29 Ağustos 2017 Salı



CHURCHİLL OSMANLI’YA SATILAN GEMİLERE NASIL EL KOYMUŞ?

nazanss.blogspot.com





Hiç bir kötülük cezasız kalmaz. Bunu ister bilerek yapın ister mecbur olduğunuz için, öyle olması gerektiğini düşündüğünüz için uygulayın, fark etmez.
Size, gazetelerden okuduğum bir haberi özetleyerek anlatmak istiyorum.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde İngiltere’ye iki savaş gemisi ısmarlamışız. İsimlerini de hazırlamışız. Birinin ismi ‘Reşadiye’ olacakmış, diğerinin ismi de ‘Sultan Osman I’
Güzel bir törenle alacakmışız, anlı şanlı diğer gemilerimizin içine katmak, donanmamızı güçlendirmekmiş isteğimiz… 
Kimlerden alıyoruz? İngilizlerden.
Peki, vermişler mi?
Bakın ne yapmışlar.

Biz bu iki geminin ücretini nakit ödemişiz. Yani alacak verecek hesabı yok. Hatta bu geminin ücretini ödeyebilmek, parayı denkleştirmek için halktan da yardım almışız. Az bir para değil, dört milyon Sterlini bulan iki de dretnot alınacakmış.
Bu paralar için yeterli bütçe var mıymış, yokmuş. Şöyle bir uygulama başlatılmış. Geniş çaplı bir bağış kampanyası düzenlenmiş. Halkın toplu bulunduğu her yerden para toplatılmış. Bunun için birçok eğlenceler düzenlenmiş. Bayramlarda öğrencilere kumbaralar verilerek para dahi toplatılmış. Büyük para verenlere:
 “Donanma İane Madalyası” adlı madalya veriliyormuş.
Para böylelikle tamamlanmış ve İngiliz şirketine gönderilmiş.
Mesele halledilmiş olmuş!

Ne yazık ki bundan sonra olanlar hiçte meselenin halledildiğini göstermiyormuş.
Gemileri teslim almaya Rauf Orbay Bey, Newcastle kentine gitmiş.
Bir hayli heyecanlı bir olay elbette! Merasimle alınacakmış gemiler.

Gemilerin teslimi gecikmeye başlamış.
Sebebi; Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ da Almanya saflarında olmasındanmış.
Gecikme; Churchill’in verdiği kararla neticelenmiş.
İngiliz hükümeti 3 Ağustos 1914’de, Osmanlılara satılan ‘Sultan Osman I’ ve ‘Reşadiye’ gemilerine parasını aldığı halde el koyduğunu belirtmiş.
Bu inanılmaz bir olaymış, tam bir diplomatik skandal olarak tarihe geçmiş.
Rauf Bey, anılarında bu olayı şöyle anlatıyormuş.

 “Geminin son taksiti olan yedi yüz bin lira da ödenmişti. İşleri bir an önce bitirmek için denemelerin bir kısmından vazgeçerek fabrika ile 2 Ağustos 1914 günü, geminin bize teslimi konusunda anlaşmıştık. Fakat parayı verişimizin ertesi günü için kararlaştırılan sancağımızı çekme töreni saatinden yarım saat önce, İngiliz Hükümeti, Sultan Osman’a el koydu… Osmanlı Devleti tarafından durum şiddetle protesto edildiyse de kimse oralı olmadı…”(alıntı)

Bu neydi, nasıl oldu? Demek ve bu konuda kafa patlatmak!
Gemilerimiz ki bizim gemilerimiz, parasını ödediğimize göre bize ait. İngiliz Kraliyet Donanmasının hizmetine alınmış.
‘Sultan Osman I’ – ‘Agincour’
‘Reşadiye’ – ‘HMS Erin’ olmuş.

O dönemlerde denizlere hâkimiyet önemliymiş. Denizde güçlü olan, dünyada güçlü olur sözleri o dönemlerde çok revaçtaymış. Donanmalar genişletilmeymiş. Elbette Osmanlı’da böyle düşünüyormuş. Tarih boyunca Osmanlı denizlerde zaten çok güçlüymüş. O tarihlerde denizcilik teknolojisinde en gelişmiş iki ülke; Fransa ve İngiltere’ymiş. Gemi yapım teknolojileri bir hayli iyilermiş. Sadece Osmanlı değil, dünyanın birçok yerinden onlara gemi siparişinde bulunuluyormuş.

Ne yazık ki biz alamadığımız gemilerin paralarını ödemiştik!
Buda gösteriyor ki, bizim İngilizlerden iki gemi alacağımız var.

Bu yazıyı hazırlarken bu konuyla ilgili birçok gazete haberini okudum.
83 yıl önce bize verilemeyen bizim gemilerimiz olduğunu öğrenince şaşırdım!
Yazının başında da söylemiştim, hiçbir kötülük cezasız kalmaz.
Nitekim bize verilemeyen gemiler onlarında işlerine yarayamamış, kısa süre sonra gemi parçalayanların elinde parçalanmış.


Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder