30 Ağustos 2017 Çarşamba


TÜRK KADINI – BAŞKA SÖZE GEREK YOK

nazanss.blogspot.com

BUGÜN 30 AĞUSTOS 2017
ZAFER BAYRAMIMIZ
BEN BİR TÜRK KADINI VE BİR YAZAR OLARAK MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARINA MİNNETTARIM.



"Siyasal ve toplumsal hakların kadın tarafından kullanılmasının
İnsanlığın saadeti ve prestiji açısından gerekli olduğuna eminim"

Mustafa Kemal Atatürk




Kadın…
Türk kadını…
Türk Kadını – Kadın Hakları…
Türk Kadınının Toplumdaki Yeri ve Siyasi Hakları…
 
Ben bir Türk kadını olmaktan her zaman onur duymuşumdur. 

Bir kadın yazar olarak yapabildiklerimi Atama borçluyum.

KADININ VE HAKLARININ NE OLDUĞUNU O SÖYLEDİ VE O DEDİ Kİ:


"Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.
Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir.
Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. 
Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim."

            Mustafa Kemal Atatürk:

O öyle bir şey söyledi ki:

"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

Türk kadının Seçme ve Seçilme Hakkı’nı Cumhuriyet’ten sonra elde etmiş.

30 Mart 1923 vakit gazetesi...

Türk Toplumunda kadın her zaman önemli olmuştur.
Sadece Türk Toplumunda değil İslamiyet’te de kadın önemlidir. Hiçbir dinde İslam’da olduğu kadar kadının önemi bu denli vurgulanmamıştır.
İslamiyet’ten önce diri – diri gömülen kız çocukları, İslamiyet’le birlikte yaşar olmuşlardır…

Cumhuriyet’le birlikte kadının önemi bir kez daha belirlenmiş.
Medeni Kanunun kabulü ile Türk kadınına;
Evlenme,
Boşanma,
Miras,
Şahitlik etme hakları tanınmış…

Türk kadınlarının siyasette yer almasını Mustafa Kemal Atatürk zaruri görmüş; -

Demokrasinin daha iyi işlem görmesi için kadınların ülke yönetimde olmaları gerektiğini vurgulamıştır.

Dahasında da kadınlara:
Belediye seçimlerine katılma hakkı,
Muhtarlık,
Millet Vekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

Üstelik siyasi haklar Avrupa Ülkelerinden çok önce Türk Kadınına verilmiştir.
Cumhuriyet’le birlikte Türk Kadının elde ettiği haklarından çok önemli olan iki husus şöyledir:

Siyasi Haklarının tanınması,
Medeni Kanun ile kadın – Erkek eşitliği,

Türkiye’de kadınların erkeklerle eşit haklara ulaşması hemen olmamıştır ve hiç de kolay olduğu söylenemez.
Kadınların siyasal ve toplumsal hakları yoktu ya da sınırlıymış.

Kadın ev hanımı, adamın eşi, çocukların annesi, birilerinin kızı, gelini, bacısı…
Bunun ötesinde kamusal ya da siyasi hakları olmadığı için söz söyleme hakkı da yokmuş.

Oysa diyerek anlatmak istediklerim var.
Örneklerim var.

Mesela:
Orta Asya Türk Devletlerinde kadınlar siyasi haklara sahip.
Kadın ve erkek her alanda eşit haklara sahip…
Orhun Kitabelerin de Hakanın karısının kocası ile birlikte Türk Toplumunun başında olduğu yazılıymış.
Kadın aile içinde de erkek ile eşit haklara sahipmiş.
Kadınlar eşleri ile birlikte devleti yönettikleri gibi tek başlarına da devleti yönetmişler…
Kadına Türkan ya da Bilge adı verilirmiş.
Emirnamelerde Hakan ve Hatun buyuruyor ki denilirmiş.
Cengiz Yasalarında; Senelik Kurultaylarda kadınların da olduğu biliniyormuş.

İslam’ın kabulünden sonra kadına bazı sınırlar konmuş. Sonra Osmanlı döneminde Tanzimat fermanına kadar da bu böyle sürmüş.

Osmanlı da kadının yasakları varmış. Kadınların toplumsal yaşamları kısıtlıymış.

Kadınların erkeklerle aynı sandala binmeleri yasakmış.
Kaymakçı dükkânlarına girmeleri,
Mesire yerlerine gitmeleri,
İnce kumaştan farece giymeleri de yasaklardan bazılarıymış.

Meşrutiyetle birlikte bazı hareketlenmeler olmuş.

Bazı kadın dernekleri kurulmaya başlanmış, kadın haklarını aramaya başlamış.
Tabi siyasi hak talebini de sıkça dile getirilmeye başlanmış.
Tam anlamı ile bu haklara kavuşması Cumhuriyetin kurulması ile olmuş.
Gündelik hayatta kamusal alan ve özel alan olarak ayrımda kadınları ve erkekleri sahip oldukları hak ve yükümlülükler açısında da farklıymış.

18 ve 19 yüzyılda dünya genelinde kadın hareketleri olmaya başlamış.
Kadının; Avrupa ülkelerinde ve Hindistan gibi ülkelerde söz söyleme hakkı yokmuş.
Kadın bir hayli değersizmiş. Erkek önemliymiş.

Kadın hakları konusundaki en büyük değişim; Endüstri Devrimi ile olmuş.
Kadınlar fabrikalarda çalışmaya başlamış…

20. yüzyıla gelindiğinde kadınlar haklarını ciddi olarak aramaya başlamışlar. Feminist akımlar sayesinde toplumsal ve siyasal anlamda haklar edinmişler.

Dahasında Finlandiya, İsveç ve Norveç’te kadınlar 1900’lü yıllardan itibaren siyasal hayata atılmaya başlamışlar.
Amerika Birleşik Devletlerinde 1919’da kadınlar; seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlar.

Türk Kadını:

16 Haziran 1923 tarihinde Kadınlar Halk Fırkasını kurmuş. Amaçları;
Sosyal,
Ekonomik,
Siyasi haklarının kazanmakmış.

1924’te Tevhit-i Tedrisat Kanunu ile modern bir eğitim sistemi kurularak her iki cinsin eşit öğrenim haklarından yararlanması sağlanmış.

1924’te Türk Kadınlar Birliği kurulmuş.
Kadınların sosyal ve siyasal haklara sahip bir konuma gelmesi için kurulmuş.

1926’da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile Türk Kadınının çok önemli bir olayını halletmiş. Çok karılı evlenmek sona ermiş.

               Kadın yeni Medeni Haklara sahip olmuş.

Kadının üzerinden toplum baskısı ve bazı değer yargıları da değişmeye başlamış.

1930’ta Kadınların belediye seçimlerine katılma hakkı kesinleşmiş.
1933’te Kadınlara; köylerde muhtar ve ihtiyar kuruluna seçme ve seçilme hakkı verilmiş.

5 Aralık 1934’te – 1924 Anayasasının 10 ve 11. Maddelerinde yapılan değişiklikler ile genel seçimlerde de seçme ve seçilme hakkı verilmiş.
VE:

1935 Yılı Seçimlerinde TBMM’ne Seçilen İlk Kadın milletvekilleri:

Mebrure Gönenç(Afyonkarahisar):
1900’de İstanbul’da doğdu. 1919’da Arnavutköy Amerikan Koleji’nden mezun oldu Fransızca ve İngilizce bilen Gönenç bir süre Çamlıca Kız Lisesi ve Üsküdar Amerikan Koleji’nde dil hocalığı yaptı. Adana Belediyesine seçilen ilk kadın meclis üyesidir. Seçilmeden önce CHF’dan Mersin Belediye üyesiydi. Bir dönem milletvekilliği yaptı.

Hatı Çırpan(Satı Kadın- Ankara ):
1890’da Kazan’da doğdu. Milli savaşta malûl olmuş bir askerin eşiydi. Beş çocuğu vardı. Çiftçilikle uğraşan Satı Kadın hususi eğitim gördü. Seçildiğinde Kazan Köyü muhtarıydı. Bir dönem  milletvekilliği yaptı.

Türkan Örs Baştuğ (Antalya):
1900’de Üsküdar’da doğdu. İstanbul Darülfünunun Felsefe Şubesinden mezun oldu. Fransızca biliyordu. Uzmanlık alanı felsefe, sosyoloji ve eğitimdi. Üsküdar Kız Sanat Mektebinde müdürlük yaptı. Seçimden önce Feyziâti Lisesi Kız kısmı müdürlüğündeydi. İki dönem milletvekilliği yaptı.

Sabiha  Gökçül Erbay (Balıkesir ):
1900’da Bergama’da doğdu. İstanbul Kız Muallim Mektebinde ve Yüksek Kız Muallimin İhzari (hazırlık) kısmında okumuştur. İzmir Kız Muallim Mektebinde edebiyat öğretmenliği ve müdürlük yapmıştır. Adana Lisesi ve İstanbul Erenköy Kız Lisesinde de öğretmenlik yapan Gökçül V. Dönemde Balıkesir, VI. ve VII. Dönemde ise Samsun milletvekili olmuştur. TBMM Başkanlık Divanı Kâtip üyeliğinde de bulunmuştur.

Şekibe İnsel (Bursa):
1886’da İstanbul’da doğdu. Ortaokul mezunuydu. Almanca biliyordu. Seçilmeden önce çiftçilikle uğraşıyordu. V. Dönemde milletvekiliydi.

Hatice Özgener (Çankırı):
1865’te Selanik’te doğdu. Rüşdiye ve hususi öğrenim gördü. Rumca bilen Özgener milletvekili olmadan önce Darüleytam Müdürlüğünden emekli bir maarifçiydi. 1936 ara seçiminde parlamentoya girdi.

Huriye Öniz Baha (Diyarbakır):
1887’de İstanbul’da doğdu. Tahsilini Londra Üniversitesi kadın kısmında Betford Kolej’de pedagoji eğitimi görerek tamamladı. İngilizce bilen Öniz İstanbul Kız Muallim Mektebi ile eski İnas İdadisinde pedagoji ve uygulama dersi ile ev idaresi derslerini okuttu. Balkan Harbinden sonra muhacirlere açılan kurslarda ders vermiş ve türlü hayır işlerinde çalışmış, Hilal-i Ahmer’in açtığı kursa giderek gönüllü hastabakıcı olmuştur. Milletvekili seçilmeden önce Türkçe öğretmenliği yapmaktaydı. Yeniköy Rum Mektebinde de öğretmenlik yapan Öniz, 1950’de vefat etti.

Fatma Memik (Edirne):
1903’te Safranbolu’da doğdu. İlköğrenimine Safranbolu’da başlayan Memik sekiz yaşında İstanbul’a geldi. Burada Beyazıt İnas numune Mektebi ile Bezm-iâlem Valide Sultan Mektebinde okuduktan sonra Tıbbiye ’ye girdi. Tıbbiye ’den 1929’da birincilikle mezun oldu ve Gurebâ Hastanesinde çalıştı. Dâhiliye uzmanı olan Memik seçilmeden önce Gurebâ Hastanesi Poliklinik Şefi idi. V. VI. VII. Dönem Edirne Milletvekilliği yapan Memik 1991’de vefat etti.

Nakiye Elgün(Erzurum ):
1882’de İstanbul’da doğdu. Kız Muallim Mektebi mezunu olan Elgün, ülkemizin en eski eğitimcilerinden biri olarak biliniyor. İstanbul Kız Lisesi müdürü iken,1930’da İstanbul Şehir Meclisine ilk kadın üye olarak seçildi. Daimî Encümende üye olarak kaldı.3 dönem Erzurum milletvekilliği yaptı.

Fakihe Öymen (İstanbul):
1900’de İşkodra’da doğdu. Darülfünunun Coğrafya bölümünden mezun oldu. Fransızca bilen Öymen, Maarif ve Coğrafya uzmanıydı. Bursa Kız Muallim Mektebinde tarih ve coğrafya öğretmenliği ve Bursa Kız Lisesi Müdürlüğü yaptı. V., VI., VII. Dönem İstanbul, VIII. Dönem Ankara Milletvekilliği yapan Öymen, 1983’te vefat etti.

Ferruh Güpgüp (Kayseri ):
1891’de Kayseri’de doğdu. Öğrenimi hususi olan Güpgüp Arapça biliyordu. Biçki dikişle de ilgilendi ve Kayseri CHF Vilâyet İdare Heyeti ile Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu.

Bahire Bediş Morova Aydilek(Konya):
1897’de Bosna’da doğdu. Bolu orta mektebinden mezun oldu. Bolu Kız Sanat Okulu’nda resim öğretmenliği yaptı. Seçimden önce Bolu Belediye Meclisi üyesiydi. V. Dönemde milletvekilliği yaptı.

Mihri Bektaş (Malatya):
1895’de Bursa’da doğdu. Amerikan Kız Koleji Mezunuydu. Fransızca ve İngilizce biliyordu. Robert Kolej’de İngilizce öğretmenliği yaptı ve CHF Kütüphane Encümenine seçildi. V. VI. VII. Dönemlerde Malatya Milletvekilliği yaptı.

Meliha Ulaş (Samsun):
1901de Sinop’ta doğdu. Darülfünun ’un Edebiyat Şubesinden mezun oldu. Fransızca ve İngilizce biliyordu. İstanbul Kandilli Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği ile beş yıl Erzurum Kız Muallim Mektebinde başmuallimlik ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Seçilmeden önce Samsun Lisesi’nde edebiyat öğretmeniydi. V. ve VI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan Ulaş 1942’de vefat etti.

Esma Nayman (Seyhan):
1899’da İstanbul’da doğdu. Lise mezunuydu. Fransızca, İngilizce ve Rumca biliyordu. Belediyecilik alanında uzmandı. Adana Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu. Bir dönem milletvekilliği yapan Nayman 1967’de vefat etti.

Sabiha Görkey (Sivas ):
1888’de Üsküdar’da doğdu. Üsküdar Kız Sanayi Mektebinden sonra Darülmuallimat’ı bitirdi. 1917’de Darülfünun ‘un Riyaziye Şubesinden mezun oldu. Fransızca bilen Görkey Kız Muallim Mektebi Müdür ve Muallimliklerinde bulundu. Seçilmeden önce Tokat orta mektebinde Riyaziye öğretmeniydi.

Seniha Hızal(Trabzon ):
1897’de Adapazarı’nda doğdu. İlköğrenimini İstanbul Fatih Rüşdiyesi’nde, orta öğrenimini Kız Sanat Mektebi’nde yükseköğrenimini ise Darülfünun Fen Fakültesi’nde tamamladı. (1918) Fransızca bilen Hızal, Darülmuallimat ve Erenköy Kız Lisesi Müdürlüğü’nde bulunduktan sonra Maarif Umum Müfettişliği ’ne tayin edildi. Kendisi Türkiye’de ilk kadın müfettiş olarak bilinmektedir. İstanbul Kız Muallim Mektebi Müdürlüğü ile Fevziye Lisesi Müdürlüğünde bulundu. Selçuk Kız Sanat Okulu’nda da öğretmenlik yaptı. Şişli’de açtığı ilk ve orta tahsilli Yeni Türkiye Özel Mektebi’nde müdürlük ve öğretmenlik yaptı.

Benal Nevzad İstar Arıman (İzmir ):
1903’te İzmir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de yaptı. 1921’de Paris Sorbonne Üniversitesi’nin Edebiyat bölümünden mezun oldu. Döndükten sonra Hilâliahmer ve Himaye-ietfal gibi yerlerde sosyal faaliyetlerde bulundu. CHF vilayet heyeti üyeliği de yapan Arıman, Fransızca ve Rumca biliyordu. Uzmanlık alanı belediyecilik, sosyoloji ve edebiyattı. İzmir Belediye üyeliği de yapan Arıman, V, VI. VII. ve VIII. Dönemde İzmir Milletvekilliği yaptı. 1990’da vefat etti.(Dr.Ayten Sezer’den Milletvekillerinin isim ve detayları alınmıştır.) 

Türkiye’de kadınlar bu hakkı aldıktan çok uzun yıllar sonra Avrupa’da kadınlara bu haklar tanınmış.

1944’te, Fransa,
1952’de Yunanistan,
1974’te İsviçre ve birçok Avrupa ülkeleri daha sonraları kavuşmuşlardır.

Yol Işığım Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin şu sözlerine lütfen dikkat ediniz…

"Kadın Hak nurudur, sevgili değil... Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değil”
(Mesnevi C.1, B.2437)



Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder