiç seslerini dinleyerek ona ulaşmış ve ondan yardım istemiştir.

Hephaistos ona dünyanın doğusuna gitmesini ve doğan güneşin iyileştirici ışınları yüzüne vurunca gözlerinin yeniden göreceğini söyler.
Orion doğuya Lemnos adasına gider ve tekrar görme yeteneğini kazanır.

Mitolojiye göre Orion, bir akrep tarafından topuğundan sokularak öldürülmüştür.
Burada akrep, Scorpio (Akrep) takımyıldızı olarak bilinir.

Bazı öykülere göre akrep Yer tanrısı Gaia tarafından, bazılarında ise av ve Ay tanrıçası Artemis tarafından, yeryüzündeki hayvanların çoğunu avladığı için Orion’u öldürmek üzere yollanmıştır.

Başka bir masalda ise, Orion’un av tanrıçası Artemis’e karşı uygunsuz davranışlarda bulunur.

Bu yüzden akrebin, Artemis tarafından Orion’u öldürmesi için yollandığı söylenmektedir.

Orion ve Scorpio, gökyüzünde birbirlerine zıt yönlerde bulunurlar.

Biri doğarken biri batmaktadır. Bu sayede onların bir daha savaşmasının engellendiğine inanılır.

Orion, akrep tarafından zehirlendikten sonra sağlık tanrısı Asclepius (Gökyüzünde Ophiuchus takımyıldızı olarak bilinir) tarafından tekrar yaşama döndürülür.
Orion’un ölümü hakkında bir başka masal daha vardır.

Orion ve av tanrıçası Artemis evlenmek üzere nişanlanmışlardır.

Ancak Artemis’in erkek kardeşi Apollon bu evliliğe karşı çıkmaktadır.

Apollon, Artemis’e kötü bir oyun oynamıştır.

Artemis çok iyi bir okçudur.
Apollon bir gün Artemis’le denizde çok uzakta görünen bir karaltıyı vurup vuramadığı konusunda iddiaya girmiştir.
Artemis, tek atışta hedefi kolaylıkla vurmuştur.

Ancak, vurduğu hedefin nişanlısı Orion olduğunu öğrenince acı içinde kalmıştır.
Bu olaydan sonra Ay tanrıçası Artemis yaşama olan bağlılığını kaybetmiş ve içindeki acıyı dindirememiştir.

Bu nedenle, Ay bu kadar soğuk ve hayat içermeyen cansız bir yerdir.

Artemis, Orion’un bedenini gümüşten yapılmış Ay arabasına koyarak kendi elleriyle gökyüzüne taşımıştır.

Artemis nişanlısı Orion’un yıldızlarının, bulunduğu bölgedeki en parlak yıldızlar olması için özel olarak karanlık bir bölge seçmiştir.

Gökyüzü her zaman bizi etkiler.
Kim etkilenmez siyahların içinden parlayan, göz kırpan hareket eden yıldızlardan! Bu mümkün mü? Hayal ediniz lütfen; şehrin gürültüsünden, trafiğinden, negatif enerjisinden uzaklaşmışsınız, şanslı iseniz ananızdan, babanızdan belki de atalarınızdan kalma bir köyünüz vardır.

Oraya gitmişsiniz çimlere yâda damda hazırlanmış olan yataklara uzanmışsınız. Gökyüzünde sanki âlem var.

O zamana kadar fark etmediğiniz hareketliliği görürsünüz. Hayallere dalarsınız, olmazları düşünürsünüz. Birilerinin de sizin gibi kim bilir hangi yıldızdan bu ışıltılı âleme baktığını varsayarsınız.

Gündüzü başka gecesi başka güzeldir.
Yıldızlı geceleriniz olsun…


Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder