29 Ağustos 2017 Salı




Endülüs – Kurtuba
Bir çok icatın ilk yapıldığı – bulunduğu yer.



Endülüs Emevi Devleti; tam anlamı ile bilim,
Kültür ve sanat alanlarında çalışmalar yapan bir devlet olmuş.
Onlar savaşmaktan ziyade sanata, bilime ağırlık vermişler.

nazanss.blogspot.com




Bir devletten söz edeceğim sizlere…
Neredeyse her noktada ilk onlar yapmışlar.
Okudukça inanamayacaksınız.
Orası Endülüs – orası Kurtuba
900’lü yıllarda Avrupa’nın en Büyük Bilim ve Sanat Merkezi Olmuş.

765–1031 yılları arasında Endülüs’te hâkimiyet kurmuş,
Emevî Hânedânı. Ed-Dâhil (Muhâcir)lakabıyla bilinen Abdurrahmân’dan îtibâren Üçüncü Hişam’la sona ermiş,
275 sene devam etmiş.
Üçüncü Abdurrahmân’a kadar Kurtuba Emirliği olarak adlandırımış.
Bu hükümdâr zamânında Endülüs Emevî Hilâfeti nâmı verilmiş.
Hükümdâr’da, Emîr-ül Mü’minîn ünvânını almış…

Endülüs devletinin kurucusundan söz edeceğim sizlere…
Devletin kurucusu Abdurrahmân bin Muâviye bin Hişam bin Abdülmelik bin Mervân bin el-Hakem, Ebü’l-Muttarif künyesiyle tanınıyormuş.
Mührüne; Abdurrahmân Allah’a güvenir ve sığınır yazısını yazdırmış.

Ben Endülüs Emevi Devletini zaman – zaman anlatıyorum ama bu şekilde değil.
Ben oradan yetişmiş, İslam âlimlerinden sıkça söz ediyorum.

Düşünsenize Avrupa’nın birçok yerinden öğrenciler eğitim için buraya Başkent Kurtuba’ya geliyorlarmış.
O zamanlar o kadar çok Endülüs Hanedanlığında bilim adamları varmış ki, onların yetiştirdikleri öğrencilerin Avrupa Kültür ve Medeniyetine büyük katkıları olmuş.
Bütün her yerde bu yazılanları okuyabilirsiniz.

Avrupa kültür ve medeniyetinin oluşumunda Endülüs Emevileri’nin katkısı çoktur.
Hıristiyanlık âleminin ilim alanında ilerlemelerinin en büyük etkeni Endülüs Emevilerinin yetiştirdikleri bilim adamlarının katkılarıdır.

O dönemde âlimlere çok değer veriliyormuş.
Kurtuba’da Tıp Fakültesi kurulmuş.
Bu Avrupa’da da ilk…
Önemli insanlar, krallar ve devlet adamları bu hastanede tedavi olurlarmış.
Tıp ve astronomi üzerine çalışmalar gün geçtikçe daha ileri noktalara gelmiş.
O dönemde çok büyük âlimler yetişmiş. Bazılarının isimleri:

Muhyiddin-i ibni Arabî,
Kadı Ebû Bekr ibni Arabî,
Nûreddin Batrûci,
Müfessir Ebi Abdullah bin Muhammed Kurtûbi.

Kurtuba’da altı yüz bin kitap bulunan kütüphane varmış.
Endülüs’ün güzelliği asırlar geçtiği halde hala dillerde…
Sanat çok öncelikliymiş.
Böyle olunca da saraylar, camiler, bahçeler emsalsiz olmuş.
Burası o dönemlerde dünyanın en önemli yerlerinden biriymiş.

Tam üç asır Endülüs Emevi Devletinin başkenti olan Kurtuba’nın:

300 camisi varmış.
Kanalizasyon sistemi,
Hamamları,
Ücretsiz eğitimi,
Hasta haneleri varmış…

Özetlediğimizde:

Köklü ve ihtişamlı bir İslam kültürü,
Avrupa ve Dünyadaki ülkeleri etkileyen bir medeniyetmiş.
O devirde siyasi, iktisadi ve fikri üstünlüğünün zirvesindeymiş.
Fas Kurtuba, Gırnata Üniversiteleri ile Batıya ilim ve fen aşılamış.

Kurtuba; 900’lü yıllarda Avrupa’nın en büyük bilim ve sanat merkezi olmuş.

Avrupalılar tahta kulübelerde yaşarken,
500 bin nüfuslu Kurtuba’da kanalizasyon, sokaklarda ışıklandırma sistemleri, kamu hizmetleri varmış.

Tarih, felsefe, fıkıh, edebiyat, astronomi, coğrafya, haritacılık, matematik, zooloji, botanik, kimya, tıp, mimari ve musikide önemli gelişmeler sağlamışlar.

İslam Sanatının ve estetiğinin en güzel örneklerinden biri olan Gırnata şehrindeki El Hamra Sarayı’nda o zamanın en büyük kütüphanesi varmış.

Şimdilerde bile bu güzellikleri muhafaza eden bu güzel yer için:

Yahya Kemal Bayatlı sözlerini yazmış..
Münir Nurettin Selçuk bestelemiş…
Ortaya muhteşem bir eser çıkmış…

Zil, şal ve gül, bu bahçede raksın bütün hızı
Şevk akşamında Endülüs, üç defa kırmızı
Aşkın sihirli şarkısı, yüzlerce dildedir
İspanya neş’esiyle bu akşam bu zildedir

Alnında halka halkadır âşufte kâkülü
Göğsünde yosma Gırnata’nın en güzel gülü
Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir
İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli

Gözler kamaştıran şala, meftûn eden güle
Her kalbi dolduran zile, her sineden ole!

Umut ediyorum bir gün bizlerde oraları gider görürüz…


http://www.youtube.com/watch?v=J6-fNJpiHW0



Nazan Şara Şatana
nazanss.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder