24 Ağustos 2017 Perşembe

BERENİS’İN SAÇLARI HANGİ YILDIZ KÜMESİNE DENİR?

nazanss.blogspot.com




Bütün hikâyelerden, anlatılardan, efsanelerden özellikle de mitolojiden mutlaka bir pay çıkartırım.
Kime? Derseniz, hepimize derim.
Kadınların eşlerine sevdaları dünya kuruldu kurulalı varmış.

Bütün aşk hikâyelerinde kadınların aşkları için yapamayacakları hiçbir şeyin olmadığını görürüz.
Bunu yazarken erkeklere özellikle o zamanın erkeklerine haksızlık yapmamam gerekir.
Onlarda aşkları için neler yapmışlar neler.
Ferhat Şirin için dağları delmemiş mi? Delmiş.
Bunun gibi birçok örnekler var…

Mitoloji ile olan sevdamızın neticesinde iki kitabım yayınlandı.
Zeus ve Aşkları
Herakles ve Kadınları
Üçüncü de bitti yayınlanacak.
O zamanlardan süre gelen bir alışkanlık edindim, mitoloji hikâyelerini takip ediyorum. Seviyorum.
Zaman – zaman sizlere de küçük de olsa bazılarını aktarmak istiyorum.

Hani günün yorgunluğunda, stresin de bir nefes alımlık molalar vardır ya, böyle bir mola gibi düşünün lütfen.

Biraz sizleri hayal dünyasının içine alacak, biraz kıssadan – hisse diye düşündürecek, bazen de:
“Vay canına gerçek olamayacak kadar güzel” deyip hayallere daldıracak anlatılar olacak bunlar…
Aşk sen nelere kadirsin!
Aşkların da dününü ve bugününü var, ne garip değil mi?
Çok önemli bir olay daha var.
Aşk – sevgi – vefa – fedakârlık o kadar önemli ki, bazen yapılanlar takdirle karşılanır, bazen doğa sizlere hediye verir…
Bu hikâyede güzel bir sevgiyi ve onun değerlendirilmesini anlatacağım sizlere…
Bir çeşit takımyıldızı hikâyeleri olacak bunlar…
Bir Mısır kraliçesi varmış. Çok güzelmiş. Öyle böyle değil. Dillere destan güzelliğinin en büyük sebebi de inanılmaz saçlarıymış. Uzun, parlak, canlı göz kamaştırıcı saçlar.
O kraliçeden; saçları dünyaya bedel kraliçe diye söz ederlermiş.
Düşünün ne kadar güzel olduğunu…
Tabi kraliçenin de gözünün bebeğiymiş saçları.
Bir teline zarar gelecek olsa kıyametleri kopartır, yeri göğü yıkarmış.
Gel zaman – git zaman kraliçenin eşi savaşa gitmiş.
Savaşta çok zalimane yani çok kanlı geçecek kazanılması zor bir zafermiş.
O dönemlerde tanrılardan isteklerde bir şeyler de verilirmiş.
Kraliçe eşinin sağ salim gelmesi için dualar etmiş. Ayrıca tanrılara bir adak adaması, bir çeşit bir kurban vermesi gerekiyormuş.
Kendi için en önemli neyim var diye düşünmüş.
Kendine ait feda edebileceği…
Sonra saçları gelmiş aklına… Herkesin imrenerek baktığı saçları…
Sonunda tapınağa gitmiş, saçlarını kesmiş, yunaka koymuş, dualarını etmiş.
“Eşim savaştan sağ salim gelsin saçlarım feda olsun” demiş.
Kolay değilmiş onun saçlarını kesmesi, üstelik kısacık kesmesi.
O zamanlarda kadınlar saçlarını kesmezlermiş, cezalıların saçları kesilirmiş, ibreti âlem olsun diye gösterilirmiş. Düşünün kraliçe neyi göze almış.
Aradan zaman geçmiş.
Mutlu haber gelmiş.
Eşi kral savaşı kazanmış, muzaffer bir edayla dönmüş.
Kraliçe gözyaşları içinde sevinçle karşılamış eşini.
Kral eşinin saçlarını görmeyince çok şaşırmış.
Anlatılanları dinleyince doğruca eşi ile tapınağa gitmiş.
Fakat tapınakta saçlar yokmuş. Kral gökyüzüne bakmış:
“Berenis saçların gökyüzünde” diye çığlık atmış.
Saçları gökyüzünde Aslanın kuyruğunun yanında ki yıldızların arasında duruyormuş.
Kral gülümseyerek karısının saçlarını okşamış.
O günden sonra o yıldız kümesine Berenis’in saçları denilmiş.
Gökyüzüne dikkatli bakalım, belki görürüz…


Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder